Selimiye küçük Marmaris olarak bilinir. Doğası ve denizi dünyaca meşhurdur.
Ancak yıllar içerisinde hor ve hoyrat kullanılması neticesinde, düzensiz ve plansız ve de alt yapısız gelişmesi nedeniyle bugün birçok sorunlarla yaşamaktadır Selimiye.
Hızlı gelişen dünya turizmine hizmet açısından uyum sağlama yolunda gerilerde kaldığını bugün daha netlikle anlaşılıyor.
Ancak şu bir gerçek ki doğası ve denizi ve de insanıyla yapılan turizm hizmetleri, alt yapı ve düzensiz yerleşim sorunlarının üstesinden gelmemiş olmasına rağmen halihazır vaziyeti ile de olsa, ülkemiz turizmime katkı sağlamış ve de sağlamaya devam etmiştir.
Sorarım size, denizine ve doğasına bakan, zeytin Ağcalarını evladı gibi büyüten kimlerdir. Elbette o yörede yaşayanlar, analar babalar evlatlardır. Deniz ve doğa onların ekmeğidir suyudur, geçim kaynağıdır, çocuklarının istikballeridir.
Ne diyor Hz. Mevlâna,
Çebi zengin fakat ruhu fakir insanın hali çok rezil,
Çünkü o:
Her şeyin değerini bilir
Kıymetini değil.
Selimiye koyuna marina yapılmak isteniyor, bu nasıl bir düşünce nasıl bir projedir.
Bu olsa olsa Selimiye, Bozburun ve diğerleri ile dünya turizm merkezlerini ve yaşayanlarının geleceğini almak, istikballerini köreltmek değildir de nedir.
Selimiye körfezi denizini ve florasını denizin dalgaları ile temizlenmekte ve körfez kendi bitki örtüsünü canlı tutabilmektedir.
Düşünülen marinayı, Selimiye körfezinin neresine koyarsanız koyun, Selimiye körfezinin ölüm fermanını olacaktır.
Köstebek yuvasına döndürülmüş bir ülkede, nadir kalmış doğa harikası Selimiye körfezine ve benzer koylarına, marina yapmak, turizm geleceğine kezzap atamaktan başka bir şey değildir.