?>

ESKİYE İTİBAR OLSAYDI…

Erol UYSAL

2 yıl önce

“Eskiye itibar olsaydı Bit Pazarına nur yağardı” anonim bir atasözüdür. Gençler bilmeyebilirler. Bugünün genç nesli yenilikleri seviyor. Arabanın son modeli, cep telefonu en akıllısından, giysilerin en gıcırı, gözlük, ayakkabı, ev yani aklınıza ne gelirse yenisi olacak. Oysa bazıları vardır klasikçidir. Onlar yenilerden ziyade eski ve eskittiklerine itibar ederler. Olduğu gibi, çalıştığı iş kıyafetiyle görünmeyi tercih ederler.

Yılın ikinci ayı Şubat’ın ilk günü akşamında, Armutalan Kültür Sarayı’nda ‘Marmaris Halk İnisiyatifi’nin 4. Semineri olarak belirtilen bir konferansa katıldım. Konuşmacı ve sunucu aslen Fransız olan Dr. Cedric Bodet isimli bir arkeolog. Konferans konusunun Konya ‘Çatalhöyük ve Urfa Göbeklitepe ’ olacağını önceden biliyordum. Salona umduğumdan daha fazla davetlinin katılmış olmasından doğrusu mutlu oldum. Dr. Cedric tam vaktinde sunuma başladığında bir arkeoloğun kazı alanında ne giyerse öyle kıyafetle gelmiş olması bana sanki sempatik göründü. Ayağında bir spor ayakkabı, onun üstünde bir iş pantolonu bulicin ve sırtında da sıradan bir tişört vardı.    Daha önce ülkemizde Göbeklitepe dahil bazı ören yerlerinde kazılarda bulunmuş.  Biraz zorlansa da Türkçe diksiyonu iyiydi. Ancak sunum yöntemi biraz değişikti. Salonu dolduranlara önce sorular sormakla konuşmasına başladı. Bundan anladığım, katılımcıların sunacağı konuya ne derece vakıf olduklarını test etmek istiyordu.  Davetliler doğru yanıtları kolay verdiler. Konu aslında bizlere ilköğretim yıllarında okullarda öğretilmişti. Ancak bu konferansta var olan insan ve tüm canlıların taş devrinden bugüne evrimi, yaşam, üreme ve iletişim kurma mücadelesinin perdeye resim ve şekillerle yansıtılarak anlatılmasıydı. Nereden nereye ve nasıl geldik? Dr. Cedric sunumunda Çatalhöyük ve Göbeklitepe’yi özellikle ülkemizdeki diğer ören yerlerinden ayrı tutmuş, bunların MÖ.12.000 yıllarında (ki bu döneme Cilalı Taş Devri-Neolitik Çağ diyoruz) insanların toprak, su, çiftçilik ve tarımla yaşamalarını, birbirleriyle iletişim sağlayarak sosyalleşmeleri ve üreyerek çoğalmalarının önemine değindi.

Değerli okurlar, Göbeklitepe, ‘UNESCO Dünya Kültür Mirası’ listesinde yer almasıyla birlikte evrensel, tarihsel ve bilimsel boyutta adını duyurdu. Günümüzden yaklaşık 12.000 yıl önce, Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bölgede yer alan Göbeklitepe insanlık tarihine yön veren bir kazı olarak gösteriliyor. Göbeklitepe, dünya çapında en büyük keşiflerden birisi olarak değerlendiriliyor. “İnsanoğlu bugün yaşadığı ortama gelmeden önce nerede, nasıl yaşıyordu” sorusuna iyi yanıt verebilmek için geçmişin izlerini bulmalı, görmeli ve özellikle yaşadığı yeri, çevresini iyi tanımalıdır. Atalarımız boşuma söylememişler, “Geçmişini bilmeyen geleceğini iyi tayin edemez”   diye. Bu etkinliği düzenleyen Marmaris İnisiyatif Grubuna ve sunucu Arkeolog Dr. Cedric Bodet’e teşekkür ediyorum. Erol Uysal 04 Şubat 2020

YAZARIN DİĞER YAZILARI