Bolu Abant İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin mimarı Uğur Tunçok, hastane ile ilgili iddialarda bulunarak, "Hastane geceleri rüyalarıma giriyor, beni uykusuz bırakıyor. Bu yapı insanları öldürür" dedi.
Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda Kent Konseyi birleşenleri tarafından Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile ilgili oturum gerçekleştirildi. Programda konuşan Bolu Abant İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin mimarı Uğur Tunçok, hastaneyle ilgili korkutucu iddialarda bulundu. 2002 yılında hizmete 250 yataklı olarak giren hastanenin şu anda 450 yatağa kadar çıkarıldığını ifade eden Tunçok, yapının depreme dayanıksız hale getirildiğini öne sürdü. Tunçok, hastanede usulsüz kapasite artışından dolayı yangın merdivenlerinin kullanımının engellendiğini ve yangın dedektör sensörlerinin çalışmadığını da iddia etti. "İzzet Baysal görseydi çok üzülürdü"
Merhume İzzet Baysal’ın hastanenin şu anki durumunu görse çok üzüleceğini belirten Mimar Uğur Tunçok, "1996 yılında İzzet Baysal, ‘Ben Bolu’ya tıp fakültesi yapacağım. Benim hastalarım İstanbul’a, Ankara’ya gitmeyecek, Bolu’da profesöre muayene olacak, ameliyat olacaklar’ dedi. İzzet Bey’in vizyonu, düşüncesi, hedefi buydu. Ancak bugünleri görse herhalde çok üzülürdü. Bu hastane Bolu’nun çocuğudur. Ancak şu anda yoğun bakımda, bitmiş durumda, ölüyor. Bu durumu göz önünde bulundurmalıyız" dedi. "En acil şekilde bu binayı nasıl kurtarabiliriz"
Hastanenin kanun ve yönetmeliklere aykırı şekilde ek tadilata uğradığını söyleyen Tunçok, "İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin inşaatına 1998 yılında başladık ve 2002 yılında tamamlayarak teslim ettik. Yani biz, 1998 yılının yönetmeliklerine göre binayı yaptık. Şu anda ise çok aciz bir durumdayız. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa sürede deprem yönetmeliğinin değiştiğini görmedim. Bir hastanenin ömrü en az 50 yıldır. 20-25 yılda bir hastane yıkıp yeniden yapamayız, biz bu kadar zengin değiliz. En acil şekilde bu binayı nasıl kurtarabiliriz, insan ölümüne sebep olmayacak halde nasıl tutabiliriz, bunu düşünmeliyiz. Çünkü ben korkuyorum. Şu anda hastanede kanun ve yönetmeliklere aykırı bir durum var" ifadelerini kullandı. "Bu yapı insanları öldürür"
Usulsüz olarak yatak kapasitesinin arttırıldığını ve bu durumun insan canına mal olacağını ifade eden Tunçok, "Duyduğuma göre 2 kişilik odalar 4 kişilik hale getirilmiş. Bu, insan doğasına da aykırı bir durumdur. Fiziki olarak hastanenin tasarımı bozulmuştur. Bu binayı 250 yataklıdan 450 yataklıya çıkardılar. Ameliyathane sayısının da 8’den 12’ye çıkarıldığını duydum. Bunun anlamı, fiziki olarak insan yükünün ve hareketli yükün artmış olmasıdır. Bu nedenle acilen bu binanın 250 yataklı hale dönmesi zorunludur. Biz hiçbir şekilde bu sorumluluğu kabul etmeyiz. Çünkü bu durum geceleri rüyalarıma giriyor, beni uykusuz bırakıyor. Yatak artışı, koridorlar, genel merdivenler ve yangın merdivenlerinin yetersiz kalmasına sebep olabilir. Bu yapı insanları öldürür. Ondan sonra dünya basınına manşet oluruz" diye konuştu. "Odalarda sigara içildiği için yangın sistemi kapatılmış"
Hastane odalarında sigara içildiği için yangın sensörlerinin kapatıldığını iddia eden Tunçok, "Farz edelim ki yangın çıktı, peki yangın ihbar sistemi çalışıyor mu? Biz bu sistemi 250 yatak için ve o dönemki odalar için yapmıştık. Ancak duyduğuma göre sistem hemen hemen hiç çalışmıyor. Çünkü odalarda sigara içildiği için yangın sistemi kapatılmış. Bu konuyu rektörle konuştuğumda, ‘Cihaz bozuk’ dedi. ‘Tamam, verin, yaptıralım’ dedik ama şu anda yine çalışmadığını tahmin ediyorum" dedi. "Boş buldukları her yere bir yatak koymuşlar"
Muhtemel bir deprem durumunda binanın ağır riskli olduğunu söyleyen Uğur Tunçok, "Deprem olursa ne olur biliyor musunuz? Bina sancak gibi sallanır. Şimdi burada kimin suçu var? İzin alınmadan yapılan tadilat suçtur. Ben de kendimi bu işin içine atıyorum. Beni arayıp ‘Neden böyle konuştun?’ diye soracaklar, ama bunu söylemek zorundayım. İçeride ufak bir gaz patlaması bile olsa panikle insanlar birbirini ezer. Koridorları kapatmışlar, pencereleri kapatmışlar, dinlenme odalarını kapatmışlar. Duyduklarımı söylüyorum. Boş buldukları her yere bir yatak koymuşlar. Benim anladığım bu, bu yapı bu yatak kapasitesini kaldırmaz" ifadelerini kullandı. "Yapılan ek tadilatlar ruhsata işlenmemiştir"
Yapılan ek tadilatların ruhsata işlenmediğini iddia eden Mimar Uğur Tunçok, "Yapılan ek tadilatlar ruhsata işlenmemiştir. Bu durum kullanıcıların sorumluluğundadır. O yöneticilere benden selam söyleyin, hepsi zan altındadır. Ruhsatsız bir yapıya binlerce insanı sokarsanız suçlu olursunuz" dedi.
HABER KAYNAĞI : İHA