
İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar öğrencisiyken SSPE hastalığına yakalanan Halil Özçelik, göz kapaklarını kapatamadan, konuşamadan, müziksiz ve danssız bir gün bile geçirmeden 13 yıl boyunca yaşama tutundu. Akciğer damarına pıhtı atması sonucu yoğun bakıma kaldırılan Halil, 4 buçuk ay süren sessiz bekleyişin ardından 11 Nisan’da vefat etti. Annesi Gülsüm Özçelik, "13 yıl onun her şeyini ben yaptım. Gözlerini ben kapattım, müziğini hiç susturmadım. Ama o beni bıraktı. Çok zormuş. Allah kimseyi evladıyla sınamasın" dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar öğrencisiyken SSPE hastalığına yakalanan Halil Özçelik, göz kapakları kapanmadan, konuşamadan, müziksiz bir gün bile geçirmeden 13 yıl boyunca hayata tutundu. Annesi Gülsüm Özçelik’in, "Ben geldim oğlum" dediğinde göz kırpmadan tepki veren Halil, yoğun bakımda 4 buçuk ay süren sessiz bekleyişin ardından 11 Nisan’da vefat etti. Anne Gülsüm Özçelik, "13 yıl onun her şeyini ben yaptım. Gözlerini ben kapattım, müziğini hiç susturmadım. Ama o beni bıraktı. Çok zormuş. Allah kimseyi evladıyla sınamasın" dedi.
Antalya’da dans tutkusu ile çıktığı yolda ölümcül bir hastalığa yakalanan Halil Özçelik, 13 yıllık sessiz bir mücadeleyle hayata tutunmaya çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar Bölümü öğrencisiyken SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) hastalığına yakalanan Halil, gözlerini kaybetti, konuşma kabiliyetini yitirdi, vücudunun tüm hareket kabiliyetini kaybetti. Göz kapakları kapanmadan geçen yıllar boyunca annesi Gülsüm Özçelik’in bakımında yaşayan Halil, 4 buçuk ay yoğun bakımda kaldıktan sonra 11 Nisan 2025’te hayatını kaybetti. "Beni hiç unutmadı Her gelişimde başını çevirdi, elimi sıktı"
Halil’in annesi Gülsüm Özçelik, oğlunun son anına kadar bilincinin açık olduğunu, en son üç gün önce ziyaret ettiğinde yine tepkiler verdiğini anlattı. Özçelik, "Ben geldim oğlum diyordum, hemen başını oynatıyordu, elimi tutmaya çalışıyordu. Doktorlar ‘bize tepki vermiyor ama size veriyor’ diyordu. Çünkü biz 13 yıl hiç ayrılmadık. Ben sesimi duyurduğumda yutkunurdu, konuşamasa da dilini oynatırdı. Vefat ettiği gün gidememiştik. Telefon geldiğinde sela okunuyordu, dualar ediyordum. Ekranda Burdur yazısını görünce anladım. Hemen gittik ama gittiğimizde vefat etmişti" şeklinde konuştu. "Yoğun bakımda verdiği son mücadele"
Halil, hastaneye kaldırıldığında durumu stabildi. Ancak akciğerindeki ana damara pıhtı atınca doğrudan makineye bağlandı ve bir daha ayrılamadı. Antalya’da yer bulunamadığı için Burdur Devlet Hastanesi’ne yatırıldı. Yoğun bakımda 4 buçuk ay süren tedavi boyunca bilincini hiç kaybetmedi.
