Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde üniversite öğrencisi olan 19 yaşındaki oğlunu kaybeden Mustafa Sezer, depremin üzerinden iki yıl geçtiğini ancak acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2’nci yıl dönümü yaklaşırken acılar hala tazeliğini koruyor. 11 ilde 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki büyük depremlerde binlerce bina yerle bir olurken, enkaz altında kalan 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti ve 107 bin 213 kişi de yaralandı. Üniversite okuduğu Kahramanmaraş’ta depreme yakalandı
Gaziantep’te yaşayan Mustafa Sezer’in en büyük oğlu Cuma Sezer de 2022 yılında üniversite okumak için Kahramanmaraş’a gitti. Cuma Sezer, Kahramanmaraş’taki eğitim hayatının henüz ilk aylarında büyük depremlere yakalandı. Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesindeki Haydar Bey Mahallesi Karasu Bulvarı’nda bulunan Seçkinler Apartmanı’nın depremde yıkılması sonucu Cuma Sezer, yıkılan binanın altında kaldı. Enkazdan cansız bedeni çıkarıldı
04.17’deki ilk depreme Gaziantep’te yakalanan ve kendilerini dışarı atar atmaz Kahramanmaraş’taki oğullarını telefonla arayan Cuma Sezer’in ailesi kendisine bir türlü ulaşamadı. Oğlunun telefonlara cevap vermemesi üzerine baba Mustafa Sezer, yakınlarıyla birlikte Kahramanmaraş’a gitti. Oğlunun kaldığı binanın yıkıldığını gören Mustafa Sezer, 4 gün boyunca enkaz başından ayrılmadı ve 4’ncü günün sonunda yıkılan binanın enkazında oğlu Cuma Sezer’in cansız bedenine ulaştı.
Evin en büyük çocuğu olan oğlunu kaybetmenin acısını hala ilk günkü gibi yaşayan ve 2 yıldır oğlunun fotoğraflarına bakarak teselli olmaya çalışan Mustafa Sezer, depremden bu yana geçen sürede acısının hiç değişmediğini söyledi. Deprem günü yaşadıklarını anlatan Mustafa Sezer, "Oğlum Cuma Sezer, evin en büyük çocuğuydu. Oğlum Cuma Sezer, Gaziantep’te ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ni kazandı ve Kahramanmaraş’a gitti. 1’nci dönem bayağı çalıştı, dersleri iyiydi. Cuma, depremden bir gün önce Gaziantep’teydi. Pazartesi üniversiteye gitmek için bir gün önceden Kahramanmaraş’a gitmişti ve gittikten sonra deprem meydana geldi. 04.17’deki depremde 04.25’ten itibaren oğlumu telefonla aramaya başladım. Saat 05.00’e kadar aradım ama telefona cevap verilmedi. Ondan sonra telefona da ulaşılmadı. Sabah 08.00 gibi oğlumdan bir haber alamayınca Kahramanmaraş’a gittim ve oğlumun gece kaldığı bina komple yıkılmıştı. Kendisine ulaşamıyoruz. 4 gün boyunca aradık. 4. günün akşamında kendisini enkazın altında bulduk ve şehit olmuştu. Rahmetliyi gece saat 23.00 gibi enkaz altından çıkardık ve Gaziantep’e getirdik" dedi. "Oğlum Cuma çok neşeli, deli dolu ve dindar bir gençti"
Yaşadığı acıyı kelimelerle anlatmanın zor olduğunu belirten Sezer, "Oğlum Cuma çok neşeli, deli dolu ve dindar bir gençti. Allah yolunda bir şeyler yapmak için hep koştururdu. Hayırlı işlerde çalışmayı da seven gönüllü bir insandı. Gönlü geniş biriydi. Bütün çevresi, arkadaşları ve hocaları kendisinden çok razıydı. Sürekli tebessüm doluydu. Sürekli her insana tebessüm eden biriydi. Her insana hep yardımcı olmaya çalışırdı. Genç bir evladımdı. Takdir-i ilahi; Rabbim verdi ve Rabbim aldı. Biz rıza göstereceğiz" diye konuştu. "Enkaz altında ulaştığımızda sanki uyuyordu"
Mustafa Sezer, "Allah’ın izniyle biz onu güzel bir şekilde yetişirdik. Oğlum hem Kahramanmaraş’taki üniversitesinde hem de Gaziantep’te okumuş olduğu okullarda bütün arkadaşları kendisinden razıydı. Bizim en büyük çocuğumuz olduğu için de yeri bambaşkaydı. Rabbim böyle diledi. Rabbimin verdiğine nasıl razı olduysak alınca da rıza göstermek zorundayız. İnsanoğlu acizdir. Hakikaten depremde bir şey yapamadık, elimizden fazla bir şey gelemiyordu. Oğluma enkaz altında ulaştığımızda sanki uyuyordu" şeklinde konuştu. "Bizim için deprem hala ilk günkü gibi ve her gün aklımızda"
Depremin üzerinden geçen 2 yıla rağmen acılarının hala çok taze olduğunu ifade eden Sezer, "Bizim için deprem hala ilk günkü gibi ve her gün aklımızda. Sanki hep kendisine sarılıyormuşuz ve her an gelecekmiş gibi oğlum gözümüzün önünden hiç gitmiyor. Rabbim verdi ve Rabbim aldı. Allah’tan geldik ve yine Allah’a döneceğiz"
HABER KAYNAĞI : İHA