Herşey normalleşti. Sokak ortasinda bi genç kızı yere yatırıp kameraların insanların gözleri önünde taciz edebiliyorlar artık.
Ha birde Doktor dövebiliyorlardı değil mi?
Bu Doktor dövebiliyoruz artık diyenlerin istedikleri her şey oluyor.
Kavga kaos sokak ortasinda kadın dövmek, kesmek öldürmek o kadar sıradanlaştı ve normalleşti ki artık kimse şaşırmıyor, o kadar çok ki sıradan bir haber gibi oldu. Alıştı toplum bunları duymaya görmeye. Bir kadın dövülürken öldürülürken çoğu kişi yardım etmek yerine kaçmayı saklanmayı evin perdelerini örtmeyi tercih ediyor. Şahit olursam mahkemelerde sürünürüm düşman edinirim diye görmezlikten gelmeyi, bir kadının acı çığlıklarına kulaklarını tıkamayı tercih ediyorlar.
Böyle davrananlara sormak istiyorum.
SİZDE VİCDAN VAR MI❓
Ya çocuklar❓
Küçücük çocuklar tacize uğruyor yetmiyor öldürülüyor.
Yeryüzünde tek bir çocuk bile acı çekiyorsa Tanrı yoktur diyen Üstadı haklı görmemek mümkün mü❓
Maddi değer kayıplarına girmeyeceğim, oysa girmem gerekir lakin manevi çöküş maddi çöküşten daha hızlı.
Sayısını bilmedigim oldukça çok olan Tv Kanallarının bir çoğu bu çöküşü hızlandırmak için görev almış gibi.
Manevi degerleri destekleyecek bir dizi, bir filim bir proğram bulamıyoruz.
Yemek programları vıcık vıcık dolgu dudaklı podyumdan gelmiş gibi giyinen ama nezaket kurallarından çok uzak bir biriyle kavga eden bir yemek programı neden yapılır?
Dizilerde vurdulu kırdılı sahneler, mutlaka bir kaç kişi ölüyor, dövülüyor. Yetmiyor efendim hemen hemen her biri bir biriyle ilişki yaşıyor. Bu dizileri filmleri yayınlayanlarda hiç vicdani sorumluluk yok mu❓
Aileler çocuklar izliyorlar. Bir Ahlak ancak bukadar hızlı çökertilebilirdi.
Aile kavramı kalmadı.
Çocuklar annelerini babalarını öldürmeye başladı. Çalışmayım onların biriktirdiklerini yiyelim diyorlar.
Anne babalar çocuk sahibi olduklarını sanirken düşman sahibi oluyorlar.
Yüzyılın en geçerli meslekleri psikolog ve avukatlık artık. Herkesin bir avukatı olmak zorunda sanki her an bir püsküllü bela evinizin içine girebilir. Elinizdeki telefon ile yazdığıniz bir düşünce yorum hakaret davası sayılabilir.
Şiddette o kadar fantazi gelistirdiler ki psikologlar bile saşkın artık, onların bile psikolojisi bozulur hale geldiler.
Korkmadan sokaklarda yürümek Türkü şarkı söyleyip ıslık çalmak hayal oldu.
Mutluluk huzur, güven gibi kavramlar hayallerimizden umutlarımizdan çok uzaklasan bir lüx oldu.
Aileler çok kolay dağıliyor, herkes bireyselleşiyor. Vicdan öksüzü vicdan fukarası olduk.
Insan ömrü bu kadar kısayken yasadığımız toplumsal sorunlar anamızdan doğduğumuza pişman etti bizi desek hiç de ağır kaçmaz.
Bu kadar güvensiz huzursuz ve mutsuz bir toplum olmayı nası basardık biz❓
Evimizin işmimizin çocuklarımızin olması yeterli değil mutlu olmak için. Toplum olarak huzuru yitirdik. Uykularimiz haram oldu.
Her Allahın günü bir cinayet, bir çocuk tezavüzü ve kavganin var olduğu bir Ülkede huzurdan güvenden bahsedilemez.
Kimse kimsenin mutsuzluğundan sorumlu değilmiş gibi yasayıp gidiyoruz.
Söyleyecek söz bulamıyorum artık.