Anne Gülsüm Özçelik, "Ziyaret saatlerinde doktorlar bilgi veriyordu. Haftada bir, bazen iki gün gidiyorduk. Her gittiğimde tepki veriyordu. Ben geldim oğlum diyordum, hemen başını sallardı, konuşmaya çalışırdı. Elimi tuttuğumda sıkmaya çalışırdı. Vefatından üç gün önce de aynı şekilde tepki verdi. Oğlum bilincini hiç kaybetmedi" dedi. "Sadece ‘anne’ diyebiliyordu ama beni hiç bırakmadı"
Halil, hastalığın ilk yıllarında konuşabiliyordu. Ancak zamanla kelimeleri yitirdi, yalnızca "anne" diyebildi. Anne Gülsüm Özçelik, 2018’den itibaren oğlunun yalnızca mama tüketebildiğini, suyu bardakla içirdiğini aktararak, şu ifadelere yer verdi:
"Bakımı zor değildi, seve seve yaptım. Onu hiç hasta gibi görmedik. Kardeşleri de babası da hiç öyle görmedi. Sağlıklı zamanlarında ne yapıyorsa hep onu yapmaya çalıştık. Sürekli müzik açtık. Başından hiç eksik etmedik. Çünkü müziksiz yapamıyorum diyordu. Hiç müziği kesmedik. Hastaneye gidene kadar başında hep müzik açıktı. Şimdi de ben, oğlumun müzikle ilgili bir anısı olsun, kaybolmasın istiyorum. Unutulmasın istiyorum." "İlkokuldan liseye kadar halk oyunları oynadı"
Halil’in dansa olan ilgisi çocuk yaşta başladığını ifade eden anne Gülsüm Özçelik, "İlkokuldan itibaren halk oyunları ekibindeydi. Lise bitene kadar devam etti. Yarışmalara katıldı, şehir dışı turnelere gitti" diye konuştu. "İTÜ sınavına gizlice girip konservatuvarı kazandı"
Üniversiteye Bolu’da İngilizce Fizik Bölümü’nde başlayan Halil, müziksiz yapamayacağını söyleyerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yetenek sınavlarına gizlice girdi. "Anne ben sınavı kazandım" dedi. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na girdi. 300 kişi arasından 4. sırada kazanmıştı. "Dans derslerine başladı. Latin danslarına yöneldi, kurslara katıldı" diyen Özçelik, oğlunun dans eğitimine tutkuyla sarıldığını vurguladı. "Salsa eğitmeniydi, ney dersleri veriyordu"
İstanbul’daki eğitim hayatında hem salsa eğitmenliği yapan hem de ney dersleri veren Halil’in birçok öğrencisi vardı. "Hastaneye yattığında öğrencileri telefonla aradı. ‘Hocam gelmeyecek misiniz?’ dediler. Oğlum hastanedeydi ama ‘iyileşince geleceğim’ dedi. Ama İstanbul’a bir daha dönemedi" diyen anne, Halil’in eğitmenlik yaptığı yıllara duyduğu gururu gözyaşlarıyla anlattı. "Gözlerini bantlarla sabah açıp akşam kapatıyordum"
Halil, 2014 yılında görme kabiliyetini kaybettikten sonra göz kapakları bir daha hiç kapanmadı. Anne Gülsüm Özçelik, bu zorlu süreci şöyle anlattı:
"Gözleri bir daha kapanmadı zaten, sürekli açıktı. Steril bantlarla kapatıyordum ama yine açık kalıyordu, sürekli kanlanıyordu, kuruyordu. Onun için ben de gözlerini yara bandıyla kapatıyordum, öyle bulmuştum çareyi. Ne kadar damla etsek, krem etsek, gözlerinin kanı gitmiyordu. Kapatmadığım zamanlarda dışına kan dahi aktığı oldu. Ben de yara bandıyla çok sık kapatıyordum. O zaman beyazlıyordu, düzene giriyordu. Sürekli bantlıyordum, akşam kapatıp sabah açıyordum. O şekilde devam ediyorduk". "Benim oğlum tertemiz gitti"
"Her dediğimi anladı ama cevap veremedi. Hiçbir zaman bilincini yitirmedi. Tertemiz gitti benim yavrum" diyen Özçelik, Halil’in kendi isteğiyle, çocukluğundan beri en çok sevdiği yer olan Bucak’ın Ambahan Mahallesi’ne, anneannesinin ve dedesinin yanına defnedildiğini belirtti. "Bu hastalık yaygın ama bilinmiyor"
Anne Özçelik, SSPE hastalığına yakalanan kişilerin ailelerine şu şekilde önerilerde bulundu:
"Benim oğlumdan dört gün sonra 17 yaşında bir başka çocuk daha vefat etti. Türkiye’de bu hastalık çokmuş ama kimse bilmiyor. İlacı yok, tedavisi yok. Biz çok uğraştık ama destek bulamadık. Aileler çocuklarına iyi baksınlar, enfeksiyon kaptırmasınlar, ilgilerini eksik etmesinler. Benim oğlum 13 yıl yaşadı. Hiç grip bile olmadı." "Oğlumun adı müzikle yaşasın istiyorum"
Halil’in en büyük hayalinin bir dans okulu açmak olduğunu söyleyen Gülsüm Özçelik, "Onun adına bir şeyler yapılsın. Bir anı, bir köşe, bir festival bile olsa adı müzikle yaşasın istiyorum" dedi.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi