İzmir’de Güzelbahçe Belediyesinin düzenlediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü programında ‘tersine yürüyüş’ yapan kadınlar, kadın haklarında geriye gidiş olduğunu dile getirerek bir protesto yürüyüşü düzenledi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Güzelbahçe Belediyesi, kadın hakları ve emek mücadelesinde adımların ileriye atılmadığı, kadınların sosyal, ekonomik ve hukuki haklarının zayıflaması gerekçesiyle tersine yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay ve eşi Nermin Günay, CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek, ilçe yönetimi ve çok sayıda kadın katıldı. İlhan Selçuk Parkı’nda toplanan kadınlar Güzelbahçe Gece Pazarı’nda sessiz bir yürüyüş başlatarak 1. Liman’a kadar yürüdü. Yürüyüşün bir kısmı kadınların geri geri yürümesiyle başladı. Erkek katılımcılar, kadın haklarına destek vermek amacıyla döviz taşıyıp, mor bandanalar taktı. Kadınların çoğunlukta olduğu kortejde, ‘kadın hakları geriye gitmeyecek, biz buradayız’ yazılı mor bayrak ve sloganlar yer aldı. Yürüyüşün ardından konuşma yapan Güzelbahçe Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Uzman Sosyolog Duygu Yılmaz, "Sesimize ses olan, gönlümüze su serpen kadınlar. Bizler, tarihin akışına karşı duranlara, dayanışma içinde kazanılmış haklarımızı geriye çekmek isteyenlere bu gerçeği hatırlatmak için toplandık. Tarihin önünde tüm gericiler en çok unutulmaya mahkum olanlardır. İlericiler tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi tarihe mal olurlar. Bugün biz kortejimizle beraber geriye doğru yürüdük. Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadınlar, eğitimden siyasete, çalışma hayatından hukuk sistemine kadar her alanda büyük bedeller ödeyerek haklarını genişletti, kazandı. 1934’te kazandığımız seçme ve seçilme hakkını, dünyada feminist teorinin gelişmesiyle 80’ler de kadın hareketi başta teorik sonrasında sokaklarda büyüttü. Bizim için 8 Mart, sadece eşit ve özgür bir geleceğin iradesi değil, aynı zamanda hak mücadelesi veren tüm kadınlara saygı duruşudur" dedi.
"Kadın hakları ve emek mücadelesinde her adım ileriye atılmalıdır" diyen Yılmaz, "Tersine yaptığımız yürüyüş aslında suyun akış yönüne inadımızı ortaya koymak içindi. Emeği büyüten kadınlar olağan olmayan bu şartlarda bile kararlılıkla istikametimizden bir milim bile sapmadan yolumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Tersine de olsa yürüyüşümüz, ‘hep ileri’ olacak yönümüz. Kadınlar tarih boyunca tüm toplumsal mücadelelerin en ön saflarında yer aldı. Sahip olduğumuz her hakta, edindiğimiz her kazanımda o cesur kadınların payı var. Bundan 168 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışan 40 bin dokuma işçisi kadın, kendilerine dayatılan ayrımcılığı reddetti. Binlerce işçi kadın, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve eşit işe eşit ücret talebi ile grev yaptı. Fabrika kapıları üzerlerine kilitlendi. O sırada çıkan yangında, kapı önüne yığılan barikatları aşamayan kadınlardan 129’u yanarak hayatını kaybetti" diye konuştu. "Her kadın emekçidir"
Kadınların sesinin her yerde daha gür çıktığını ifade eden Yılmaz, "Daha da güçlü çıkacak sesimiz; susma haykır, kadınlar başkaldırır. 8 Mart’ı kutlayanlara şiddet uygulanıyor, cezalar yağıyor. Kadına yönelik şiddeti protesto etmek için dans eden kadınlara dava açılıyor. Kadınlara şiddet uygulayanlar, elini kolunu sallayarak sokaklarda dolanıyor. Kadınlar, saldırganlarıyla karakollarda barıştırıp evlerine yollanıyor. Şiddet kader değildir, kederdir. İstihdamda tutunabilen kadınların çoğu, düşük ücretle, sendikasızlıkla, işini kaybetme korkusuyla, uzun çalışma süreleriyle, mobbingle baş etmeye ve evine ekmek götürmeye çalışıyor. Kadının emeğini yok sayanlara haykırıyoruz, her kadın emekçidir. Kendisinin, çocuklarının, ailesinin ve toplumun geleceği için insanca yaşam kavgası verir" şeklinde konuştu. ‘İstanbul Sözleşmesinden vaz geçmeyeceğiz’
Asıl meselenin kadınların ev ve yaşam dengesini kurabileceği, ekonomik bağımsızlığını kaybetmeden çocuk sahibi olabileceği bir sistemin kurulması olduğuna değinen Yılmaz, "Kadın haklarını savunmak birçoğumuzun görevi oldu. Ne zaman sesimizi yükseltsek, ‘Erkek düşmanı mısınız siz?’ diyenlerle karşılaşır olduk. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyen biz kadınlar, 6284 sayılı kanuna da sahip çıkıyoruz. Biz kadınlar olarak, kavganın da taleplerin de geleceğin aydınlık günlerini barındıran umudun da yılmaz savunucularıyız. Bizler, haklı mücadelemizi örgütleyerek tarihe yön verenler olacağız" ifadelerine yer verdi. "8 Mart bir anmadır, bir başkaldırıdır"
Kadınların eşitlik, özgürlük ve emek mücadelesinin simgesi olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, "Kadınlar, toplumumuzun temel taşı, emeğin ve üretimin en önemli unsurlarıdır. Onların hak ettiği değeri görmesi, eşit şartlarda yaşam sürmesi ve şiddetten uzak, güvenli bir hayat sürebilmesi hepimizin ortak sorumluluğudur. Güzelbahçe Belediyesi olarak kadınların toplumsal ve ekonomik yaşamda daha güçlü yer alması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadın emeğini destekleyen projelerimizle onların her alanda daha görünür olmasını sağlamak en büyük hedeflerimizden biridir. Başta Güzelbahçeli kadınlar olmak üzere tüm emekçi kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, eşit, adil ve umut dolu bir dünya diliyorum" cümlelerini aktardı.
Eylemin sonunda, kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların isimleri, toplanma alanında yerlere tebeşirle yazıldı. Daha sonra kadınlar, isimlerin üzerine su dökerek onları unutmamak ve bu mücadeleyi canlı tutmak için bir anma ritüeli yaptı. Son olarak hayatını kaybeden tüm kadınların anısına denize çelenk bırakıldı.
HABER KAYNAĞI : İHA