?>

MHP’li Özdemir: "Somali askeri anlamda Türkiye’den edindiği tecrübeyle terörle mücadelede önemli mesafe katetmiştir"

Milliyetçi hareket partisi (mhp) genel başkan yardımcısı ve kayseri milletvekili ismail özdemir, somali tezkeresi hakkında mecliste yaptığı konuşmada; " somali, askeri anlamda türkiye’den edindiği tecrübe ve kazanım ile bir yandan terörle mücadele, diğer yandan toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması konularında önemli mesafe kat edebilmiştir" dedi.

Siyaset - 3 saat önce

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Somali Tezkeresi hakkında mecliste yaptığı konuşmada, "Somali, askeri anlamda Türkiye’den edindiği tecrübe ve kazanım ile bir yandan terörle mücadele, diğer yandan toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması konularında önemli mesafe katedebilmiştir" dedi.

Deniz taşımacılığının tarih boyunca devletler açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, "Mevcut şartlar itibarıyla küresel ticaretin yüzde 85’lik kısmı deniz yolu ile taşınmaktadır. 2023 yılı verilerine göre dünya genelinde deniz yoluyla taşınan yük miktarı yaklaşık 12,5 milyar ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye özelinde bakıldığındaysa dış ticaret yükümüzün yaklaşık olarak yüzde 87’sinin deniz yolu ile taşındığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla deniz taşımacılığı ve deniz yolları, küresel barış ve istikrarın en stratejik ayağını teşkil etmektedir. Bu durum, her ülke açısından bazı deniz alanlarının önemini daha da arttırmıştır. Özellikle boğaz ve kanallar ile bu alanlar üzerinde sahip olunan egemenlik ve kudretin, küresel üstünlük mücadelesinde ne derecede mühim bir konu olarak öne çıktığı son dönemlerde yaşanan gelişmelerle daha iyi anlaşılmaktadır. Bu alanların başında da Bab el Mendep boğazına ev sahipliği yapan Aden Körfezi ve Hürmüz Boğazını bünyesinde barındıran Arap Denizi gelmektedir" şeklinde konuştu.

Türk donanmasının geçmişten günümüze küresel ticaretle beraber korsanlık ve diğer ülkelerin yağma çabalarına karşı sorumluluk üstlendiğini ve büyük başarılara imza attığını dile getiren Özdemir, "Günümüz ticari verilerine göre Aden Körfezi ve Bab el Mendep Boğazı küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 12’sine ev sahipliği yaparken, sadece Hürmüz Boğazı üzerinden taşınan petrol miktarı, küresel petrol ticaretinin yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Dolayısıyla gerek Aden Körfezi, gerekse Arap Denizi ülkemizle birlikte dünyanın geri kalanı açısından son derece stratejik öneme sahip alanların başında yer almaktadır. Türk milletinin yabancı olmadığı bu alanlarda geçmişten günümüze Türk donanması, küresel ticaretle beraber buralardaki huzuru etkileyen korsanlık ve diğer ülkelerin yağma çabalarına karşı bölgede sorumluluk üstlenmiş, büyük başarılara da imza atmıştır. Somali Karasuları, Aden Körfezi, Arap Denizi çevresi ve Afrika’nın güney kesiminde bulunan silahlı grupların uzun süredir devam eden korsanlık faaliyetleri dünya ticareti ile beraber küresel petrol ticaretinin de önemli bir kısmını olumsuz etkilemiştir. Yaşanan korsan saldırıları sonucu 2008 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyince deniz haydutluğu ve silahlı soygunlara karşı uluslararası bir mekanizma başlatılması kararına varılmıştır. Bu kapsamda ilk andan itibaren ülkemiz küresel barış ve istikrara katkı sağlamakla beraber hem gönül coğrafyalarımızla bağımızı pekiştirmek hem de kendi milli çıkarlarımızı koruyabilmek adına gösterilen çabalara önemli desteklerde bulunmuş ve bulunmaya da devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

Küresel ticaretin ana akım hatlarından birisi haline gelmiş bir bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstlendiği vazifenin tarihi bir sorumluluk olmakla beraber Türkiye’nin milli hedeflerini gerçekleştirme konusunda da büyük bir öneme sahip olduğunu aktaran Özdemir, "Afrika-Arabistan arasındaki deniz alanlarında süregelen haydutluğun tırmanma riskinin giderek artması ciddi bir güvenlik kaygısı oluşmasına da zemin hazırlamaktadır. Artan endişelerle beraber çok sayıdaki ülkenin ilgisini Aden Körfezi ve Babülmendeb Boğazı’na çekmiştir. Cibuti’nin Kızıldeniz’den Aden Körfezi’ne açılan bir kıyı şeridine sahip olması ABD, İtalya, Çin, Fransa ve Japonya gibi ülkelerin dikkatini burada toplamış ve netice olarak bu ülkeler Cibuti’de aynı anda askeri üsler açmıştır. Bölgede yer alan dost ve kardeş ülke Somali de tıpkı Cibuti gibi Babülmendep boğazını kontrol edebilecek stratejik bir konuma sahiptir. Böylesi şartlar altında Türkiye’nin bahse konu olan bölgede güçlü bir irade ve kudret çarpanları ile bulunması zorunluluğu göz ardı edilmemelidir. Tüm dünyanın dikkat kesildiği, küresel ticaretin ana akım hatlarından birisi haline gelmiş bir bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstlendiği vazife tarihi bir sorumluluk olmakla beraber Türkiye’nin milli hedeflerini gerçekleştirme konusunda da büyük bir önemi ifade etmektedir" dedi.

Türkiye ve Somali arasındaki ilişkilerin Osmanlı’dan Türkiye’ye miras kalan tarihi ve köklü bir geçmişe dayandığını belirten İsmail Özdemir, "16. yüzyılda olumlu yönde ivmelenmeye başlayan karşılıklı ilişkiler 19. yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir. Osmanlı döneminde özellikle de Somali kıyılarında aktif rol oynanmış, burada sömürgeci anlayışla ve korsanlık faaliyetleriyle mücadele eden yerel kuvvetler askeri ve ekonomik anlamda fiili olarak desteklenmiştir. Osmanlı evraklarında ’Zeyla ve Berbera’ olarak adlandırılan Somali coğrafyasıyla olan ilişkilerin diğer çevrelerin çarpık anlayışına karşın saygı, hoşgörü ve karşılıklı kazanmaya dayalı olarak şekillenmesi tarihten günümüze ikili ilişkilerin temelini oluşturmuştur. 1991 yılında Somali’de merkezi hükümetin yıkılması sonucu maalesef bu ülke uzun sürecek siyasi istikrarsızlık sarmalına girmiş, iç çatışma ve terörle mücadele etmek durumunda kalmıştır. Bunlara ek olarak Batı dünyasının ülkede sömürgeci bir zihniyeti sürdürme gayreti, vasat bulan krizleri daha da derinleştirmiştir. Buna karşın Türkiye’nin tüm Afrika’da olduğu gibi Somali ile de hoşgörü, karşılıklı kazanma, birlikte kalkınma formülü ile sürdürdüğü yaklaşım neticesinde 2011 yılında ilişkiler yeniden hareketlenmeye koyulmuştur" diye konuştu.

Somali ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek daha yoğun bir gündeme eriştiğini ve stratejik boyut kazandığını söyleyen Özdemir, "Türkiye, 1991’den beri Somali’de devam eden iç savaşın son bularak barış ikliminin oluşması adına gösterilen gayretlere samimi desteğini sürdüre gelmiştir. 2010 ve 2012 yıllarında İstanbul’da düzenlenen Somali Konferansları, ülkemizin yaklaşımının samimiyetini göstermesi açısından önemli olduğu kadar Somali’nin siyasi geleceğinin şekillenmesine yönelik de dikkat çekici diplomatik girişimlerin başında gelmektedir. Somali ile Türkiye arasındaki ilişkiler giderek daha yoğun bir gündeme erişmiş ve stratejik boyut kazanmıştır. Bugün ticaretten tarıma, enerjiden sanayiye, sağlıktan eğitime varıncaya kadar hemen her alanda ikili işbirliklerimiz giderek derinleşmektedir. Bununla beraber ülkede üstlenmiş olduğumuz altyapı yatırımları ve liman işletmeleri her anlamda iki taraf için yeni kazanımların temelini oluşturmaktadır. İkili ilişkilerimiz açısından önem arz eden bir diğer husus ise hiç şüphesiz Somali’ye sağlamış olduğumuz askeri desteklerdir. Uzun süreden bu yana iç savaş ve nihai olarak terör sorunuyla mücadele eden Somali, Türkiye’nin verdiği destek ile her geçen gün daha da ileriye gitmektedir. 2017 yılında Mogadişu’da açmış olduğumuz askeri eğitim üssü ile Somali Ulusal Ordusu’nun güçlendirilmesine katkı sağlanırken 10 binden fazla Somali askerinin eğitimini de üstlenmiş olmamız Türkiye’nin samimi desteğinin en önemli göstergelerinden birisidir" şeklinde konuştu.

