“Ya Adalet Ya Sefalet!”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. 1 Mayıs’ın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olduğunu, emeğin mücadele azmiyle şekillenen bir bayram olduğunu vurgulayan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü; “1 Mayıs yalnızca takvimdeki bir arih değil, emekçilerin tarihsel hafızasıdır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir meydanlardayız. ‘Ya Adalet Ya Sefalet! Adalet için, eşitlik için, özgürlük için mücadeleye!’ diyoruz.”
“Emeğin hali siyasal çöküşün göstergesidir”
Türkiye’deki adaletsizliklerin yalnızca mahkeme salonlarında değil; fabrikalarda, ofislerde, madenlerde ve mutfaklarda yaşandığını ifade eden Özcan, “Adaletin olmadığı bir ülkede emeğin de değeri kalmaz. Bu nedenle diyoruz ki: Adalet mücadelesi ile ekmek mücadelesi iç içedir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2024 tarihli Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye, işçiler için dünyanın en kötü 10 ülkesi arasında yer alıyor. Bu tablo, grev yasaklarının, sendikal baskıların, toplu iş sözleşmesi haklarının gasp edilmesinin açık göstergesidir. Türkiye bugün Bangladeş, Belarus, Myanmar gibi ülkelerle aynı kategoride anılıyorsa, bu yalnızca bir ekonomik başarısızlık değil, siyasal bir çöküştür. DİSK-AR’ın Nisan 2025 raporu ise, ekonomik çöküşün gerçek boyutlarını gözler önüne seriyor: Geniş tanımlı işsizlik oranı %28,8’e ulaştı. Gerçek işsiz sayısı 12 milyona dayandı. İş aramaktan vazgeçenlerin sayısı ise 5,3 milyon. 1980 darbesiyle temelleri atılan, AKP’li yıllarda piyasacılıkla tahkim edilen bu rejim; borçla itaatin, sendikasızlaştırmayla sessizliğin, iş cinayetlerinin ve uzun çalışma saatlerinin olağanlaştırıldığı bir düzene dönüştü. İş güvencesi artık yalnızca bir maliyet kalemi olarak görülüyor. Reel ücretler eriyor, ortalama ücretler asgari ücrete yaklaşıyor” dedi.
“Mücadelemiz emeğin örgütlü olması içindir”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin “bu düzen adil değil, sürdürülebilir de değil” diyerek mücadelesini sürdürdüğünü söyleyen Özcan, “Mücadelemiz, enflasyon karşısında reel ücretlerin artırılması, asgari ücretin yıl içinde reel enflasyona göre güncellenmesi, sendikal hakların güvence altına alınması, iş cinayetlerinin önlenmesi için iş güvenliğinde kamusal denetim, çocuk yoksulluğunu bitirecek sosyal koruma programlarının hayata geçirilmesi içindir. Mücadelemiz emeğin örgütlü olması içindir! Ya adalet ya sefalet!” diyerek sözlerini tamamladı.