?>

BAYRAMLIK KAZ DAĞLARI DEYİNCE,,,

Erol UYSAL

2 yıl önce

Kaz Dağları deyince yaşadığım bir anıya ‘Bayramlık’ başlıklı gazete yazımda yer vermek istedim. Takriben beş yıl önce Ayvalık üzerinden feribotla Midilli Adasına iki günlüğüne konaklamalı bir tura çıkmıştım. Yunanlı ve Midilli Adasında doğmuş bir kızla Ayvalıklı bir Turist Rehberi arkadaşımız evlenmişler. Ada’da bize önceden planlanan bir gezi programı dâhilinde rehberlik yapmıştı. Turun ilk günü Güney yakasını, ikinci günü de kuzey yanını ziyaret etmiştik. Rehber arkadaşa Midilli Adası hakkında sorulan sorular arasında Ada’da birçoklarında olduğu gibi susuzluk yaşanıp yaşanmadığıydı. O gün Rehberin yanıtı aynen şu olmuştu. “Midilli Adası birçok Yunan Adasına kıyasla diğerlerinden çok daha şanslı bir adadır. Adanın suyu Kaz Dağından gelir. Ada da su boldur, susuzluk yaşanmaz”. “Nasıl yani”  diye sormuştuk. Yanıt şöyleydi. “Bilindiği üzere Kaz Dağları mitolojik, Tarihi, efsaneleri, öyküleri, doğal bitki örtüsü ve bol su kaynakları ile  Hem doğu ve hem de batıda yaşayan insanlar tarafından, İzmirli Ozan Homeros’un İliyada’sından çok iyi bilinen bir dağdır, yani bir 0limpos’tur.  Rakımı 1774 metredir.  Sularının yeryüzüne yakın seviyelerde olması ve sahip olduğu rakım nedeniyle Midilli dâhil çevresindeki tüm topraklara doğal faylarla su gönderir. Bu su Kaz Dağı kaynaklarından ve Ege Denizinin altından Midilli Adasına ulaşır. Biz Midilli Adasında Kaz Dağının (İda) gür, soğuk ve lezzetli sularından içerek kendimizi şanslı insanlar olarak kabul ederiz “…

 

Değerli okurlar! Herhalde değerini tarihi ve kültürel bakımdan tam idrak edemediğimiz bu Kaz Dağının eşelenerek tabiri caizse ‘domuz eşelemesine dönüştürülmüş’ fotoğraflarını TV ve gazetelerde görünce doğrusu kahroldum. Burada siyanürle Kanadalı bir firma altın maden ocağı işletecek deniliyor. İşe çoktan başlamışlar. Binlerce ağaç kesime uğramış. İlgili bakanlık dikilen fidan sayılarının kesilenlerin sayısına yaklaştı, hatta geçmek üzere olduğunu söylüyor. Oysa bir ağaç kaç senede büyür? Siyanürle elde edilecek altının toprağa vereceği zarar hiç düşünülmüş müdür? Şimdi bilinçli ve duyarlı binlerce yurttaşlarımız büyük tepki gösteriyorlar.  Geçici olarak işletme şantiyesinin kapıları girişe kapatılmış. Doğaya ve Kaz Dağına yakıştırılan bu operasyon bir tarihi ve doğa harikasını, öykü ve nice anekdotları, Sarı Kızı, Hasan Boğuldu’yu, Antik ve mitolojik çağın ilk güzellik yarışmasını toprağa gömüp madde ve rant uğruna tek yaşam yerimiz, gezegenemiz olan dünyamızı karartmak, çirkinleştirmek, bitki ve hayvanları yok etme zihniyetinin sanki bir acımasız hoyratlığı ve örneği olarak önümüzde durmaktadır. Bunun ardından bir Kurban Bayramı arifesinde başka değerlerimizin de sırada yer alabileceği endişe ve kaygısıyla Kaz Dağlarında yapılmakta olan bu vahşetin önüne geçilmesi konusunda hepimize düşen demokratik hak ve girişimler vardır, bunlar mutlaka aranmalıdır. Aksi halde benzer girişimler Gediz Ovasında, Bergama’da, Bakırçay’da ve başka yerlerde gündeme gelebilir. İşte o zaman çok gecikilmiş oluruz.. Yazıma aldığım hikayede olduğu gibi o zaman çadır üstümüzden alınmış olacaktır ve biz hala bunun farkında olamayacağız. Kurban Bayramınızı kutlar, herkese sağlık, mutluluk dilerim.   Erol Uysal 08.08.2019

 

Öykü şu: İki arkadaş adları Ahmet ve Mehmet olsun. Kaz dağı gibi bir dağın eteğine çadır kurup gökteki dolunayı seyrederek gece geç vakit çadıra girip uyurlar. Gece Ahmet uyanır, arkadaşı Mehmet’e seslenerek, yattığı yerden,  Dolunayın güzelliğini görüyor musun Mehmet, müthiş” görünüyor değil mi? der.  Arkadaşı Mehmet ise yukarı dikkatli bakınca üzerlerindeki çadırın yok olduğunu görür ve Ahmet’e üzerimizde çadır yok olmuş, çalmışlar” der ve devam eder, “Oğlum üstlümüzdeki çadırı çalmışlar, kalk bakalım dışarıda neler oluyor, etrafımıza bir bakalım ” der.…İkisi de etrafa dikkatli bakarlar.   Çadır çalınmış. Çadır yok olmuş. Bu olay bana  “Uyuma, çuval ağzı aç” deyişini de anımsatır. 1950’li yıllarımızda Gökova İskelesine maden yüklemeye gelen yabancı gemiye yövmiyeyle manganez madeni yüklemeye gittiğimizde işçiler arasında kullanılan bir deyişti bu “Uyuma, çuval ağzı aç sözcüğü. Aldırmaz, dikkatsiz olanlar için söylenen bir deyiştir. “Uyuma, çuval ağzı aç” sözcüğü burada da yerini buldu sanırım. Nasıl, beğendiniz mi değerli okurlar?...  

 

Siyanürle altın aranan Kaz Dağı tüyü yolunmuş tavuğa dönüştü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI