USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

GYODER, iş gücü sorununa çözüm için yol haritası sundu

Gyoder tarafından betam’a yaptırılan "inşaat sektörü ve iş gücü dinamikleri: Türkiye’24" araştırması kamuoyu ile paylaşıldı.

GYODER, iş gücü sorununa çözüm için yol haritası sundu
04-02-2025 15:21

GYODER tarafından BETAM’a yaptırılan "İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24" araştırması kamuoyu ile paylaşıldı. Depremler ve kentsel dönüşüm ihtiyaçlarının inşaat sektöründe iş gücü krizini derinleştirdiğine dikkat çeken araştırma, yeni nesil iş gücünün ağır çalışma koşulları ve gelir düzensizliği nedeniyle sektörü tercih etmediğini ortaya koyuyor. Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) tarafından Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’ne (BETAM) yaptırılan "İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24" araştırmasının sonuçları İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında açıklandı. GYODER Başkanı Neşecan Çekici, YTÜ Konut ve Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Serhat Başdoğan, Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü ve Kurucusu Can Selçuki araştırmanın çıktılarını ve çözüm önerilerini paylaştı. Basın toplantısında konuşan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, "Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri nitelikli işçi bulamama sorunu. Özellikle depremden sonra bu durum daha da arttı. Bu kriz yalnızca kısa vadeli çözümlerle değil, uzun vadeli stratejilerle aşılabilir. Hazırlamış olduğumuz raporumuz, sektörümüzün mevcut durumuna ışık tutarken geleceğe yönelik önemli bir yol haritası da sunuyor. Bu kapsamda, GYODER olarak iş gücünün niteliğini artırmak ve stratejik çözümler üretmek amacıyla 7 sektörel STK ve Birlik ile ’Uzun Vadeli Stratejik İş Gücü Platformu’ oluşturma çalışmalarına başlıyoruz. Amacımız, sektörde sürdürülebilir bir kalkınmayı mümkün kılacak insan kaynağı yapısını desteklemek ve bu alanda öncü bir rol üstlenmek" dedi. Raporda verimlilik analizi de yapıldı


İnşaat sektörünün güncel sorunlarını belirlemeyi ve bu sorunların çözümlerine yönelik önlem ve politikalar önermeyi amaçlayan raporda ekonomik dinamiklerin sektöre yansımaları da derinlemesine analiz edildi. 2000 sonrası dönemde yatırımların inşaat ve hizmet sektörlerine kaydığı, ancak bu sektörlerde üretimin ve millî gelir içindeki payın beklenen artışı göstermediğine dikkat çeken araştırmada, bu durumun 2014 sonrası dönemde inşaat sektöründe yaşanan düşük verimlilikten kaynaklandığı vurgulanıyor. Rapora göre, 2020’den itibaren emek verimliliğinde ciddi artışlar görüldü. Enflasyondan arındırılmış TL cinsinden çalışan başına katma değer, 2019’da 121 binden 2022’de 220 bine çıkarak yüzde 82 artarken bunun sadece yüzde 15’i TL’nin değerlenmesinden kaynaklandı. 2020’den 2022’ye çalışan sayısındaki yüzde 20’lik sınırlı artışın ise kriz döneminde inşaat firmalarının vasıflı çalışanları işten çıkarmak yerine düşük kapasitede çalıştırmayı tercih etmesiyle açıklanıyor. Araştırma kapsamında 12 bin 37 çalışan ile anket gerçekleştirildi. İşveren tarafında da 100’e yakın kurumla derin görüşmeler yapıldı. Araştırmaya göre, bedensel güç gerektirmesi, ağır çalışma koşulları, mesai saatlerinin uzunluğu, hafta sonu çalışma, iş kazaları riskinin yüksekliği, projelerin dönemsellik taşıması ve sürdürülebilir iş imkanı sunmaması gibi sebeplerden dolayı inşaat sektörünün mecbur kalınmadıkça büyük çoğunluk tarafından çalışılmak istenmeyen bir sektör haline geldiği görülüyor. Raporda, "Çalıştığınız işten genel olarak memnun musunuz?" sorusuna en çok "Hayır" cevabı verilen iki sektör tarım ve inşaat olarak ortaya çıkıyor. En yüksek memnuniyetsizlik oranları, yevmiyeli kesimden geliyor. İnşaatta işten memnuniyetsizliğin uzak ara en önemli nedeni gelir düzensizliği ve inşaat işlerinin ağır ve zor oluşu olarak ortaya çıkıyor. ‘Aldığım ücret / maaş / yevmiye ya da işten elde ettiğim gelir ile geçinemiyorum’ diyenlerin oranı yüzde 54,2, ‘Ağır bir iş yapıyorum, iş sağlığıma zarar veriyor’ diyenlerin oranı yüzde 37,5, ‘Çalışma saatlerimden memnun değilim’ diyenlerin oranı ise yüzde 26,7. 3 yevmiyeli çalışandan 2’si ayrılmayı düşünüyor


