Sivrisineklerin sıtmanın yanı sıra birçok virüs ve parazite taşıyıcılık yaptığına dikkat çeken Prof. Dr. Davut Alptekin, "Sıtma eradike edildi diye mücadeleyi bırakmak büyük bir hata olur" dedi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Alptekin, 25 Nisan Dünya Sıtma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünya genelinde sıtma vakalarının azalsa da ciddi boyutlarda sürdüğünü, sivrisineklerle etkin mücadelenin sadece sıtma değil, yeni ortaya çıkan tehlikeli viral hastalıklar açısından da hayati olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Alptekin, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Kasım 2024 itibarıyla 44 ülkeyi sıtmadan arınmış olarak sertifikalandırdığını, hala 83 ülkede görüldüğünü, ancak 25’inde yıllık vaka sayısının 10’un altına düştüğünü belirtti.
Türkiye’nin sıtma ile mücadelesinde Adana’nın özel bir yere sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Alptekin, "Atatürk, 1925 yılında Adana’yı ziyaretinde sıtma vakalarının çokluğunu görerek müdahale talimatı vermiştir. Bu kapsamda 1928’de Adana’da Sıtma Enstitüsü kurulmuştur. Bu enstitü, DSÖ’nün desteğiyle hem eğitim hem de sahada mücadele açısından çok önemli bir merkez olmuştur" dedi. Türkiye’de yerli sıtma vakası 2014’ten bu yana yok
Ülkemizde en son yerli sıtma vakalarının 2010-2013 yıllarında Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin’de görüldüğünü hatırlatan Alptekin, "Bu vakalar nüks olarak kayda geçti ve 2014 yılından itibaren yerli vaka bildirilmedi" şeklinde konuştu.
Adana örneği üzerinden konuşan Alptekin, Sepici Mahallesi’nde 1990’lara kadar günlük sıtma vakaları görüldüğünü, baraj çevresindeki sazlık alanların ıslah edilmesiyle Anofel türü sivrisineklerin üreme alanlarının ortadan kaldırıldığını ve vakaların tamamen sona erdiğini aktardı.
Özellikle Batı Nil Virüsü (BNV) ve Dang hummasının Avrupa’da yaygınlaştığına vurgu yapan Prof. Dr. Alptekin, "Türkiye’de de BNV’nin tespit edilmiş durumda; Dang humması ise henüz resmi kayıtlarda yok. Ancak bu hastalıkların vektörleri olan Aedes aegypti ve Aedes albopictus türleri artık Türkiye’de de gözlemleniyor. Sıtma eradike edildi diye mücadeleyi bırakmak büyük bir hata olur. İnsektisitlerin etkinliğinin bilimsel olarak test edilmesi, yalnızca sivrisineklerle değil, tatarcık, ev sineği ve kene gibi diğer vektörlerle de etkin mücadele yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Sivrisineklerin sıtmanın yanı sıra birçok virüs ve parazite taşıyıcılık yaptığına da değinen Alptekin, bu küçük canlıların halk sağlığı üzerindeki etkisinin asla küçümsenmemesi gerektiğinin altını çizdi.
HABER KAYNAĞI : İHA