“ Benim köşemde muhalefetin babası yapılır.
Benim köşemde iktidarında desteğinin veya iktidarında tenkidinin babası yapılır.”
Diyor, bir yorumcu. İnternette gezinirken takıldığım Fener’li bi yorumcu da AYNENNN. Diyor.
Ben de aynen böyle bir yazarım. İktidar olsun, muhalefet olsun, çizgim aynıdır. Yani öyle konuları temcit pilavı gibi her daim ısıtıp, ısıtıp öne çıkarma eğilimindeki KLAVYE KALEMŞÖRLERİ gibi pencereden üfürmeyiz. Çünkü onlar gibi üfürükçü değiliz. Görevimiz gerçekleri okuyucularımıza yorumla sunabilmektir.
Bi dostum şöyle demişti. YAŞLANDIK BE BİZİM OĞLAN.. Doğru. Ömrümün 42 yılını Fethiye’ de , son 36 yılını da Marmaris’te geçirmekteyim. Gerek eğitimci, gerek gazeteci ve bir dönem de otelcilik de yaptığım için ve de şimdilerde de çiftçi olarak, TURİZM hakkında iki çift laf etme hakkım da var diye düşünüyorum.
Muğla’nın ; Bodrum, Marmaris, Köyceğiz, Fethiye ve de Seydikemer bölgelerini çok iyi tanıyan biri olarak.. Özellikle Muğla’da ; bölgelerden örnekler vererek.. Bu yıl kötüye giden turizmimiz için naçizane tedbirlerimizin neler oluğunun masaya yatırılması gerekmektedir.
BODRUM’UN TAKLİT ÜRÜNCÜLERİNİN EFELENMELERİ !..
Bodrum’da iki yıl görev yapan bi yakınımdan dolayı çok sık gidip geldiğim bir yer olmasından geçtiğimiz günlerdeki Bodrumda gelişen bir olayı gündemimize alalım. Sen taklit ürünleri satacaksın devlet tespit edecek. Ondan sonra da yolu kapatıp devlete efeleneceksin. Yemezler,. İnsanlar bunu biliyor. O esnafa gereği yapılacak. Sen devlete karşı gelemezsin. Senin yaptığının dağdaki eşkıyadan ne farkı var.
DEVLET SEKİ OVASINI DAMLAMA SULAMAYA HAZIRLIYOR
Köyceğiz’ de ilkokul öğretmeni olarak görev yaptığımda ki gözlemlerim önemli idi. Fethiye’de yaşadığım yıllardaki Ölüdeniz’in ilik kartpostallarının çıkarıldığı yıllarda, rahmetli Ara Güler’le çektiğimiz DİA‘ ları hatırlarım. Daha sonra ilçe olarak Fethiye’den ayrılan Seydikemer’e gelelim. Şu anda Seydikemer’in eskiden belde olan Seki mahallesine gelemi. Etrafındaki 15 köyü ile birlikteki ovasının devlet tarafından ele alındığını müjdeleyelim. 15 köyün ortasındaki Seki ovası, damlama sulamaya kavuşuyor.
Seki’nin arkasındaki Boğalar Köyü. Orada HES. Yani küçük bir baraj yapılmakta. O barajın suları Seki Ovasını sulayacak. Geçtiğimiz günlerde Seki’de Temeli köyünde idim. Baktım harıl harıl kamyonlar ovaya taş taşıyorlar. Temel köyünden bir dostum ile sohbet ediyoruz. Bu kamyonların ne yaptığını o köylü anlattı.
“ O kamyonlar ovanın tüm yollarını yeniliyorlar. Ve o yenilemenin altına su boruları döşeniyor. Su borularının her tarlaya gelen bölümüne, vatandaşın tarlasının damlama ile sulamasını sağlayacak vanalar yerleştiriliyor. “ dedi, Temel köyündeki dostum Var mı böyle bi güzellik. Bunu kim biliyor. Kimse. Bunu vatandaşa anlatacak kim. Basın. Nerede Fethiye basını. Bir hiçbir yerde bunu okumadım. Ama okuduğum bir başka gerçek var. O da Muğla CHP milletvekili bir hanımın konuyu meclise taşıdığının haberi. İnsan üzülmeden edemiyor. Biz Marmaris’te bunu yerel Yeni Sayfa ve Manşet gazetelerinden bu hanımın açıklamalarından okuduk. Ama çarpıtarak. Ne diyor hanım milletvekili.
