
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Son 23 yılda sağlık alanında büyük dönüşüme imza attık. Modern sağlık altyapısını ülkemize kazandırdık. İleri teknolojili her türlü araç gereci ile 23 yıl öncesine göre hayal dahil edilemeyen seviyedeyiz. Sağlık alanında devrim yaşandı" dedi.
Muhalefete tepki gösteren Erdoğan, "İstanbul için harcanması gereken kaynakların kimlere peşkeş çekildiği, kimlerin kesesine gittiği, kimlerin zenginleştiği tek tek deşifre oluyor. Normalde haya duygusu olan birisinin bu yaşananlardan sonra insan içine çıkmaması lazım. Ama bakıyorsunuz ana muhalefetin genel başkanının yüzü kızarması gerekirken sağa sola siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin Bağcılar, İstanbul, Türkiye ve sağlık camiası için hayırlara vesile olması dileğinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere yüklenici firmamıza, işçilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize, projede emeği geçen her bir kardeşime yürekten teşekkür ediyorum. 400 yataklı bu yeni hastanemizin hizmete girmesiyle Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesi de 900’e yükselmiş oluyor. Uzun ve titiz bir çalışma neticesinde inşa edilen Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanemiz bir kez daha hayırlı, uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "Sağlık alanında gerçekten büyük bir dönüşüme imza attık"
Son 23 yılda sağlık alanında büyük bir dönüşüme imza attıklarını vurgulayan Erdoğan, "Dünyada örnek alınan, birçok ülkenin gelip incelediği modern bir sağlık altyapısını ülkemize kazandırdık. Aile hekimiyle, polikliniğiyle, hastanesiyle, en ileri teknolojili her türlü aracı gereciyle, 23 sene öncesine göre hayal dahi edilemeyen bir seviyedeyiz. Elbette kimi yerlerde birtakım eksiklikler, aksaklıklar olabilir. Ama oralarda da şikayetleri gidermek için yoğun gayret gösteriyoruz. İnsanımızın en iyi sağlık hizmetini alabilmesi için imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bakın, bizim siyasette rehberimiz bellidir. Devlet, millet için vardır. Devlet, vatandaşına hizmet etmek için vardır. Bunun için hep ne diyoruz? İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz. Bu anlayışla tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya, her hizmeti ülkemizin en ücra köşesine kadar ulaştırmaya çalışıyoruz. Yeni sağlık tesislerimizle, acil sağlık hizmetlerimiz ve aile hekimliklerimizle, insan kaynağı, çalışma şartları ve özlük haklarını iyileştirdiğimiz sağlık personelimizle milletimize aşkla hizmet ediyoruz" şeklinde konuştu. "23 yılda ülkemizde sağlık hizmetlerinde kelimenin tam anlamıyla bir devrim yaşandı"
Türkiye’de 23 yılda sağlık hizmetlerinde bir devrim yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aradan zaman geçince insan geçmişi unutabiliyor. Özellikle yaşı 30’un altında olan kardeşlerimiz 2002 öncesini doğal olarak hatırlamıyor. Sıra bulmanın ayrı dert, ilacın ayrı dert, tedavinin ayrı dert olduğu o kötü günleri hamdolsun gençlerimiz bilmiyorlar. Eskiden sağlık deyince, hastane deyince insanlarımızın neden endişeye kapıldığını bugün idrak edemiyorlar. Burada çok kısa bir şekilde sizlerle bazı rakamları paylaşmak isterim. Özetin de özeti olan bu rakamlar sağlıkta nereden nereye geldiğimizi net bir şekilde ortaya koyacaktır diye ümit ediyorum. Geride bıraktığımız 23 yılda ülkemizde sağlık hizmetlerinde kelimenin tam anlamıyla bir devrim yaşandı. Rakamlar da bu devrimi inkar edilmez bir şekilde ispat ediyor. Ülkemiz genelinde 391 yeni hastane inşa ederek toplam hastane sayımızı bin 547’ye çıkardık. 37 bin 417 yataklı 25 şehir hastanemizi tamamlayarak hizmete açtık. 11 şehir hastanemizin yapımı sürüyor. İhale, proje ve arsa süreci devam edenler bittiğinde, yaklaşık 60 bin yatak kapasiteli 45 şehir hastanemizi milletimizin hizmetine sunmuş olacağız. Hastane yatak kapasitemizi 164 binden aldık, 270 bin 511’e taşıdık. 192 bin 824’ü hekim ve uzman hekim olmak üzere 1 milyon 47 bin yeni personelle sağlık ordumuzu daha da büyüttük" dedi. "2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti veriyoruz"
Sağlık tesislerinin imkanlarının iyileştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sağlık tesislerimizin imkanlarını iyileştirdik, altyapılarını güçlendirdik, ekipmanlarını modernize ettik. Şurası çok önemli; Bugün tam 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti veriyoruz. Koruyucu sağlık hizmetleri ciddi sıçrama yaşanan bir başka alan. Burada Sağlıklı Hayat Merkezlerimizin sayısını son 6 ayda açtığımız 24 yeni merkezle 286’ya çıkardık. Bu yıl 16 farklı branşta hizmet veren 100 sağlıklı hayat merkezini daha inşallah devreye alacağız. Başta sağlık okuryazarlığı olmak üzere vatandaşlarımıza pek çok alanda eğitimler verdiğimiz Sağlıklı Hayat Akademisi’ni 81 ilimize başlattık. 2002 yılında İstanbul’da bulunan kamu hastanelerinin yatak kapasitesi sadece 19 bin 715’ti. Üstelik bu yatakların çok büyük bir kısmı niteliksiz ve yetersizdi. Biz bu sayıyı yüzde 56 oranında artırarak 30 bin 726’ya yükselttik. Özel ve üniversite hastaneleri dahil toplam yatak sayısını yüzde 62,3’lük artışla 45 bin 481’e çıkardık. 2025 yılı sonunda toplamda 10 bin 582 kamu yatağını İstanbullu vatandaşlarımızın istifadesine sunacağız" diye konuştu. "Bu kadarı yeter gibi bir anlayış ile asla hareket etmedik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Planlama aşamasında olan 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisini de inşallah çok yakın bir zamanda İstanbul’umuza kazandıracağız. 2002’de İstanbul’da 217 sağlık ocağında vatandaşlarımıza hizmet veren hekim sayımız sadece 762’ydi. Bugün İstanbul’un dört bir yanındaki bin 147 Aile Sağlığı Merkezi’nde 4 bin 264 aile hekimimiz hem de özveriyle hastalarımızın imdadına koşuyor. 2017-2025 yılları arasında 40 adet 1. basamak sağlık tesisini de yine İstanbul’da hizmete hazır hale getirdik. 2002’de 44 olan 112 Acil Yardım İstasyonu sayısını 347’ye, Acil Yardım Ambulans sayısını 495’e yükselttik. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudu 4 bin 141’den 5 bin 506’a ulaştı. Kamu hemşire sayısını ise 7 bin 104’den 25 bin 507’e çıkardık. Daha burada saymaya kalksak saatler alacak nice yatırımı, projeyi imkanı İstanbullu hemşerilerimizin hizmetine verdik. Hizmet ederken kimsenin oy rengine bakmadan çalıştık. Sizden, bizden ayrımı yapmadan çalıştık. Yakın uzak demeden çalıştık. Koşturduk, hizmet götürdük. Sonuçta sağlık alanında ülkemizi bugün dünyada parmakla gösterilen bir konuma ulaştırmayı başardık. Elbette daha yapacak çok işimiz, gerçeğe dönüştürecek çok hayalimiz var. Bu kadarı yeter gibi bir anlayış ile asla hareket etmedik. Hep daha fazlasını hedef alarak koşturduk. Bir işi bitirdikten sonra hemen yenisine başladık. Ülkemizin imkanları arttıkça bizde her alanda hedef ve ölçek büyüttük. Durmadan, dinlenmeden, yorulmadan koşturuyoruz" ifadelerini kullandı. "Ana muhalefetin genel başkanının yüzü kızarması gerekirken sağa sola siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, "İstanbul için harcanması gereken kaynakların kimlere peşkeş çekildiği, kimlerin kesesine gittiği, kimlerin zenginleştiği tek tek deşifre oluyor. Normalde haya duygusu olan birisinin bu yaşananlardan sonra insan içine çıkmaması lazım. Ama bakıyorsunuz ana muhalefetin genel başkanının yüzü kızarması gerekirken sağa sola siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyor. Partisini sarpalarından kurtarmak yerine yolsuzlukların peşine düşen yargı mensuplarına hakaret ediyor, dahası sorumluluk sahibi siyasetçinin ağzına asla yakışmayan sıfatlarla bakanlarımıza dil uzatıyor. Meyhane ağzı ile konuşmayı siyaset yapmak değildir. İşittiklerimiz karşısında inanın onun adına biz utanıyoruz. Üslubu ile duruşu ile kullandığı özenli dil ile topluma örnek olması gereken siyasetçilerin rakibimiz dahi olsa hakaret, kabalık ve tehdit ile gündeme gelmesinden onlar adına biz rahatsız oluyoruz. Bu düzeyde siyaset yapmayı, aziz milletimize ve temsil ettiğimiz makama hürmetsizlik olarak görüyoruz. Bugüne kadar hep sabırla davrandık. Bizim boş işlerle boş sözlerle oyalanacak zamanımız yok. Bizim gündemimiz, hedefimiz, niyetimiz belli. Biz Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme derdindeyiz. Biz milletimizin refahını, huzurunu, gelirini artırma peşindeyiz. Yeni bir dünya kurulurken Türkiye, bu yeni küresel sistemde hak ettiği yerde temsil edilsin uğraşıyoruz" şeklinde konuştu. "Ne hazindir ki muhalefet bizim bu vizyonumuzu anlayamadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne hazindir ki muhalefet bizim bu vizyonumuzu anlayamadı. Ülkemizdeki ideolojik çevreler bizim ufkumuzu asla kavrayamadı. Ülkenin yüksek çıkarlarını değil kendi küçük menfaatlerini düşündüler. Bunların nasıl bir zihin yapısına sahip olduklarını geçen hafta biz kez daha gördük. Tartışmaları siz de takip ettiniz. Bir futbol kulübü, Sağlık Bakanlığımızın yürüttüğü bir farkındalık kampanyasına destek olmak için bir sahaya pankart ile çıktı. Pankartta hakaret eleştiri yoktu. Kimseye bir saygısızlık yoktu. Onların iddia ettikleri gibi kadınları rencide edecek hiçbir durum yoktu. Sadece çok önemli bir konuya dikkat çekme niyeti vardı. Son yıllarda ülkemizin kanayan yarası haline gelen soruna katkı sağlama amacı vardı. Kulübümüz gayet doğru bir adım attı. Bunun üzerine malum odaklar harekete geçti. Sporcularımızı, futbol kulübümüzü linç ettiler ve projeyi yürüten Sağlık Bakanlığımızı hedef alarak eleştiri oklarını bize yönelttiler. Son 1 haftadır çirkin ifadelerle ortalığı velveleye verenlere buradan şunu soruyorum; bakanlığımızın normal doğumu teşvik etmesi cerrahi müdahale yerine normal doğumu özendirmesi sizi niçin bu kadar rahatsız ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın görevi bu milletin sağlığını korumak değil mi. Bunun için toplumda farkındalık oluşturmak değil midir? Ortada dünya ortalamalarına göre bir anormallik varsa buna çözüm üretmek, bunun üzerine gitmek değil midir? Sağlık Bakanlığı’ndan toplum sağlığı için elindeki tüm imkanları seferber etmesi dışında ne yapmasını bekliyorsunuz. Bilimsel veriler ortada, nüfus artış hızımızın doğurganlık oranımızın düştüğü seviye ortada. Bizleri 10 yıl, 20 yıl sonra bekleyen tehditler de ortada. Siz rahatsız oluyorsunuz diye tedbir almayalım mı? Toplumu doğru yönlendirmeyeli mi? Açık ve net söylüyorum. Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızımızın alarm verdiği bir dönemde bizim bu hezeyanlara ayıracak vaktimiz yoktur. Bu bizim için bir beka meselesidir. Türkiye’nin geleceğini doğrudan ilgilendiren bir varoluş tehdididir. Sapkın akımlarla milletimizi zehirlenmesine asla müsaade etmeyiz. Bu konudaki tavizsiz duruşumuzu bundan sonra da muhafaza edeceğiz. Birileri karşı çıksa da biz ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmayı kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi