25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Marmaris'te yapılan yürüyüş, kadınların hakları için güçlü bir ses verdi. Marmaris Kadın Dayanışma adına sanatçı Selma Sonat’ın okuduğu basın açıklamasında, kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğu ve bu sorunun sadece bireysel öfke patlamalarından ibaret olmadığı vurgulandı.
Sonat, açıklamasında, “Kadına yönelik şiddet sadece bir aile meselesi değil, yıllarca süregelen eşitsizliğin ve toplumsal yapının bir sonucudur” dedi.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İMZA ATMAKLA ÇÖZÜLMEZ
Kadınların susturulmuş seslerini duyuran ve insan onurunun kutsallığını savunan bir duruş sergileyen Sonat, şiddetin kültürel ve toplumsal bir sorun olarak sürekli olarak yeniden üretildiğini belirtti. Sonat, sözlerine şu şekilde devam etti: “Kadın Cinayetleri Politiktir!”
Kadına yönelik şiddetin sadece bir imza atmakla ya da sloganlarla çözülmeyeceğini söyleyen kadınlar, bu mücadelenin toplumsal bir sorumluluk taşıdığına dikkat çekti. ‘Kim koruyacak?’ sorusunu soran kadınlar, bu şiddetin sadece kadınları değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir problem olduğunu ifade etti.
Yürüyüşe katılan kadınlar, pankartlar ve sloganlarla kadına yönelik şiddetle mücadeleye devam edeceğini, kadın cinayetlerinin son bulana kadar bu mücadelenin süreceğini belirtti.
KADINLARI KORUMAKTAN SÖZ EDİYORLAR, KİM KORUYACAK?
Açıklamada, “Bugün ‘kadına yönelik şiddet’ üzerine konuşmamızı bekliyorlar. Hani o üzerine sloganlar attığımız, pankartlarla yürüdüğümüz, evlerimize döndüğümüzde unuttuğumuz olay... Herkes gerçeği biliyor ama kimse konuşmuyor ya da konuşuyor gibi yapıyor. Yüzümüzü kızartıp bir imza atıyoruz, sonra kaldığımız yerden hiçbir şey yaşanmamışçasına devam ediyoruz. Sonrası bir başka cinayete kadar süren derin suskunluk.
Kadınları korumaktan söz ediyorlar. Kim koruyacak? Korunması gereken kim? ‘Kadına yönelik şiddet’ diyorlar, peki ama terörün sahibi kim?” denildi.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET SADECE BİREYSEL BİR ÖFKE PATLAMASI DEĞİL
* Biz, susturulmuş kadınların sesini duyanlar,
* Biz, susturulmuş kadınların sesini duyurmayı görev bilenler,
* Biz, insan onurunun kutsallığına inananlar,
* Biz, özgürlük ve yaşam hakkını savunanlar,
Kadına yönelik şiddetin sadece bireysel bir öfke patlaması olmadığının, bir ailenin kültürel değerlerine ya da bir toplumun ‘geleneğine’ indirgenemeyeceğinin, toplumun her katmanında yeniden üretilen bir şiddet biçimi olduğunun farkındayız. Bunların yıllar içinde inşa edilen bir eşitsizlik düzeninin sonuçları olduğunu hepimiz biliyoruz.
TANIYI EĞMEDEN, BÜKMEDEN DOSDOĞRU KOYMAK GEREKİR
“Kadın Cinayetleri Politiktir” denilen açıklamanın devamı şöyle: “Kadına yönelik şiddet bireysel bir kötülük değil, politik bir tercihtir. Bugün bizi susturan ne varsa, o düzenin bir parçası. