TÜRKİYE’Yİ DOĞURAN DÖNÜŞÜM: Bu kitap, Osmanlı’dan Türkiye’ye aydınlanma ve bağımsızlık yolculuğunu kişiler ve olaylar üzerinden anlatmaktadır.
//GÜÇ: FARKINA VARMAK İSTEDİKLERİMİZ VE İSTEMEDİKLERİMİZ: Yazar, farkındalığınızı artırmak, duygularınızı yönetmek ve iradenizi güçlendirmek için nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini hikâyelerle örneklendirerek anlatıyor.
//
BAVULA SIĞMAYAN: “Hatırlayarak ölüyü diriltebileceği gibi, unutarak diriyi öldürebilir insan. Ağılı bir kudret bu, korkunç bir beceri.”
//
DEFNE YA DA BAZI TUHAF HAYATLAR: Travma, kimlik, zaman temaları üzerinden kadın cinayetlerinin ve patriarkal düzenin etkilerini sorgulayan bir anlatı; sessiz bir çığlık, post modern bir direniş
//
KADIN HAPİSHANESİNDEKİ ANILARIM: ‘Aklın devre dışı bırakılmaya çalışıldığı bir dönemde, düşünen bir akla sahip olarak dünyaya geldim.’
//
GELECEĞİN İNSAN KAYNAKLARI: İşin geleceğinin çokça konuşulduğu bugünlerde insan kaynaklarının geleceğini konuşmaya ne zaman başlayacağız?
İşte o kitaplar;
//
Küllerinden yeniden doğan büyük bir dönüşüm
ALİ Fuat Kalyoncu’dan TÜRKİYE’Yİ DOĞURAN DÖNÜŞÜM. Bu kitap, Osmanlı’dan Türkiye’ye aydınlanma ve bağımsızlık yolculuğunu kişiler ve olaylar üzerinden anlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin karşıtı değil, onun yapamadıklarını yapmak için küllerinden yeniden doğan büyük bir dönüşümün öyküsüdür. Bu süreçte Türkiye’de devletin, halkın ve sivil toplum örgütlerinin yaşadıkları, dünya ile ilişkilerimiz, Batı’nın kendi sorunlarıyla birlikte ele alınırken; savaş, spor ve müzik ilişkileriyle anlatılmaktadır. Olaylar ve hikâyeler olabildiğince gerçeklere dayanmaktadır. 400 SAYFA. (İMGE KİTAPEVİ)
Sizi içsel gücünüzü keşfetmeye davet ediyor
PROF. Dr. Zeynep Oktuğ Tırnova’dan GÜÇ: FARKINA VARMAK İSTEDİKLERİMİZ VE İSTEMEDİKLERİMİZ. Güç sahibi olmak ile güçlü olmak arasındaki o ince çizginin üzerinde keyifli bir farkındalık yürüyüşü yapmaya hazır mısınız? Güç deyince aklınıza ne geliyor? Pozisyonlar, maddi imkânlar, statüler, üstünlük kurabilme yeteneği… Aslında “güç” kavramı bu bahsettiklerimizden çok daha derinlerde saklı. Şu an elinizde tuttuğunuz kitap, sizi içsel gücünüzü keşfetmeye davet ediyor. Yazar, farkındalığınızı artırmak, duygularınızı yönetmek ve iradenizi güçlendirmek için nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini hikâyelerle örneklendirerek anlatıyor. Bu kitap ile kendinizi tanıyacak, “güç” kavramına yeni bir pencereden bakacaksınız. Bu kitap ile kendinizi tanıyacak, “güç” kavramına yeni bir pencereden bakacaksınız. 128 SAYFA. (ÜÇÜNCÜ GÖZ YAYINEVİ)
Aile, toplum ve bellek ekseninde yolculuklar
NERMİN Yıldırım’dan BAVULA SIĞMAYAN. “Susanların hikâyesi büyük oluyor, sessizlikleri nispetinde dallanıp budaklanıyor.” Romanlarıyla okuru aile, toplum ve bellek ekseninde yolculuklara çıkaran yazar, bu defa tadı damağımızda kalacak öyküleriyle buluşturuyor bizleri. İnce bir ipin üstünde gidip gelenler, düşmemek için birbirine tutunanlar, düşlenenlerle yaşananların arasında yollarını arayanlar bu öykülerde hayat buluyor. Kitap hemen yanı başımızda yaşanan, kimi zaman görmediğimiz, kimi zamansa görmezden geldiğimiz hayatların kapılarını aralarken, yazar keskin gözlem gücü ve şiirsel diliyle okura bir kez daha okuma şöleni sunuyor. Yayımlandıktan sonra maceralarına devam ederek tiyatro seyircisiyle de buluşan bu kısa öykülerden bazıları, pek çok evde yaşamaya devam ediyor. “Hafıza şeytanın ta kendisidir” demişti. 264 SAYFA.(EVEREST YAYINLARI)
Herkes kendi hikâyesine sahip çıksın!
HENİZE Nilgün Karataş’tan DEFNE YA DA BAZI TUHAF HAYATLAR. Aynı gece, iki ayrı kentte, iki camdan kuleden düşen, iki genç kız. Biri adını kadın dayanışmasına miras bırakarak gitti. Bu, hayatta kalan Defne’nin hikâyesi. Bir sarkaç gibi 2018 Türkiye'si ile 2222’nin Mauna Kealand’ı arasında gidip gelen; mitolojiden psikolojiye, telepatiden lusid rüyalara, astrolojiden metafiziğe iç içe geçen çok katmanlı bir dünya. Aşk yüzünden bilinmeze atılan, arzularının bedelini ödemek zorunda kalan Defne. Bu yolculukta ona eşlik eden Selma Rıza ve Servan. Biri; mutluluğu bireysel özgürlükte ararken kendine yabancılaşmış bir kadın. Diğeri; içini kavuran acıları unutmak için başkalarına tutunmuş bir erkek. Ve ötekiler. Ve biz. Herkes kendi hikâyesine sahip çıksın! Ya kölesi olacağız düzenin ya da yeni bir dünya inşa edeceğiz kendimize… 304 SAYFA. (A7 KİTAP)
‘En büyük suçum, sadece özgür bir kadın olmamdı’
NEVAL El-Saadavi’den KADIN HAPİSHANESİNDEKİ ANILARIM. Ben, insanların düşünen bir aklı, doğruluk ve adalet için çarpan bir yüreği olduğu için hapse atıldığı tuhaf bir zamanda doğdum. Şiir, öykü ya da roman yazdığı için, bilimsel ya da edebî bir makale yayınladığı için, özgürlük çağrısı yapan bir makale kaleme aldığı için tutuklandığı bir zamanda. Böyle bir devirde doğduğum için hapse girmeme şaşmamak gerek. Çünkü bütün suçları işledim; öykü, roman, şiir yazdım; bilimsel, edebi araştırmalar ve özgürlük çağrısı yapan makaleler yayınladım. Ama en büyük suçum, sadece cariye ve köle olmam istenen bir zamanda, özgür bir kadın olmamdı. 256 SAYFA. (AYRIKOTU YAYINLARI)
Doyurucu içeriğiyle İK’nın dünü, bugünü, yarını
ORÇUN İrfan’dan GELECEĞİN İNSAN KAYNAKLARI- İnsan Kaynaklarının Dünü Bugünü Yarını ve Ötesi. İşin bizim için anlamı nedir? Hayatımızda tuttuğu yer hâlâ aynı mı? Nerede, ne zaman, nasıl ve kimlerle yapılır? Nasıl ölçülür ve ödüllendirilir? Farklı çalışma modellerinde iş yapan ekipler nasıl uyum içinde çalışır? Süratle değişip dönüşen iş dünyasında yöneticilerin görevi nedir? Peki ya insan kaynaklarının? Çünkü işle ilgili bu büyük değişimi her ne kadar liderler tetikliyor olsa da bu değişimi gerçekleştirmek üzere paydaşları bir araya toplayacak, oyunun kurallarını yazacak ve uygulama esnasında herkesin uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlayacak ekip insan kaynakları olmak durumunda. Âdeta günlük dilde yazılmış bir doktora tezi niteliğindeki bu baş ucu kitabı her seviyeden insan kaynakları profesyoneline güncel, doyurucu ve vizyoner içeriğiyle İK’nın dününü, bugününü, yarınını ve ötesini anlatıyor. 416 SAYFA. (CERES YAYINLARI)