Muğla'nın Köyceğiz ilçesine bağlı Ağla Yayla köyünde Eti Krom AŞ’nin planladığı yeraltı krom madeni işletmeciliği, çevre aktivistleri ve yerel halktan yoğun tepkiler almaya devam ediyor. Şirket, 25 hektarlık bir alanda patlatmalı yer altı madeni işletmek için ÇED sürecini başlatmış durumda. Vatandaşlar tepkili.
Sandras'ı Koruma Platformu’ndan Neşe Yüzak, toplantıda yaptığı açıklamada, maden ruhsatı için başvurulan alanın koruma altındaki Kartal Gölü doğal sit alanına kadar uzandığını vurguladı. Yüzak, sürecin 2022 yılında başladığını ve Bakanlığın "ÇED gereklidir" kararını verdiğini belirtti.
SALGIN DÖNEMİNDE OLDUBİTTİYE GETİRİLDİ
O dönem pandemi nedeniyle 60 yaş üstü bireylerin sokağa çıkamadığı saatler için yapılan toplantı duyurusunun, katılımı olumsuz etkilediğini ifade eden Yüzak, “Krom madeni ruhsatı için Muğla Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğüne başvurarak 25 hektar altında, patlatmalı yeraltı madeni için ÇED süreci başlatmak istediğini Bakanlığın ise "ÇED gereklidir" kararı verdiğini belirtti. Yüzak, yine o dönemde pandemi koşullarında 60 yaş üstünün sokağa çıkamadığı saatler için toplantı duyurusu yapıldığı ve toplantı koşullarının sağlanamaması sonucu yapılamadığını hatırlattı.
AYNI GÜN 2 AYRI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
Eti Krom AŞ’nin Muğla'nın Köyceğiz ilçesindeki krom madeni projesi, Menteşe Karacaören Köyü’nde düzenlenen halkın katılımı toplantısıyla birlikte yeniden tartışma konusu oldu. Neşe Yüzak, toplantının aynı gün Köyceğiz’deki diğer toplantıyla çakıştığını belirtti.
Yüzak, toplantıda bariz eksiklikler ve yetersizliklerin dile getirildiğine dikkat çekti. Buna rağmen, Karacaören'in Sandras eteklerinde maden işletmesinin devam ettiğini vurguladı. “İkinci bir işletme köye açılmak istenmekte ve gelecekte köyü de içine alacağı görülmektedir,” diyen Yüzak, projenin yerel halk için büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Yerel aktivistler, krom madeni işletmeciliğinin çevresel etkileri ve köy yaşamına olan olumsuz yansımaları konusunda endişelerini dile getirirken, halkın bu tür projelere karşı direnişini sürdüreceği bildirildi.
ÇED RAPORU HİDROLOJİK VE FLORA-FAUNA AÇISINDAN YETERSİZ
Yüzak, toplantıya konu olan ÇED raporunun hidrolojik değerlendirme ve flora-fauna çalışmaları açısından yetersiz olduğunu belirtti. “Ayrıca 2022’ye ait finansal değerlerin korunduğu için maliyet ve ücret bilgileri tamamen gerçek dışı kalmıştır” diyen Yüzak, şirketin rezerv tenör tespitini kendi laboratuarında yaptırdığını da ifade etti.
Yüzak, raporun Erzincan'daki Kartaltepe firmasına ait verilerden kopyalandığını iddia ederek, acil durum planları gibi kritik belgelerde Erzincan projesinin yüklenicisinin adının geçtiğini vurguladı. Bu durumun, projenin ciddiyetine ve yerel halkın güvenliğine zarar verdiğini belirten Yüzak, maden projesinin yerel ekosistem ve topluluk üzerindeki olumsuz etkileri konusunda halkı bilinçlendirmeye devam edeceklerini açıkladı.
PROJE, KESİN KORUNAN DOĞAL SİT ALANINA SADECE 180 METRE Projenin kesin korunan doğal sit alanına sadece 180 metre mesafede yer alması nedeniyle ciddi endişelere yol açtığını belirten Yüzak, “Bölge, önemli endemik değerler taşımasının yanında önemli bir su havzası. Karaçam gibi bölgemizde geniş yayılımı olmayan asırlık ağaçlar barındırıyor. Kartal Gölü ve civarı, buzul çağı fosilleri içeriyor” diyerek, toplantıya katılan Köyceğiz Belediye Başkanı ve Beyağaç Belediyesi yetkililerinin projeden haberdar olmadıklarını hatırlattı. Neşe Yüzak, Muğla halkının anayasanın 56. maddesi uyarınca “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hakkını savundu.
Halkın katılımı toplantısının, proje tanıtım dosyası niteliğinde bile olmayan bir çalışma ile yapılmak istenmesi üzerine, “toplantı yapılamadı” tespit tutanağı düzenlendi. Katılımcılar, dilekçe vererek ÇED sürecinin devamı halinde yeniden halkın katılımı toplantısı yapılması gerektiğini kayda aldırdı. Yerel halk, çevresel etkilerin dikkate alınmasını ve projeye karşı duruşlarını sürdürmeye kararlı.