SUDA YÜZMEK CESARET İSTİYOR Yuvarlakçay boyunca çevredeki ağaçlardan gökyüzü görünmüyor. Suyun debisinin yüksek olması nedeniyle bölgeye sürekli soğuk su zerreleri hakim. Hal böyle olunca da Ağustos ayının en sıcak günlerinde bile bölge son derece serin. 10-12 derece arasındaki su girmek ise cesaret istiyor. Bazı ziyaretçiler su üzerindeki salıncakta sallanıp kendisini buz gibi suya bıraktığı zaman bu cesaretinden dolayı çevredekilerden alkış alıyor.
YER SOFRALARI REVAÇTATertemiz ve gürül gürül akan suyu çevreleyen çınar ve Sığla ağaçlarının altına kurulan yer sofralarına ilgi çok fazla. Hatta burası için sıra bekleyenler bile oluyor. Çünkü serin havada kamelya altında karnını doyuranlardan şekerleme yapanlara bile rastlamak mümkün. Bölgeyi henüz daha bu kadar meşhur olmadan öncesinde biliyorum. 3-4 restoranın bulunduğu alandaki suyun Hidroelektrik Santrali’nde (HES) kullanılmak üzere çevrelenmek istenince 2009 yılından itibaren bölge yaşayanı ile ülkenin siyasi ve sanatçı kesimi büyük çaba harcamış ve suyun ranta kurban gitmesini engellemişti. HAFTA SONLARI VE TATİL GÜNLERİNDE YER BULMAK ÇOK ZOR Özellikle hafta sonları ve bayramlar ile tatil günlerinde restoranlarda yer bulmak çok zor. Cennet gibi görünümüyle hem yabancı turistlerin, hem de yerlilerin ilgi odağı olan bölgedeki restoranlarda serin suların üzerine kurulmuş platformlar üzerinde yer sofralarında yemek yenilmesi başka güzellikler arasında. Buralarda sabah kahvaltının dışında öğle ve akşamüzeri yemeklerinde ise kiremitte balık ön planda. Yöresel soğuk mezeler ise ayrı bir tat.
BÖLGENİN KURTULUŞU DA KENDİSİ KADAR İLGİNÇ 2009 yılı Aralık ayında bölgede 900 kadar çam ağacının kesilmesiyle başlayan HES eylemleri Yuvarlakçay’da bir yıla yakın sürdü. İlk eylem 12 Aralık 2009 yılında yürüyüşle başlamıştı. Ağaçların kesilmeyeceği sözleri tutulmayınca eylemlerin ardı arkası kesilmemiş, Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu kurularak direniş başlatılmıştı. İlk 5 aylık sürede, özellikle ilk 3 ay hemen hemen her gün olmak üzere projeye karşı bir etkinlik düzenlendi. Ülkenin sanatçısından siyasi liderlere kadar bölgedeki etkinliklere katılım sonrasında da köylüler Aralık ayının sonlarından itibaren kesilen ağaçları ve suyu korumak amacıyla kamp kurarak 11 ay boyunca Topgözü’nde nöbet tutup bölgeyi HES’ten kurtarmışlardı. YUVARLAKÇAY’DA NE YENİR?Burada hangi restorana gitmeniz gerektiğini tabii ki yazmak istemiyorum. Araştırıp inceledikten sonra kendisine seçeceğiniz bir restoranda neler yiyebilirsiniz ben bunları vereyim size. Eğer yer sofrasına oturabiliyorsanız tavsiye ederim böyle bir yer seçin. Bu bölgede kahvaltıdan ete kadar her şey mevcut. Kahvaltı deyince tabii ki köy kahvaltısı akla gelmeli. Hemen her restorandaki ürünler bölgede yetişiyor. Öğle ya da akşamüzeri bir şeyler yemek istiyorsanız bölgenin en meşhuru kiremitte tereyağı ile pişirilen alabalık. Tabii ki kuzu tandır da var. Patates, patlıcan, sarımsak, süzme yoğurt ve tavada kızartılmış acı kuru biberden oluşan yoğurtlamayı atlamayın. İçeceğin her türlüsü mevcut. NASIL GİDİLİR?Köyceğiz’e 13,2, Muğla’ya 71,2, Marmaris’e 73,4, Fethiye’ye 64,3, Aydın’a 173, Denizli’ye 181 ve Antalya’ya 258 kilometre uzaklıkta. Köyceğiz’e kadar Muğla merkez ve çeşitli ilçelerden ulaşım otobüs ve minibüslerle sağlanıyor. Yuvarlakçay’a gitmek için ise özel araç veya turlara müracaat etmek gerekiyor.
NEREDE KALINIR?Yuvarlakçay’da zon zamanlarda kalınacak yer sayısında artış var. Pansiyondan aparta ve butik otellere kadar yer bulmak mümkün.
YORUMBölge çok güzel ve Muğla’ya gelen herkesin görmesini öneririm. Yemek yemek dışında gelenlerin yürüyeceği alanlar mevcut. Bunun için rahat bir spor ayakkabısı tavsiye ederim. Topgözü’nü de görmekte yarar var. Çünkü orada gerçekleşen eylemler tarihteki yerini aldı.