İskenderun Körfezi’ne yapılmak istenen Dörtyol Petrokimya ve Rafineri Tesisi ile Erzin Burnaz sahilindeki Bypolimer Tesislerine karşı çıkan Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) üyeleri adına basın açıklaması yapan DACE avukatlarından Semra Kabasakal, “İskenderun Körfezi kirleniyor, yeni tesis istemiyoruz” dedi.
İSKENDERUN KÖRFEZİ EN ÇOK ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN YAŞANDIĞI BÖLGELER ARASINDA
İskenderun Körfezi’nin mevcut kirletici sanayi tesisleri olan demir çelik fabrikaları, termik santral, gübre sanayi ve çimento sanayinin yanında, liman faaliyetleri ve çeşitli sanayi tesislerinin çalışmaları yüzünden Türkiye’nin en çok çevre kirliliğinin yaşandığı bölgeler arasında yer aldığını belirten Kabasakal şunları söyledi: “İskenderun körfezinde ki kirlilikten etkilenen hava, su ve toprak kirliliğinin sınır değerleri çok aşılmış olup, İskenderun, Payas, Dörtyol ve Erzin de çevre ve insan sağlığı çok olumsuz etkilenmiştir. Bölgede kirlilikten kaynaklı artık birçok tarım ürününün verimi azalmış olup artık bazı ürünler de yetişmemektedir.”
YENİ PLANLAR YAPILIYOR
Kabasakal, “Havayı, suyu, toprağı daha çok kirletecek olan ve narenciyenin başkenti ola, Issos gibi bir antik bölge ve Burnaz gibi eşi benzeri bulunmaz bir sahile bu yapılamaz. Birinci sınıf tarım toprağına ve iklimine sahip Erzin ve Dörtyol ilçelerimize kirletici teknolojiler olan Dörtyolda, Dörtyol Petrokimya ve Rafineri Sanayi Tesisi ve Erzinde Erzin Polipropilen tesisi kurulum planları yapılmaktadır. Dörtyol Petrokimya ve Rafineri Sanayi Tesisi yaşam alanlarımız olan Dörtyol’a 8 km, Erzin’e 9 km, Yeşilköy mahallesine 3 km, Yeşiltepe mahallesine 2 km, Yeni yurt mahallesine 850 metre yakın olması nedeniyle Çevre ve İnsan Sağlığı açısından riskleri daha da arttıracaktır” dedi.
KİRLİLİK YERALTI SU KUYULARININ KİRLENMESİNE NEDEN OLACAK
Dörtyol’da halkın içme suyunu sağlayan 2 adet içme suyu kuyusunun bulunduğunu da sözlerine ekleyen Av. Kabasakal, “Tesisin kurulumu halinde oluşacak kirlilik yeraltı su kuyularının kirlenmesine neden olacaktır. Petrokimya ve Polipropilen tesisleri çalışmaya başlayınca atmosfere yayılacak olan ağır ve zehirli gazlar toprağı, havayı ve suyu daha da kirletecektir. Ayrıca tesislerin ihtiyacı olan suyunun bir kısmının yer altı sularından karşılanacak olması yeraltı sularının zamanla kirlenmesi ve tuzlanmasına neden olacak. İki tesisin soğutma suyunun denize deşarj edilmesi sonucunda deniz kirlenecek olup bölgede balıkçılık ve turizmin bitmesine ve halkın sağlığının bozulmasına neden olacaktır” diye konuştu.
ERZİN POLİPROPİLEN TESİSİ CARİ AÇIĞIN KAPATILMASINI SAĞLAYAMAZ
Aliağa da çalışan Petrokimya ve Rafineri tesisinin Çevre ve İnsan sağlığına verdiği zararların ortada olduğunu da vurgulayan Semra Kabasakal şunları söyledi: “Hammaddesi ve teknolojisi ithal olacak olan Erzin Polipropilen Tesisi cari açığın kapatılmasını sağlayamaz, aksine cari açığı arttıracağı açıktır. Dünyayı iklim ve gıda krizi beklerken tarım alanlarının, su kaynaklarının yanı başına kimyasal tesisler kurmak bilimsel ve hukuki değildir. Bilimsel olmayan ÇED raporuna karşı açtığımız davanın bilirkişi raporu doğanın ve halk sağlığının lehinde görüş bildirdiği için ÇED olumlu raporu iptal edilmiştir. Bu gerçekler ortada iken ilgili firma aynı projeyi yapmak için tekrar farklı bir isim olan ByPolimer firma ismiyle yeniden ÇED başvurusu yapmış olup bunu dava ettik. Çünkü Anayasaya aykırı. Mahkemeden doğadan ve halk sağlığından yana bir kararın çıkmasını bekliyoruz. Erzin ve Dörtyol halkı zehir solumak istemiyoruz. Yaşam hakkımızı ve çocuklarımızın geleceğini korumak için herkesi mücadeleye davet ediyoruz.”