Son günlerde Yunanistan’ın Santorini Adası ve çevresinde meydana gelen deprem fırtınası kamuoyunda endişelere yol açtı. Deprem fırtınasının bölgedeki aktif volkanik yapıyla bağlantılı olabileceği yönündeki değerlendirmeler, Türkiye’nin Ege kıyıları için de risk oluşturabileceği tartışmalarını gündeme getirdi. Muğla’nın yüzölçümlerinin tamamının 1. Derece deprem bölgesinde yer alan illerden birisi olduğunu hatırlatan Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi.
“Ege Bölgesi’nde iktidar tarafından ciddi bir tedbir alınmıyor”
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı ve sürekli güncellediği diri fay haritasına göre Muğla yüzölçümlerinin tamamı 1. derece deprem bölgesinde yer alan illerden birisi olduğunu ifade eden Özcan, “ Yunanistan’ın Santorini Adası çevresindeki deprem fırtınası ile beraber kamuoyunda oluşan kaygılar, depreme yönelik hazırlıksızlığın kamuoyu tarafından da dikkatle takip edildiğini ortaya koymaktadır. Komşumuz Yunanistan’da Santorini Adası çevresindeki deprem fırtınası sonrası ciddi tedbirler alınmışken, Ege Bölgesi’nde iktidar tarafından ciddi bir tedbir alınmadığı bilinmektedir. Çeşitli uzmanların görüşlerine göre, Ege Bölgesi’ni etkileyecek büyük şiddetli bir deprem ve tsunami riski mevcut gelişmeler ışığında çok yüksek değildir. Yine de tedbirli olmak gerekmektedir. Ayrıca, olası bir yanardağ patlaması sonrası, havaya yayılan küllerin, rüzgarla birlikte kıyılarımıza taşınması çeşitli açılardan riskli durumlar oluşturması mümkündür” dedi.
“Muğla’mızı AKP’nin bilimi yok sayan ve rantı önceleyen politikalarına teslim etmeyeceğiz”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat Depremleri’nin üzerinden 2 yıl geçtiğini hatırlatan Özcan, deprem sonrası müdahalede yaşanan koordinasyon eksikliklerinin, çadır krizlerinin ve yurttaşların günlerce enkaz altında bekletilmesinin hafızlardaki tazeliğini koruduğunu ifade etti. Doğal güzellikleri, tarihi mirası ve turizm potansiyeli ile Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisi olan Muğla’nın deprem gerçeği ile de karşı karşıya olduğunu söyleyen Özcan, “Bilim insanları, deprem gerçeğini yıllardır dile getiriyor. Ancak biz hâlâ günü kurtaran politikalarla karşı karşıya kalıyoruz. Muğla’mızın geleceğini AKP’nin bilimi yok sayan ve rantı önceleyen politikalarına teslim etmeyeceğiz. Depreme karşı kader değil, önlem anlayışını hakim kılmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
Özcan’dan Bakan Kurum’a 6 soru
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat Depremleri’nden çıkarılan dersler ışığında son 2 yılda, 1. derece deprem bölgesi Muğla’da ne gibi ek önlemler alınmış, depreme direnci arttıran hangi politikalar hayata geçirilmiştir? Bu politikalar için harcanan bütçe ne kadardır? Muğla’nın deprem risklerine yönelik, uzun vadeli, bilimin gereklerini önceleyen bir mücadele stratejisini hayata geçirdiğinizi, bu stratejiye uygun kamu politikaları ürettiğinizi düşünüyor musunuz? Muğla’da başta hastaneler ve okullar olmak üzere kamu binalarının depreme direnci açısından risk durumunu belirleyen son çalışma ne zaman yapılmıştır? Bu çalışma doğrultusunda atılan adımlar nelerdir? Muğla’da enerji ve iletişim alt yapısının depreme dayanıklılığını ölçen son çalışma ne zaman yapılmıştır? Bu çalışma doğrultusunda atılan adımlar nelerdir? Santorini Adası çevresindeki deprem fırtınası sonrasında deprem ve tsunami riski ile ilgili ivedilikle bir tedbir alınmamasının nedeni nedir? Santorini’de olası bir yanardağ patlaması sonrası, havaya yayılan küllerin, rüzgarla birlikte kıyılarımıza taşınması hangi açılardan tehlike oluşturmaktadır? Bu tehlikelere karşı bir tedbir alınmış mıdır? Alınmadı ise bunun gerekçesi nedir?