Somali’nin askeri anlamda Türkiye’den edindiği tecrübe ve kazanım ile bir yandan terörle mücadele, diğer yandan toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması konularında önemli mesafe katedebildiğini dile getiren Özdemir, "Geride bıraktığımız yılın Şubat ayında imzalanan Savunma ve Ekonomik İş Birliği Çerçeve Anlaşması ile Türkiye, Somali’nin karasularının güvenliğini sağlamayı 10 yıl süre ile taahhüt etmiş ve ülkenin deniz ticaretinde kritik konuma erişmiştir. Bu anlaşmanın en dikkat çekici yanlarından birisi ise 2024 yılının Ocak ayında Etiyopya’nın Somali’den ayrılmaya çalışan Somaliland ile deniz üssü kurma amaçlı imzaladığı anlaşmanın hemen akabinde gerçekleşmiş olmasıdır. Türkiye’nin ortaya koyduğu bu yaklaşım, Afrika Boynuzu’nun belki de en kritik sorunlarından birisinin yine bizim elimizle çözüme kavuşturulması yönünden yeni gelişmelerin zemini hazırlamıştır. Nitekim 11 Aralık 2024 tarihinde Ankara’da, Somali Federal Cumhuriyeti ve Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti arasında ’Ankara Bildirisi’ adıyla bilinen bir anlaşma imzalanmış ve iki ülke arasında tırmanan gerilim son bulmuştur. Anlaşma kapsamında her iki ülkenin de birbirlerinin egemenlik, birlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeyi taahhüt etmeleri, ortak refah doğrultusunda iş birliği yapma konusunda mutabık kalmaları ve olası anlaşmazlıkların Türkiye’nin desteği ile çözüme kavuşturulmasında görüş birliğinde olmaları; ülkemizin diplomatik başarısını ortaya koyduğu gibi bölge ülkelerinin Türkiye’ye olan güvenini ifade etmesi açısından da somut bir örnek olmuştur" ifadelerini kullandı.

Günümüz şartlarında ülkeler arasındaki rekabetin sadece ekonomik, askeri, ticari ve politik anlamda kısıtlı kalmayarak kapsamın dışına çıktığını belirten İsmail Özdemir, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Bu kapsamda pek çok ülke uzay sahasındaki faaliyetlerine hız kazandırmış, aynı alandaki teknolojik üstünlük kurma çabalarını da genişletmiştir. Türkiye de uzay çalışmalarındaki küresel rekabetteki yarışta etkin bir konuma erişebilmek adına önemli adımlar atmaya koyulmuştur. Uydu üretimi, fırlatma yeteneklerinin geliştirilmesi ve bu sahada insanlığın yararına yeni keşiflere imza atabilmek için gayretli girişimlerimiz devam etmektedir. 1993 yılında temelleri atılan ve mevcut hükümetimiz tarafından Cumhur İttifakı iradesi ile 2018 yılında hayata geçirilen uzay programımız ile Türkiye, küresel rekabetin en yeni ancak stratejik önemi büyük bir alan olan uzay sahasındaki çalışmalarına hız vermiştir. 19 Ocak 2024 tarihinde bir Yörük evladı olan Alper Gezeravcı uzaya çıkarak Türkiye’nin ilk astronotu olmuş, ülkemizin uzay çalışmaları kapsamında da önemli tarihi bir dönemecin baş aktörleri arasında yerini almıştır. Küresel uzay rekabetinde etkin bir konuma erişebilmek adına bu alanda rekabet eden bir ülkenin kendi uzay üssüne sahip olmasının çok büyük bir avantajı beraberinde getireceği ortadadır. Bu gerçeklikten hareketle ülkemiz, Somali’de uzay ve roket fırlatma üssü inşa etmeye yönelik önemli bir adım atmıştır."