Araştırmaya göre inşaat sektöründe çalışmayı istemeyenlerin en sık belirttiği neden, işin ‘bedensel olarak yorucu’ olması. Bu nedeni, sırasıyla inşaatta çalışmanın tehlikeli oluşu, deneyim gerektirmesi ve sağlık sorunlarına yol açma ihtimali izliyor. Neredeyse her üç yevmiyeli çalışandan ikisi sektörden ayrılmayı düşünüyor. Sektörden ayrılmayı düşünenlere nedenleri sorulduğunda yüzde 31,4 ile "Ücretin tatmin edici olmaması" yanıtı dikkat çekerken, onu yüzde 30,7 ile "İş/yaşam dengesinin iyileştirilmesi" talebi ve yüzde 23,7 ile "Daha kısa saatler çalışma" isteği takip ediyor. Araştırmada, inşaat sektöründeki kazançların diğer sektörlere göre daha yüksek olmasına rağmen, çalışma koşulları ve toplumdaki olumsuz algı nedeniyle özellikle gençler tarafından tercih edilmediğine dikkat çekiliyor. Örneğin kule vinç operatörü maaşlarının kimi zaman şantiye şefinden bile daha yüksek olduğunu belirten görüşmeciler bulunmakla birlikte, ankete katılanlar bu yüksek maaşların yalnızca dönemsel olduğunu ve kalıcı olmayacağını ifade ediyor. Kadın çalışan oranı yüzde 5


Rapora göre Türkiye’de inşaat sektöründe kadın istihdamının payı 2022 yılında yüzde 5 iken, Almanya ve Fransa’da sırasıyla yüzde 14 ve 13, İtalya’da yaklaşık yüzde 10, İspanya ve Polonya’da yüzde 7’nin üzerinde. Raporda, Avrupa’da özellikle vasıflı mavi yakalı kadınların inşaat sektöründe bu oranlara ulaşmasının yaklaşık 30 yıllık bir sürece yayıldığı vurgulanıyor. Ayrıca uygun koşullar sağlandığında kadınların ustalık gerektiren işlerde çalışabileceği ve hatta bazı işlerde erkek ustalardan daha başarılı olabileceğine dair görüşler öne çıkıyor. Çözüm önerileri


Demografik ve sosyal olguları da ele alan raporda, Türkiye’de şehirleşme sürecinin devam ettiği, iç ve dış göçten kaynaklı nüfus artışının konut talebini yüksek tuttuğu vurgulanıyor. Deprem riski ve kentsel dönüşüm ihtiyacının ise bu talebin yakın gelecekte daha da artmasına yol açacağı ifade ediliyor. Sağlıklı bir inşaat sektörü için arz-talep ve fiyat dengesinin önemine dikkat çekilen raporda, istikrarlı yapı üretimi için nitelikli mavi yaka çalışanların kritik rol oynadığı vurgulanıyor. Sektörün cazip hale gelmesi için gelir istikrarı, iş güvenliği, çalışma koşulları ve mesai saatlerine ilişkin düzenlemelerin şart olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, eğitim ve müfredatta köklü çalışmaların yapılması, nitelikli işçi yetiştirmeye yönelik istihdam ve sertifika programlarının düzenlenmesi, inşaat işlerini fiziksel olarak kolaylaştıracak teknolojilerin devreye alınması, teşvik mekanizmalarının oluşturulması, iş güvenliği denetimlerinin etkin olarak yapılmasının yaygınlaştırılması, mavi yaka çalışanlara yıpranma hakkı tanınması da raporda sunulan çözüm önerileri arasında yer alıyor.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