Adana'nın ünlü kebap kültürünün bir parçası olan ciğer kebabı, şehrin en eski geleneklerinden biri olarak 100 yıldır devam ediyor. Özellikle her pazar sabahı, Büyüksaat’in hemen yanında, eski adıyla Kuşcular Pazarı olan Kazancılar Çarşısı'nda sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başlatılan ciğer kebabı ziyafeti, hem yerel halkın hem de şehri ziyaret edenlerin ilgisini çekiyor.
"Ciğerciler Sokağı" olarak bilinen caddede, mangallarını kurarak ciğerleri şişe geçiren esnaf, pazar sabahının erken saatlerinde yoğun bir telaş içinde çalışıyor.
SABAHIN 6’SINDA KEYİF BAŞLIYORKazancılar’a adım attığınızda, daracık sokaklarda gerilmiş brandalar ve dumanlar sizi karşılıyor. Mangalın üzerinde ince ince doğranmış ciğerler, kalp (ürek) ve böbrekler, sabahın ilk ışıklarıyla pişerken çevreye de nefis bir koku salar.
Müşteriler sabahın erken saatlerinde bu çarşıya gelerek, taze ciğer kebabını ve şalgamı keyifle yiyor. Ciğer kebabının lezzetinin sırrını, kullanılan etin kalitesinde ve özellikle erkek kuzu etinin tercih edilmesinde bulan esnaf, bu geleneği kuşaktan kuşağa aktararak bugüne taşıyor. Sabah saat 02.00-03.00 arasında başlayan hazırlık süreci, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte zirveye çıkıyor. Sabahın 6’sında ciğeri tadanlar var. Müşteriler ciğer kebabını ve Adana'nın meşhur içeceği şalgamı bir arada tüketiyor. Birçok kişi, Adana'ya özel bu lezzeti tatmak için Türkiye'nin dört bir yanından gelerek sadece ciğer yiyip geri dönüyor.
BU ARTIK BİR KÜLTÜR HALİNE GELDİ
Adanalılar genelde Pazar sabahları ciğer ile kahvaltıyı geleneksel hale dönüştürmüş vaziyette. Aileler Kazancılar’a gelmese bile evlerinde ciğerli kahvaltıyı mutlaka yapıyor. Hatta Adana’da Pazar günü ciğer kahvaltısıyla ilgili bir de deyim vardır. Adanalılar bu geleneğin 100 yıldır devam ettiğini belirterek “Biz de bu kültürün bir parçasıyız. Pazar sabahı ciğer yemek için cumartesi akşamı hiç bir şey yemiyoruz, sadece ciğer yiyoruz” şeklinde espri bile yapar. Ciğer kebabı Adana'da sadece bir yemek değil, bir yaşam tarzı olduğunu belirten esnaf ve müşteriler, bu eşsiz gelenek ve lezzeti yaşatmaya devam ediyor.
ADANA’NIN ÖZGÜN LEZZETLERİ, SOKAK ORTASINDA BULUŞUYOR
Pazar sabahları Kazancılar Çarşısı’nda yalnızca ciğer işiyle ilgilenen çocuklar, sürekli olarak şişlere ciğerleri yerleştirerek mangalda pişmeye hazırlıyor. Ciğerin yanına garnitür olarak domates ve biber gibi sebzeler de kebap şişlerine ekleniyor. Bir başka deyişle Adana’nın özgün lezzetleri, sokak ortasında bir araya geliyor. Eskilerden kalma bir başka gelenek ise sabah ciğerli kahvaltının yanında şalgam suyu ile birlikte rakı içmek de var. Ciğer kebabıyla bir kadeh rakı içmek, burada sabah kahvaltısının bir parçası haline gelmiş.
Burası, her yaştan insanın bir araya geldiği, masaların ve sandalyelerin sıkça dolduğu bir mekan. Sokak ortasında, tüten ciğer dumanları arasında keyifli bir ortam oluşuyor. Kazancılar Sokağı’nda ciğerin sadece bir yemek değil, bir yaşam tarzı olduğunu görmek mümkün.
CİĞER, KALP VE BÖBREKKarışık siparişi verirken, ciğer, kalp ve böbrek karışımı uzun şişlere dizilmiş olarak geliyor. Yanında sumaklı soğan ve ezme servis ediliyor, ayrıca taze pideler de sofranın başköşesine yerleşiyor. İçecek olarak şalgam veya meşrubat tercih edebileceğiniz gibi, bu mekanda rakı veya şarap getirebilirsiniz, çünkü burada alkollü içki satışı yapılmıyor.
Rakı ve ciğerin buluştuğu bu sabah ritüeli, Adana’nın eşsiz mutfak kültürünün bir parçası olmuş. Bu alışkanlık, hem şehri hem de sokak yaşamını tüm yönleriyle yaşamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir fırsat. Çarşıda ciğerler dükkan sahibinin adıyla anılır. Mehmet Usta, İbrahim Usta, Ahmet Usta gibi.