Özdemir, "Ekvator ve okyanusa yakın bölgelerin roket fırlatmaları için sağladığı avantajlar göz önünde bulundurulduğunda; Somali stratejik bir konum olarak ön plana çıkmaktadır. Afrika’nın doğu ucunda, Hint Okyanusu’na kıyısı olan ve Ekvatora yakın bir ülke olan Somali’nin uzay çalışmaları açısından en ideal ülkeler arasında olduğu görülmektedir. Türkiye’nin konum itibarıyla böylesine stratejik bir ülkede çalışmalarını yürütecek olması küresel uzay rekabetinde önemli bir avantajı elde etmemize olanak sağlayacaktır. 3 Şubat 2025 günü milli imkânlarla ve Savunma Sanayi Başkanlığımızın koordinesinde Roketsan tarafından geliştirilen milli balistik füzemiz Tayfun’un son deneme testinde 700 kilometreyi aşan bir mesafede hedefini yüzde yüz isabetle vurması, sadece savunma ve caydırıcılığımız açısından değil, Türkiye’nin uzay alanına barışçıl erişimi içinde ümit doğurmuştur. Anlaşılan o ki 1000 kilometreyi aşan mesafeye erişim konusunda ülkemiz her türlü imkân ve yeteneğe ulaşmış, bu anlamda geriden gelmesine rağmen rakiplerimizi sollamıştır. Temennimiz roket teknolojisinde kısa zamanda 10 bin kilometreye erişebilmemizdir. Bunu gerçekleştirebileceğimize dair inancımız da tamdır. Zira bu hedef gerçekleştiğinde Türkiye sadece küresel bir caydırıcı olmakla kalmayacak, uzay yarışında en önde gelen ülkeler sıralamasına girecektir. İşte bu gerekçelerle, ihtiyaç duyduğumuz araştırma ve fırlatma alanı açısından Somali son derece kritik öneme sahiptir. Dahası Türkiye, küresel rekabette her daim sömürülen bölge olarak kabul edilen Afrika kıtasına Somali aracılığı ile elini uzatmakta ve Afrika’nın da uzay rekabetinde bizimle beraber yer alabilmesi için önemli bir alt yapı imkânını kıtaya kazandırmaktadır. Ülkemizin yürüttüğü uzay programı kapsamında en önemli girişimini Somali’de başlatması ve Somali’nin de Türkiye’nin bu girişimini en az bizim kadar heyecanla karşılaması elbette ki sadece söz konusu yatırım ile kısıtlanabilecek bir anlamı ifade etmemektedir" dedi.

Türkiye’nin Somali’de saygı, hoşgörü, karşılıklı kazanç, birlikte kalkınma ve insani yaklaşım temelinde izlediği politikaların hem Türkiye’ye hem de Somali’ye önemli kazanımları getireceğini söyleyen İsmail Özdemir, "Afrika’nın tümünde izlediğimiz insani politikamızın kıtanın geneline yayılmasında en önemli örnek olarak Somali gösterilebilmektedir. Somali’de göstermiş olduğumuz samimi yaklaşım; Kıta’nın diğer ülkeleriyle geliştirdiğimiz ilişkiler açısından adeta emsal teşkil etmektedir. Bugün Türkiye’den giden heyetler kıta genelinde samimiyetle, coşkuyla ve heyecanla karşılanmakta, Somali-Türkiye ilişkilerinin Afrika’da bir çarpan etkisi oluşturduğu net bir şekilde görülebilmektedir. Dünyaya Türk’ün adaletini, nizamını ve huzurunu getirme hedefimizde ortaya koyduğumuz gayretlerin güzide örneklerinin başında gelen ve tabir caizse bu halin vücut bulduğu ülke Somali’dir. İnsanı temel alan, barış ve huzuru önceleyen, Ankara merkezli bakış açımızla uyguladığımız politikalarımızın küresel nizamın tesisi açısından ne derece önem arz ettiğini bugün Somali’ye bakarak rahatlıkla ifade edebilmekteyiz. Temennimiz hem Somali hem de Afrika kıtasının tamamıyla münasebetlerimizin karşılıklı saygı ve kazanç ilkesiyle geleceğe güvenle yol alabilmesidir. Bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye’nin gerek kendi politikaları, gerek ikili ilişkileri, gerekse de çok uluslu girişimler ile Aden Körfezi ve Arap Denizi’nde varlık göstermesinin milli güvenliğimiz, çıkarlarımız ve hedeflerimiz açısından büyük öneme sahip olduğunu değerlendiriyoruz. Somali’nin daha istikrarlı bir hale erişmesi için askeri olarak desteklenmesi ile karasularını korumanın yanı sıra, Somali’ye ait deniz aşırı petrol ve doğalgaz kaynaklarının aranıp ekonomiye kazandırılması, kara, deniz ve hava egemenliğinin yanı sıra uzay rekabetinde de ülkemizle beraber Somali ve Afrika’nın hak ve menfaatlerinin korunması gibi yüksek vizyona sahip hedefler açısından ülkemiz bölgedeki ağırlığını sadece korumakla kalmamalı, daha da arttırmalıdır" ifadelerini kullandı.

HABER KAYNAĞI : İHA
Haftanın Öne Çıkanları

Operasyonda 40 Gram Metamfetamin ve Av Tüfeği Ele Geçirildi

2025-01-29 11:58 - Asayiş

Yastık İçine Saklanmış Metamfetamin Ele Geçirildi

2025-02-01 11:09 - Asayiş

Sakarya’da uyuşturucu operasyonları: 76 kilo metamfetamin ele geçirildi

2025-02-04 12:49 - Asayiş

ANTALYA’DA 13 KİLOGRAM SKUNK VE METANFETAMİN ELE GEÇİRİLDİ

2025-01-29 14:43 - Asayiş

Yolbulan metal işçilerine Başkan Amaç’tan destek

2025-01-30 16:51 - Genel

MUĞLA’DA  METAMFETAMİN, KOKAİN COK ÇEŞİTLİ UYUŞTURUCU MADDE ELE GEÇİRİLDİ

2025-02-01 12:30 - Asayiş

Zehir tacirlerine darbe: 15,5 kilo metamfetamin ele geçirildi

2025-02-01 12:29 - Asayiş

Samsun’da Extacy, Bonzai ve Metamfetamin Yakalandı

2025-01-29 15:20 - Asayiş

MARMARİS’TE MAHALLEYE GİRİŞ KAPISI

2025-01-29 11:25 - Marmaris

Muğla’nın Ocak ayı ihracatı 80,5 milyon dolar

2025-02-04 11:31 - Ekonomi

İlgili Haberler

Trump’tan İran’a "maksimum baskı" kararnamesi

23:47 - Siyaset

Emine Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın eşi Latife El Durubi’yi ağırladı

22:16 - Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Suriye’ye yeni dönemde de gerekli desteği vereceğiz"

21:57 - Siyaset

Kartal Belediyesi’nden soruşturma açıklaması

19:23 - Siyaset

AK Parti’li Balcı’dan Mecliste sert tepki: "Millet iradesini yok saymak büyük talihsizliktir"

18:02 - Siyaset

Günün Manşetleri

Gassallar, Asrın Felaketinin Zorlu Yükünü Anlattı

16:32 - Gündem

İŞKUR Gençlik Programı Başladı

16:29 - Gündem

Beşiktaş’ın Cacace Planı Suya Düştü

16:26 - Spor

2 Yaşındaki Çocuk Su Dolu Çukura Düştü

16:26 - Asayiş

Kick Boks Şampiyonu Cami Görevlisini Dövdü

15:55 - Asayiş