Okullarda imam değil Temizlik sıkıntısı var.
Öğretmen sıkıntısı var. 40 kişilik sıniflarda okuyan çocukların adını tek tek ezberleyip ilgilenebilen yetişmeye çalışan elleri öpülesi öğretmenlerimizi kutluyorum.
Almanca öğretmeniydi Özay Sağlam şimdi yazar arkadaşım. "SÜRGÜN" Başlığı taşıyan bir kitap yazmıştı merak edip okudum.
Bir öğretmenin mesleğini yaparken nasil mücadele edip, insanı duyguları yaralanarak zor şartlar altında mesleğini yapıp hayatını kazanıp ailesine bakabildiğini anlamak beni derinden üzdü.
Dışlanmıştı, fişlenmişti. Yargılanmıştı.
Oysa o idialist bir öğretmendi.
Etrafımda o kadar güzel öğretmenler var ki!
Çocukların basarısı için velilerine karşı bile mücadele edenlere bizzat şahit oldum.
Eğitim Öğretmenler ile başlar.
İlk öğretmen annedir. Başöğretmen ATATÜRK öğretmenlerimiz hayatımiza yön verir şekillendirir. Yetiştirdikleri öğrencileri şahane birer sanat eseri gibidir, emek ister sabır ister bir de heves ister.
Eskiden köy okulları vardı taşimalı sistem köy okullarınin çoğunu kapattığı için köy okulları kapandı.
Kutsal meslektir öğretmenlik.
Okullarda din dersini veren Din öğretmenleri vardı eğitim fakultesinden mezun.
Okullardaki Imamları anlamadım.
Camilerde görev yaparlar. Arzu eden herkes gidip vaaz dinleyip namazını onun önderliğinde kilabilir.
Okullarda Din dersi ve Ahlak bilgisi diye bir ders vardı ve Din dersi veren çok güzel egitim fakültesi çıkişlı biranş öğretmenlerimiz vardı benim bildiğim.
Ve bizim zamanımizda okullarda tuvalet temizliği sorunu yoktu. Devletin okulu demek güven ve eksiksiz hizmet demekti. Vatandaşın yararına her türlü hizmeti eksiksiz bir şekilde vatandaşına hizmet sunan devlet güvencesi altında her çocuğa eşit eğitim sistemi vardı.
Bu köy okullarının kapanması hiç iyi olmadı, insanlar eğitim için köylerini topraklarını bırakıp şehirlere taşındılar.
Bu göç köy topraklarını işlemekten uzaklaştırdı. Ekim dikim köy okullarının kapanmasıyla azaldı ve hatta satıldı.
Köylü milletin efendisiydi oysa değilmi?
Tek bir öğrenci için bile eğitim o öğrencinin ayağına gittiğinde o bir öğrenci eğitildiğinde bir dünyayı eğitebiliyor.
Eğitimden ve sağlıktan tasaruf olmaz.
İnsanların barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için önce sağlık ve eğitim zorunlu bir ihtiyaçtır derken adaletsiz hiç olmaz.
Adalet'e ne kadar az ihtiyaç duyarsak o kadar eğitimli ve bilinçli bir toplum oluruz.
Günümüzde maalesef her eve bir avukat ihtiyaç hale gedik. Ne söylense suç sayıliyor.
Sürtük, Çapulcu, kafatası, çobanlık bile yapamazlar, bunlarda beyin yok denilerek insanlara hakarat edildi.
Bir adalet savunucusu çikip da siz halka bu cümlelerle hakaret edemezsiniz diyemedi.
Bu kadar çok imamın olduğu bir ülkede hırsizlik yalan, tecavüz ve cinayetlerin olmamasi gerekmez mi?
Bütün bunlar dinimizce günah ise neden son yıllarda dinimizce yasaklanan günah sayılan suçlar çoğaldı anlamış değilim.
Oysa imamlar çogaldı, okullardan çok cami yapıldı. Okullarda dahi Dindersi öğretmeni varken eğitimdeki yerimiz neresi?
Doktorların yerine üfürukçülere Cüpbeli hocalara mı gideceğiz?
En başta karnımızı doyurmak için çiftçiye, öğrenmek ve eğitilip ilerlemek için öğretmene, yaşamak için Doktora ve adil bir düzende haklarımızin korunarak huzur içinde yaşamak için adalete ihtiyacımız var.
Hz "Muhammet'in sözüdür" Dinde zorlama diretme olmaz. Olmamalı.
Ne demişti Hz. Ömer Insanlara açmısin diye sorun sofra kurun, namaz kıliyor musun oruç tutuyor musun diye sormayin der.
Okulların idialist öğretmenlere, dindersi öğretmenlerine ve bir de temizlik perdoneli ve güvenliğe ihtiyacı var.
Bu ülkenin para baronlarına, zehir tacirlerine, mafhalara yalaka çığirganlara değil. Çiftçiye öğretmene ve Doktora ihtiyacı var.
Doktorlar, Aile hekimleri, ögretmenler ve çiftçiler sokağa dökülürken kulaklarını tıkayanları tarih affetmeyecektir.
Sevim Tutar Aricak