Aralarında sanatçılar, avukatlar, yazarlar, yönetmenler, akademisyenler ve veteriner hekimlerin de bulunduğu 350 kişi, Anayasa Mahkemesi’ne açık bir mektup gönderdi. Mektupta, 2024'te yapılan değişikliklerle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun sokakta yaşayan hayvanları öldürme yasasına dönüştüğü ifade edilerek, iptal edilmesi istendi.
Yaşatacağız Platformu, Anayasa Mahkemesi’nden, hayvanları koruyan yasaların yeniden düzenlenmesini istedi.
SOKAK EYLEMLERİ DEVAM EDİYORYasa değişikliklerinin ardından Altındağ, Niğde, İstanbul Kalamış, Kocaeli Gebze, İstanbul Ümraniye başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinden artan hayvan katliamları ve kötü muameleye dair görüntüler ortaya çıkarken, hayvan hakları savunucuları sokak eylemlerine devam ediyor. Toplumun büyük bir kısmının karşı çıktığı yasaya, protestolar ülke çapında sürüyor. Yasa teklifi gündeme geldiğinde yapılan anket sonuçlarına göre, toplumun yüzde 85’i sokakta yaşayan hayvanların öldürülmesine karşı. Kampanyada, “Teklif yasalaşmadan önce başlayan kitlesel sokak eylemleri, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da istikrarlı şekilde devam etmiştir. Yasa değişiklikleri öncesi kent meydanlarında hayvanlar için tutulan yaşam nöbetleri, katliamların gerçekleştiği barınakların önünde sürmektedir. Hayvan hakkı savunucularının ve hayvan severlerin ilk günden beri yakından takip ettiği ve karşı çıktığı yasa değişiklikleri, beşinci ayında, hâlâ birçok ilde protesto edilmektedir” denildi.
YASA DÜNYA GENELİNDE DE BÜYÜK TEPKİ TOPLADI
Türkiye'de, sokakta yaşayan hayvanları öldürmeyi meşrulaştıran yasa değişiklikleri, sadece içerde değil, dünya genelinde de büyük tepki topladığının belirtildiği açıklamanın devamı şöyle: “Uluslararası hayvan hakları örgütleri ve tanınmış kuruluşlar, açık mektuplar yayınlayarak yasanın iptal edilmesi gerektiğini vurguladı. Yasa değişikliğine karşı küresel çapta imza kampanyaları başlatıldı ve Türkiye’ye yönelik boykot çağrıları yapıldı.
Yasa sonrası Türkiye’nin dört bir yanından artan hayvanlara yönelik kötü muamele ve işkence vakaları, şiddetin normalleşmesine yol açtı. Özellikle Ankara’da bir kişinin yavru köpekleri tırmıkla öldürürken, ‘Devlet köpekleri öldürmek için kanun çıkardı’, sözleri, yasadaki değişikliklerin ne denli şiddeti meşrulaştırdığını gösterdi.
Uluslararası basında geniş yer bulan yasadaki değişiklikler, hayvan hakları savunucularının yanı sıra toplumun büyük bir kesimi tarafından da şiddetle eleştiriliyor.”
ÇOCUKLAR ÜZERİNDE TRAVMATİK ETKİLER YARATIYOR
Açıklamada ayrıca, “Türkiye’deki yeni yasa değişiklikleri, özellikle çocuklar üzerinde travmatik etkiler yaratırken, toplumsal barışa ve ruh sağlığına da büyük zararlar veriyor. Uzmanlara göre, şiddet eylemlerinin artmasına neden olan bu durum, hayvan hakları savunucularına ve hayvan severlere yönelik fiziksel ve sözlü saldırıları da tetiklemiş durumda. Sonuç olarak, hayvanlara yönelik işkencelerin cezasızlıkla ödüllendirilmesi, toplumsal çatışmayı derinleştiriyor” ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında ise, “Yeni yasa ile sokakta yaşayan hayvanları öldürmeyi meşrulaştıran değişikliklerin ardından, hayvan hakları savunucuları ve uzmanlar, eski modelin, yani ‘kısıtlaştır-aşıla-yerinde yaşat’ yönteminin, hem hayvanların hem de toplumun sağlığı açısından en etik çözüm olduğunu vurguluyor. Uzman veterinerler, eş zamanlı kısırlaştırma ile sokak hayvanlarının popülasyonunun hızla azalabileceğini belirtiyor. Toplum, hayvanlara yönelik artan şiddet ve işkencelere karşı Anayasa Mahkemesi'nden acil bir adım atılmasını bekliyor. Hayvan hakları savunucuları ve barışseverler, yasaların iptal edilmesi ve yaşanan vahşetin bir daha tekrarlanmaması için yasal sürecin hızlandırılmasını istiyor” düşünceleri yer aldı.