“ Fethiye İlçesi Söğütlü Mahallesi Yürek Mevkiindeki Bozluca su kaynağının Fethiye Sulama Birliğinin tahsisi ile SEKİYAKA 2 HİDRO ELEKTRİK SANTRALINA – HES’e ulaştırıldığını..” meclis gündemine taşıyor. Söğütlü mahallesi ve etrafındaki bazı köylerin de suyunun azılmasını gündeme getirerek, HES çalışmalarını da soru önergesi ile meclise taşıyan CHP’li milletvekilinin bu çabası takdire değer bulunsa da.. Seki ovasına verilen bu suyun da dikkate alınması gerekiyor. Seki ‘den çıktım. Kısın kar yolları kapattığında basında çokça ismini duyduğumuz 1300 rakımlı KARABEL köyündeki Tepe restorandaki kebapçı ile görüştüm. “ Abi Fethiye’de turizmi kendimiz bitirdik. Bizim de Ölüdeniz’ de küçük bir işletmemiz var. 20 kişi yemeği çayı kahvesi cipslerine kadar 20 bin lira aldık. Buradan Saklıkent’e gidiyorlar. Ayni 20 kişiden 50 bin lira alıyorlar. Turizmi biz kendimiz bitiyoruz” dedi.
SÖĞÜT OTEL VE RESTORANIN İLAN REKLAMI
Seydikemer.. Ölüdeniz.. Saklıkent.. Gelelim Marmaris’e. Yıllardır Söğüt sahilindeki restoranlara gitmişsinizdir. İki kişiden geçtiğimiz günlerde iki tabak çerezimsi bir menüden 2.350 tl hesap alınıyor. Turgut’ta bir porsiyon pideden 500 tl tahsil ediliyor. Şimdi de dikkatimi çekti. İki gün önce internette bi ilan. Söğüt sahilinde otel ve restoran reklamı. Bu fiyatlardan sonra kim oralara gidebiliyor, bilemiyorum. Bir zamanlar öğretmenlik yaptığım Köyceğiz- Çayhisar şimdi içtiğimiz pet sularının üretildiği dağın dibindeki bir köyümüz. Pazartesi günleri benim de kışları bazen gittiğim Köyceğiz in Pazartesi günleri açılan pazarı. Fiyatlarının ucuzluğu ve bazı Marmaris’lilerin tercihi olan bi pazardır. Bu da Köyceğiz için sevindirici bi gelişme.
YEREL BASININ BAŞINA GELENLER
Bazen gazeteciliğimizin de tenkit edildiğini görüyoruz. Ancak masa bası klavyecilimizden bahsetmiyorum. Gazetece basın görevini güzel yapabilmesi için ekonomik bağımsızlığını da kazanması gerekiyor. Gazetelerimizde görmüşsünüzdür. Geçtiğimiz günlerde İçmeler’de devlet bir oteli satın aldı. Ve satın aldığı oteli öğrencilere yurt yaptı. Ve çocuklar sağda solda ezilmekten kurtuldular. Peki bu otelin satın alma işlemi neden bizim yerel gazetelerde ilan olarak yayınlanmadı da ulusal basında çıktı. Bu yerel ilanlar Marmaris yerel basınında çıkmayacak da neden ulusal da yayınlanıyor. Bizim yerel gazeteler nasıl ayakta kalacaklar. Devlet zaten küçülme diye Muğla basın ilan kurumunu da İzmir’e gönderdi. Bu mu yerelin desteklenmesi. Bu konulara da devletin el atması gerekiyor.
Özet olarak AK Parti CHP demeden özellikle Muğla’da turizmde eski güzel günlerimize dönebilmek adına siyaset kurumunun da sen’ ci, ben’ci siyasetini bırakması gerekiyor. Marmaris’de yaşıyoruz. Marmaris Belediyesi’nin Perşembe pazarının serinleme adına si aldığı tedbirler güzel. Ancak nemli ıslak değil de Aspiratör gibi tedbirler de düşünülmeli. Son olarak klavye kahramanlarının biraz da olumlu bir görüşe doğru yönelmelerini bekliyorum. Artık biraz da Muğla turizmini kurtarma adına çabalarını birlikte gösterelim.
Son olarak da geçtiğimiz günlerdeki yazımda Sinpaş’ a değinmiştim. “ Sinpaş’a bir de bu açıdan bakalım” demiştim. Bazı klavye kalemşörleri gene kıyısından köşesinden bu konuyu gündeme taşıma gayretindeler. Bırakın artık zevzekliği. Adamların umurunda bile değil bu çabalarınız. İnanın kent yaşayanlarının da umurunda değil sizin bu gayretleriniz.