Son 22 yılda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne gerçekleştirilen yatırımlar dikkat çekici bir şekilde arttı. 400 milyon dolara ulaşan toplam yatırımın 297 milyon doları deniz araçlarına yapıldı. Bu yatırımlar sayesinde Kıyı Emniyeti, yerli üretimle daha güvenli bir deniz trafiği sağlamak için önemli adımlar attı. 2024 yılında yapılan yatırımların karşılığında yaklaşık 135 milyon dolar gelir elde edildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin denizcilik altyapısındaki gelişmeleri aktardı.
GEMİ TRAFİĞİNDE RİSKLER MİNİMİZE EDİLDİBakan Uraloğlu, “Gemi trafiğinden kaynaklı riskleri minimize etmek için akıntı ölçüm sistemimizi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile birlikte 2017 yılında İstanbul Boğazı’nda kurduk. Şimdi, aynı sistemi Çanakkale Boğazı’nda devreye alma aşamasına geldik. Ayrıca, 2022 yılında Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemimizi ve radar ve elektro optik sistemlerimizi yeniledik" dedi.
Bakan, Türkiye'nin denizcilik teknolojilerinde yerlileşme sürecini de vurgulayarak, “Bugün kullanmakta olduğumuz gemi trafik sistem radarlarının 8 adedini, ASELSAN tarafından geliştirilen radarlarla 3 yıl içerisinde millîleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
YERLİ ÜRETİMLE SAĞLANAN DÖNÜŞÜM
Yerli üretimle sağlanan bu dönüşümle birlikte, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün deniz trafiği güvenliği konusunda daha bağımsız ve güçlü bir yapıya kavuştuğu belirtildi. Bu yatırımlar sayesinde, yerli römorkörler, elektronik fenerler, şamandıralar, sinyalizasyon sistemleri ve radarlar, Türk denizcilik sektörünün küresel rekabet gücünü artırdı. Yatırımlar, aynı zamanda Türk Boğazları'ndaki gemi trafiğini daha güvenli hale getirerek, bölgedeki uluslararası deniz taşımacılığına önemli katkılar sağlıyor.
488 DENİZ FENERİNİN 42’Sİ TARİHİ
Yatırımların en dikkat çekenlerinden biri, Türkiye’nin dört bir yanında denizcilere yol gösteren 42’si tarihî olmak üzere toplam 488 deniz fenerinin restore edilmesi oldu. Yenilenen fenerler, ülke genelindeki deniz trafiğine güvenli bir şekilde yön vermeye devam ediyor.
Özellikle acil müdahale römorkörlerinin filo gücüne katılmasının deniz güvenliğini sağlamak adına önemli bir adım olduğu belirtildi. Geçen yıl filoya katılan Kurtarma 17 ve Kurtarma 18 römorkörlerinin, denizcilik sektörünün kriz anlarındaki müdahale kapasitesini arttırdığı da verilen bilgiler arasında.
Türkiye’nin denizcilik ve gemi inşa sektöründe ulusal ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum elde etmesi için Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon alanlarında yaptığı yatırımların önemine dikkat çekildi. Bakan Uraloğlu, “Dünya pazarında rekabet üstünlüğüne ulaşmanın yolu teknoloji, Ar-Ge ve inovasyondaki üstünlükten geçiyor” dedi.
RÖMORKÖRLER YERLİ İNŞA VE MODERN TEKNOLOJİYLE DONATILDI
Acil müdahale ve kurtarma operasyon kabiliyetlerinin artırılmasında etkin bir rol oynayacak olan yeni inşa edilen römorkörler ile Genel Müdürlüğün deniz güvenliği ve çevre koruma çabalarına önemli katkı sağlayacağı da belirtildi. Kurtarma 19 ve Kurtarma 20’nin katılımları ile daha da güçlenen filonun ülkemizin denizcilik alanındaki kararlılığını ve gücünü bir kez daha gösterdiği de vurgulandı. Yerli inşa ve modern teknolojiyle donatılan bu römorkörler, denizlerimizin tüm zorlu koşullarda bile çevresel hassasiyet ile insan hayatı için özverili bir şekilde görevlerini sürdüren uzman ve deneyimli personel ile birlikte her türlü acil duruma 7/24 hazır bir şekilde hizmet verecekleri de verilen bilgiler arasında.