?>

ADF’de ırkçılıkla yüzleşme çağrısı: "İslamofobi, yalnızca Müslümanların değil, insanlığın sorunu"

?slam işbirliği teşkilatı'nın (iit) islamofobi ile mücadele özel temsilcisi mehmet paçacı,

Siyaset - 3 gün önce

Antalya Diplomasi Forumu’nda düzenlenen "21. Yüzyılda Ayrımcılık ve Irkçılıkla Yüzleşmek" oturumunda, demokrasilerde derinleşen temsiliyet sorunu ve yapısal ırkçılık tartışmaya açıldı. İİT Temsilcisi Mehmet Paçacı, İslamofobinin yalnızca dini bir önyargı değil, küresel bir insan hakları sorunu olduğunu vurguladı. Paçacı, "Müslüman zıttı ırkçılık sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın sorunudur" ifadelerini kullanırken, Leeds Üniversitesi’nden Prof. Dr. Salman Sayyid ise "Hiç kimse kendine ırkçıyım demiyor ama pek çok kişi gururla ‘İslamofobikim’ diyebiliyor" dedi.

Antalya Diplomasi Forumu’nun son gününde gerçekleşen "21. Yüzyılda Ayrımcılık ve Irkçılıkla Yüzleşmek" başlıklı oturumda, günümüz toplumlarında giderek yapısallaşan ayrımcılık ve ırkçılık sorunu farklı perspektiflerden ele alındı. Avrupa’dan Güney Asya’ya, ABD’den Orta Doğu’ya uzanan bir çerçevede Müslüman zıttı nefret, yapısal eşitsizlik, temsiliyet sorunu ve ifade özgürlüğüyle ırkçılık arasındaki gerilim masaya yatırıldı. AGİT, İİT ve Avrupa Komisyonu temsilcilerinin yanı sıra akademisyenler de oturumda kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. "Müslümanların yarısı her gün ayrımcılığa ya da tacize uğruyor"

Evren Dağdelen Akgün, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi olarak yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın raporlarına işaret etti. Akgün, "13 AB ülkesinde yapılan araştırmalara göre, Müslümanların yarısı her gün ayrımcılığa ya da tacize uğruyor. Bu durum yalnızca bireyleri değil, toplumu ve demokrasiyi aşındırıyor" dedi.

Müslüman zıttı nefretin semptomları değil, nedenleriyle yüzleşilmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, "Bu nefret gerçek bir olgu. Adı ne olursa olsun, bu bir ırkçılıktır. Ceza hukukunun konusu olmalı. Cezasızlık, söylemleri meşrulaştırıyor ve ayrımcılığı derinleştiriyor" uyarısında bulundu. Akademik verilerin ırkçılığın demokratik kurumlara sızdığını gösterdiğini ifade eden Akgün, "Bu süreç hedef alınan toplulukların demokratik sürece katılımını da engelliyor. Bu da sistemin meşruiyetini sorgulatıyor" dedi. "İslamofobi bir güvenlik kisvesiyle yeniden üretildi"

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) İslamofobi ile Mücadele Özel Temsilcisi Mehmet Paçacı, modern ırkçılığın kültürel kimlik ya da güvenlik kaygıları üzerinden yeniden inşa edildiğini söyledi. "Batı toplumlarında Müslümanlara yönelik önyargılar yalnızca dışlamaya değil, toplumlar arası bölünmeye de neden oluyor" diyen Paçacı, bu nefretin sistematik ve küresel bir yapıya dönüştüğüne dikkat çekti.

Paçacı, yalnızca 2024 yılında ABD’de Müslüman zıttı önyargıya dair 9 bin şikâyet alındığını, Avrupa’da ise bir yıl içinde vakaların %43 artarak 6 bini geçtiğini belirtti. Avustralya ve Uzak Doğu’da da son iki yılda vakaların ikiye katlandığını vurgulayan Paçacı, özellikle kadınların çevrimiçi ve fiziksel saldırılarda orantısız şekilde hedef alındığını belirtti. "Bu rakamlar yalnızca istatistik değil; inançları nedeniyle korku içinde yaşayan insanların, ailelerin gerçek hikâyeleridir" diyen Paçacı, İslamofobinin bir insan hakları meselesi olduğunu, toplumsal barış ve çoğulculuğun da bu nefretin hedefinde olduğunu ifade etti. "Demokrasi bir etiket değil, her gün yeniden kazanılır"

Avrupa Komisyonu’nun Müslüman Zıttı Nefretle Mücadele Koordinatörü Marion Lalisse, ayrımcılığın yalnızca bireyler arasında değil, yapısal düzeyde üretildiğini söyledi. "Demokrasiye sahip olmak, bir kez elde edilen bir etiket değildir. Her gün yeniden mücadeleyle korunur" diyen Lalisse, Avrupa’nın pek çok yerinde Müslümanlara, Romanlara, siyahilere ve Asyalılara yönelik ayrımcılığın devam ettiğini vurguladı.

Lalisse, medya kuruluşlarının bazılarının Müslümanları yalnızca terör ya da göç kapsamında sunarak sosyal gerginlikleri artırdığını söyledi. Lalisse, şu ifadelere yer verdi: "Müslümanlar hakkında konuşmak değil, Müslümanları konuşmanın içine dâhil etmek gerekiyor."

Irkçılıkla mücadelede yasal önlemlerin yanında "çeşitlilik sözleşmeleri" ve "şehir ödülleri" gibi yumuşak araçların da etkili olduğunu belirten Lalisse, AB içinde ırkçılıkla mücadele eden ECCAR gibi yerel organizasyonların desteklenmesinin önemini vurguladı. "Hiç kimse ırkçıyım demiyor ama ırkçılık sürüyor"

Leeds Üniversitesi’nden Prof. Dr. Salman Sayyid, İslamofobinin yalnızca Batı’ya özgü olmadığını ve giderek küreselleşen siyasal bir strateji haline geldiğini söyledi. Sayyid, "Bugün kimse kendine ırkçıyım demiyor ama pek çok kişi gururla ‘İslamofobikim’ diyebiliyor. Bu, liberalizmin en büyük çelişkilerinden biri" dedi.

İslamofobinin yalnızca Müslümanları değil, tüm vatandaş-devlet ilişkilerini dönüştüren bir mekanizma haline geldiğini belirten Sayyid, "Fransız bilim insanlarının bile vize engeline takıldığı bir düzende, İslamofobi artık yalnızca bir tepki değil, bir yönetim biçimi" ifadesini kullandı. "Temsilsizlik yalnızca sayı değil, yaşam hakkı sorunu"

Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şener Aktürk ise temsil krizine dikkat çekti. Aktürk, Avrupa’da Müslüman nüfusun oranla parlamentolarda yalnızca üçte biri kadar temsil edildiğini ve başörtüsü takan, Camiide kampanya yürüten vekillerin sistematik biçimde dışlandığını söyledi. Aktürk, "Sadece seçilme değil, günlük dini yaşamın kamusal alanda görünürlüğü de engelleniyor" dedi.

Aktürk, minare yasağından sünnet sınırlamalarına kadar birçok düzenlemenin özellikle Müslüman ve Yahudi inançlarını hedef aldığını belirterek, "Bu sadece azınlıkları değil, çoğunlukları da etkileyen bir temsiliyet krizidir. Suriye örneğinde olduğu gibi, çoğunluğun temsilsizliği dahi yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor" şeklinde konuştu.

Aktürk ayrıca, "yerli" ve "göçmen kökenli" gibi ayrımların tarihi fikrinden kopuk olduğunu belirterek, "Cezayir 1830’dan 1962’ye kadar Fransa’nın bir parçasıydı. Bu durumda o topraklardan gelen Müslümanlar nasıl hâlâ ‘göçmen’ sayılabilir?" diye sordu. Avrupa’nın Yahudi ve Müslüman halklarla birlikte şekillendiğini vurgulayan Aktürk, kıtanın çok kültürlü tarihine sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

HABER KAYNAĞI : İHA
Haftanın Öne Çıkanları

36 Bin Metrekarelik Gençlik Parkı İnşaatı Başladı

2025-04-07 09:33 - Gündem

Turizmde Rekor Gelir Ama Düşük Harcama

2025-04-12 10:44 - Turizm

YOLLAR VE KALDIRIMLAR SEZONA HAZIRLANIYOR

2025-04-11 11:26 - Marmaris

Ergun : “Suriye’de Türkmenler Yok Sayıldı”

2025-04-11 13:22 - Gündem

Muğlalı Doktor Antalya'da Hayatını Kaybetti

2025-04-09 10:43 - Asayiş

Hisarcık’ta "Sağlık İçin Hep Birlikte Yürüyoruz" etkinliği

2025-04-11 12:41 - Sağlık

Ticari yatta göçmen kaçakçıları ve düzensiz göçmenler yakalandı

2025-04-09 21:18 - Asayiş

Marmaris’te öğretmenlerin görevden alındığı iddiaları asılsız

2025-04-11 17:05 - Marmaris

Muğla Büyükşehir kültür gezilerini başlatıyor

2025-04-08 15:42 - Genel

Marmaris'te Anaokulu Yanında Domuz Sürprizi

2025-04-10 11:45 - Gündem

İlgili Haberler

DEM Parti Eş Genel Başkanları, Sırrı Süreyya Önder’e hastanede ziyarette bulundu

04:57 - Siyaset

İstanbul Valisi Davut Gül, Sırrı Süreyya Önder’in durumu hakkında paylaşımda bulundu

00:15 - Siyaset

Beyaz Saray: "Top Çin’in sahasında. Çin’in bizimle bir anlaşma yapması gerekiyor, bizim onlarla bir anlaşma yapmamız gerekmiyor"

23:25 - Siyaset

Manisa Büyükşehir’in kredi notu "AAA"

22:26 - Siyaset

Bakan Kurum: "TOKİ ile kale gibi konutlar yaptık"

21:30 - Siyaset

Günün Manşetleri

Ayı Arı Kovanlarını Parçaladı

16:37 - Asayiş

Galatasaray'da Bodrum FK Maçı Hazırlıkları Başladı

16:05 - Spor

Terörist Mağarası TSK Tarafından İmha Edildi

16:02 - Asayiş

Ayrılmak İstediği Erkek Arkadaşı Tarafından Bıçaklanarak Öldürüldü

15:57 - Asayiş

Sağlık çalışanı evinde ölü bulundu

14:18 - Asayiş