Elazığ’da hayvancılık sektörü, şehirleşmenin hız kazanması ve genç nesillerin geleneksel mesleklerden uzaklaşması nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya. Sürü sahipleri, aylık 70 bin TL maaş, yeme, içme, barınma ve kıyafet gibi temel ihtiyaçları karşılamalarına rağmen çoban bulmakta ciddi zorluklar yaşıyor. Çobanların maaş taleplerine ek olarak artık teknolojiye olan ihtiyaçlarının da arttığı belirtiliyor. Sürü sahipleri, çobanların aylık 30 GB internet paketi talep ettiklerini ve tüm bu şartlar sağlanmasına rağmen çalışacak çoban bulmanın giderek imkansız hale geldiğini ifade ediyor.
Hayvancılıkla uğraşan Nurettin Çelenk, çoban bulamamanın kendisi ve meslektaşları için büyük bir sorun haline geldiğini dile getiriyor. Eskiden köylerde sıkça görülen bu mesleği, artık gençlerin tercih etmediğini belirten Çelenk, bu nedenle sürü sahiplerinin çaresiz kaldığını söylüyor. “Çoban bulmak altın bulmaktan daha zor hale geldi” diyen Çelenk, yaşanan bu durumu şu sözlerle özetliyor: "Önceden çobanlar sadece kontör isterdi, şimdi ise internet istiyorlar. Aylık 70 bin lira maaş veriyoruz, 30 GB internet paketi sağlıyoruz, yeme, içme, barınma ve giysi gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Fakat buna rağmen çalışacak çoban bulamıyoruz."
Çelenk, çobanlık yapacak kişi bulamadığı için hayvanlarının büyük bir kısmını satmak zorunda kaldığını belirtiyor. Bir zamanlar 500 koyun beslediğini, ancak şu anda bu sayının 150’ye düştüğünü ifade ediyor. "Kendi imkanlarımla hayvanlarıma bakıyorum, ben de artık çobanlık yapıyorum" diyen Çelenk, çobansız hayvancılığın imkansız hale geldiğini vurguluyor. Çobanın altın değerinde olduğunu ifade eden Çelenk, çobanın olmadığı bir hayvancılık işletmesinin ayakta kalmasının zor olduğunu belirtiyor.
Çobanların genç nesil tarafından tercih edilmemesi ve modern yaşam koşullarına ayak uydurma istekleri, hayvancılık sektörünü derinden etkiliyor. Çelenk, bu durumu şöyle açıklıyor: "Çobanlar artık internet istiyor, dağda bile sosyal medyadan kopmak istemiyorlar. 'Aylık 30 GB internetim olacak' diyorlar. Ben ayda 30 GB internet kullanmıyorum ama çobanlar haklı. Biz çaresiziz, ne talep ederlerse kabul ediyoruz, çünkü başka seçeneğimiz yok."
Sürü sahiplerinin en büyük zorluklarından bir diğeri ise bu talepleri karşıladıktan sonra dahi iş gücü bulamamak. “Altın bulabiliyorsunuz ama çobanı bulamıyorsunuz” diyen Çelenk, çobanların artık memur maaşlarından daha fazla gelir elde ettiğini ve bu mesleğin artık altın değerinde olduğunu belirtiyor. Çoban maaşlarının yanında verilen diğer imkanlara rağmen, gençlerin bu işi tercih etmemesi nedeniyle birçok sürü sahibi hayvan sayısını azaltmak zorunda kalıyor. Çelenk gibi birçok sürü sahibi, çaresizce hayvanlarının bir kısmını satıp kalanlarına kendi imkanlarıyla bakmaya çalışıyor.
Elazığ, Tunceli ve Erzincan üçgeninde ikamet eden Şavak aşireti mensupları, hayvancılıkla uğraşan ailelerin çoğunluğunu oluşturuyor. Fakat şehirleşme ve modernleşme, bu kadim mesleği icra edecek kişilerin sayısının hızla azalmasına yol açıyor. Çelenk, "Çoban bu sene altınla yarışıyor. Biz altın alamıyoruz ama çobanlar bizden fazla kazanıyor" diyerek, hayvancılıkla uğraşan ailelerin içinde bulunduğu çıkmazı dile getiriyor.
Çobanlık, zorlu şartlar altında yapılan bir meslek olduğu için iş gücünü elde tutmak zorlaşıyor. Çelenk, çobanların dağda, bayırda, yağmurda, karda çalıştıklarını ve 50 yaşına geldiklerinde sağlık sorunları yaşamaya başladıklarını belirtiyor. “Adamın yatağı keçesi” diyen Çelenk, çobanların zor yaşam şartlarına katlanmalarının karşılığında yüksek taleplerde bulunmalarını da haklı buluyor.
Hayvancılık sektöründe yaşanan bu iş gücü krizi, sürü sahiplerini hayvan sayısını azaltmaya ve kendi başlarına çobanlık yapmaya zorlarken, hayvancılık sektörünün geleceği konusunda da endişeler artıyor. Sektördeki bu gelişmeler, hayvancılığın sürdürülebilirliği ve kırsal ekonomiye etkileri konusunda daha geniş çaplı önlemler alınmasını gerektiriyor.