Başkan Köksal, mesajında şu ifadelere yer verdi:“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, hepimiz için farkındalık, dayanışma ve çözüm üretme günüdür. Bize hep mazeretler sundular. Dediler ki: “Gece dışarı çıkmasa böyle olmazdı. Aile meselelerine karışılmaz. Kıyafetine dikkat etmeli. Erkeğin suyuna gitmeli. Cinnet geçirdi. Bir anlık gözü döndü. İyi halden faydalandı. Bir daha yapmaz. Kadın da onu tahrik etmiş. Bu işler aile içinde çözülür” Ama biliyoruz ki her mazeret, bir hayat daha aldı. Tıpkı Senem Kıvrık davasında ‘Kendimi kaybettim’ denildiği gibi, tıpkı Pınar Gültekin davasında tartışmaya neden olan ‘haksız tahrik indirimi’ gibi. Ancak biz biliyoruz ki zarar vermenin hiçbir mazereti yok! Hiçbir kadın, gece dışarı çıktığı için öldürülemez. Hiçbir kadın, istediği kıyafeti giydiği için hedef alınamaz. Bu bahanelerin hiçbiri kabul edilemez. Çünkü hiçbir şart, bir insanın hayatını, onurunu ve mutluluğunu gölgelemeyi haklı çıkaramaz. Kadına yönelik şiddet, bireysel bir hata değil, sistemin oluşturduğu bir sonuçtur. Bahsettiğimiz şiddet sadece fiziksel değildir; ekonomik, psikolojik, cinsel, flört şiddeti ve daha fazlası da bu kapsamda yer alır. Kadınlar, eğitimden, özgürlükten ve haklarından mahrum bırakıldıkları bir sistemde yaşamlarını sürdüremiyor. Şiddetin yalnızca bir türü yok ve hiçbir türünün mazereti olamaz.
Kadınlar, hayatları için her gün farklı biçimlerde mücadele veriyor. Kimi cebinde bir iğne saklıyor, kimi çantasında biber gazı taşıyor, kimi devletten yardım talep ediyor. Kadınlar bedenleri, ruh sağlıkları ve temel hakları için irili ufaklı hayatta kalma mücadeleleri veriyor. Biz bu mücadeleye, kız kardeşimizin, komşumuzun, iş arkadaşımızın ve yolda selam verdiğimiz herhangi bir kadının hayatı için devam edeceğiz. Kadınlar, eşit bir şekilde var olmayı, özgürce kararlar almayı ve hayallerini gerçekleştirmeyi sonuna kadar hak ediyor. Bu nedenle, toplumsal dayanışma içerisinde, kadınların güçlü bir şekilde hayatın her alanında yer almasını destekliyoruz”