
Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı Bozburun Mahallesi, uzun yıllardan bu yana sadece doğal güzellikleriyle değil, ünlü gulet üretimiyle de adını duyuruyor. Dünyanın dört bir yanında tanınan ve milyon dolarlık fiyatlarla satılan lüks ahşap guletler, Bozburun’un tarlalarında üretiliyor. Yüzyıllardır tarlalarda kurulan küçük atölyelerde şekillenen bu muazzam gemiler, artık sadece Türk sularında değil, Avrupa denizlerinde de boy gösteriyor.
Bozburun’un bu eşsiz guletleri, aslında yüzyıllar önce balıkçılık için kullanılan teknelerdi. Ancak zamanla, denizcilik kültürünün bir parçası olarak büyük ilgi görmeye başladı ve dünya çapında bir üne kavuştu.
BAŞARININ ARDINDA BİLGİ BİRİKİMİ VE USTALIK YATIYOR
Gulet yapımında Bozburun’un başarısının ardında, bölgedeki üreticilerin bilgi birikimi ve ustalığı yatıyor. Birçok yerel halk, yıllar önce tarlalarında sebze ve meyve üretmek yerine gulet üretimi için atölyeler kuruyor.
Tarlalarda kurulan bu atölyelerde, her bir gulet özenle ve titizlikle işleniyor. Ahşap malzemelerin doğru şekilde seçilmesi, ustaların el emeğiyle şekillendirilmesi ve detaylı işçilikle tamamlanan guletler, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa pazarında da yüksek fiyatlarla alıcı buluyor.
Bozburun’un gulet üretimi, sadece bölgeye ekonomik katkı sağlamıyor; aynı zamanda bu alandaki geleneksel zanaatın korunmasına da olanak tanıyor.
BABADAN OĞULA GEÇEN USTALIK
Üreticiler, denizciliğin simgesi haline gelen bu guletleri yaparken, hem geçmişi yaşatıyor hem de yeni nesillere aktarıyor.
Bölgedeki üreticiler, dünyaca ünlü bu guletleri üretirken, tarlalarındaki sebze yetiştirmeyi bir kenara bırakmış durumda. Ancak, tarımın yerini alan bu sektör, Bozburun'un ekonomisini ve istihdamını önemli ölçüde güçlendirmiş görünüyor. Ustaların geçmişine bakıldığında mutlaka babadan oğla geçtiğine tanıklık ediliyor. Günümüzde hala baba oğul ve hatta dede baba ve oğul çalışanlar bile var.
YILLARCA DEDESİYLE ÇALIŞTI
1923 yılında doğan eski süngerci ve kaptan Hasan Karayiğit, 5 nesil bir arada yaşıyor. 4 neslin de kaptan olduğu ailede 52 yaşındaki torun Zafer Karayiğit YENİSAYFA’ya konuştu. Neredeyse teknede doğduğunu belirten Zafer Karayiğit, “Mesleğimi hala yaşayan dedemden öğrendim. Geçen yıla kadar birlikte kalafat çakıyorduk. Şimdiye kadar Bozburun’da binlerce tekne yapıldı. Tersanemiz küçük ve yer bulmak imkansız gibi bir şey. Bu nedenle herkes evinin tarlasında kurduğu atölyelerde bu işi yapıyor. Evleri denize uzak olanlar da yer kiralayıp atölye kuruyor. Tekne bittikten sonra denize ulaşması ise sıkıntılı. Tamamlanan milyon dolarlık tekneleri 3 kilometrelik yolu karayolundan araçla çekek yerine kadar taşınıyor. Doğal olarak ortaya komik görüntüler çıkarken işin riski de ciddi oranda büyük” dedi.
6 KAMARALI TEKNE YAPIYORUZ
Tekne yapımında acele edilmemesi gerektiğini de belirten Zafer Karayiğit, “Şu anda biz 3 tekne birden yapıyoruz. Aslında tekneyi bir yılda bitirebiliriz. Biz bunu daha yavaş yaparak işçiliğin kaliteli olmasını istiyoruz. Burada yapılan guletler 23,95 santim boyunda. 24 metre olması Avrupa standartlarının uygulanmasına yol açıyor. Loyd olarak tüm çalışanların belgeli ve diplomalı olması gerekiyor. Bu da çok büyük maliyet doğuruyor. Teknemiz 6 kabin, yani 12 kişilik. Teknemizin yapımında 10 ayrı usta çalışıyor. Kamara ustası ayrı, elektrik ustası ayrı. Yani her birimin ustası ayrı” diye konuştu.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)