Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yıldır taşımacılık yapan İsmail Kaplan, 15 bin evi yeni adreslerine taşırken sadece eşyaları değil, insanların hayatlarına ait anıları da anıları arasına katıyor. Her taşımada farklı hikayelerle karşılaşmanın heyecanını yaşayan Kaplan, sektördeki öncülüğü ve hayat hikayesiyle YENİSAYFA’nın konuğu oldu.
Taşımacılığın ötesinde karşılaştığı insanların hikayeleriyle yaşantısını sürdüren Kaplan, özverili çalışmasıyla, her evin sadece bir mekan değil, anılarla dolu bir yaşam alanı olduğunu vurguluyor. İsmail Kaplan’ın hayatı, taşımacılığın nasıl bir sanat ve duygu yüklü bir deneyim haline geldiğinin canlı bir örneği.
BU İŞİN GERÇEK ADI HAMALLIK
1993 yılında Türk Telekom’daki işini bırakarak Marmaris’te küçük bir kamyonetle taşımacılığa adım atan 55 yaşındaki İsmail Kaplan, binlerce ev taşıyarak sayısız yaşam hikayesine tanıklık ettiğini dile getirdi. "Yaşamlarına girmedim ama anılarına ortak oldum. İnsanların neler çektiğini, nerelerden geçtiğini, nasıl mutlu olduklarından çok çektikleri sıkıntılara ortak oldum” diyen Kaplan, “Bu işin gerçek adı hamallık. Hamal olmaktan hiçbir zaman yüksünmedim. Utanmadım. Emeğimle, alın terimle kazandığım için de şu andaki durumuma gelebildim. Bu da bana gurur veriyor” dedi.
ÜLKEMİZDE SADECE SİNOP’A GİTMEDİ
Hamallıktan günümüze gelişini biraz da sonraya bırakarak İsmail Kaplan’ın sözünü kesmeden hayat hikayesini dinlemeye birlikte devam edelim: “Türkiye’nin neredeyse ilçesinden, köyüne, köyünden mahallesine kadar her köşesine ayak bastım. Bir tek Sinop’u görmedim. Oraya da özel olarak görmeye ve gezmeye gideceğim. Bu iş benim için sadece eşyaları taşımak değil. Kısa zamanda güzel dostluklar kuruluyor. Ben aynı zamanda insanların umutlarını, hüzünlerini ve sevinçlerini de taşıyorum. Onlara ortak oluyorum. Eğer yazmayı becerebilsem gerçekten her taşıdığım insanlardan topladıklarım bize hayatın gerçeklerini açıklığıyla ortaya koyar.”
KÜÇÜK BİR KAMYONET ALINCA DÜNYALAR BENİM OLDU
Türk Telekom’da çalışırken aldığı maaşı yetiremeyen Kaplan, boş zamanlarında da sırtıyla eşya taşımaya başladı. Küçük bir kamyonet alacak kadar para biriktirince de 1993 yılında işinden ayrılarak taşımacılık serüvenine atıldı. Önceleri karşılaştığı durumlarda sıkıldı, üzüldü, karşısındakilere yardım edemediği için acı çekti. Sonra baktı olacak gibi değil, durumu kabullenerek insanlarla hiç değilse gönül bağı kurarak onlara destek olmaya çalıştığını belirten Kaplan, “Bazı insanlar yeni bir başlangıç için taşınırken, bazıları zorunlu sebeplerle ayrıldıkları evlerinden hüzünle taşınıyor. Eşyalar sadece maddi değil, manevi değer de taşıyor. Bu yüzden her taşımada büyük bir sorumluluk hissediyorum" dedi.
DERT BİTER YOL BİTMEZ MİSALİ
İsmail Kaplan’ın mesleğinin en unutulmaz anılarını zorlu yolculuklarda yaşadığını belirtirken sanki o günleri de yaşıyordu: “Eskiden yollar tek şeritli ve şose yollardı. Çok bozuktu, araçlarımız küçük ve imkânlar sınırlıydı. Ama o zamanlar yolda bir arıza yaptığında insanlar birbirine yardım ederdi. Şimdi bu yardımlaşma kalmadı. Herkes birbirinden korkuyor. Hırlı mı hırsız mı bilmiyorsun ki yolda durup da yardım edesin. Dediğim gibi o zaman her türlü imkan kısıtlı. Taşımacılık hem yorucu hem de uzun yolculuk gerektiren bir iş. Taşıdığınız evi kısa sürede gideceği yere sağlıklı ve zararsız bir şekilde ulaştırmak zorundasınız. Ama ben asla can ve mal güvenliğimi tehlikeye atarak araç sürmedim. Özellikle doğu bölgelerinde kış aylarında yolculuk büyük çileydi” diye konuştu.
ÇOK DONMA TEHLİKESİ GEÇİRDİM
Kış aylarında yolculuk yaparken çektiği sıkıntıların en büyüğünün birkaç defa donma tehlikesi olduğunu da sözlerine ekleyen Kaplan şunları söyledi: “Dediğim gibi şimdiki imkanlar yok ki. Buz tutmuş, karla kapanmış yollar. Bir yere kadar geliyorsun sonra yol iz yok. Bekle babam bekle. Klima mı? Yaksan mazot bitecek, yolda kalacaksın. Sarılıyorsun giysilerine ama çok soğuk. Neyse fazla uzatmanın anlamı yok ama çok çile çektim yollarda. Ama her zaman eşyaları güvenli bir şekilde teslim etmeyi başardım. Bu nedenle de bana duyulan güven sayesinde bu günlere geldim. Kaplan Nakliyat oldum. 10 yıl önce taşıdığım kişiler bile beni arıyor taşınmak için. Bundan güzel zenginlik olabilir mi?”
TEKNOLOJİ YAŞAMI KOLAYLAŞTIRDI AMA İNSAN FAKTÖRÜ NEREDE?
İsmail Kaplan, yıllar içinde teknolojinin taşımacılık sektörüne sağladığı kolaylıklara dikkat çekti. Kaplan, “Eskiden her şeyi elle taşırdık; bu iş tam anlamıyla hamallıktı. Şimdi asansörler var ve kaçıncı kat olursa olsun balkona kadar yükselip eşyaları kolayca taşıyabiliyoruz. Bu, işleri çok kolaylaştırdı. Ancak, bu kolaylıkların bile iş gücü bulma sıkıntısını çözmedi. Biz sırtımızda eşyalarla 4-5 kaç çıkardık. Şimdi bu kadar teknolojiye rağmen bu işi yapmak isteyen dürüst insan bulamıyoruz. Taşımacılık, sadece makine ve teknoloji değil, aynı zamanda tutku ve özveri gerektiren bir meslek olmaya devam ediyor” diye konuştu.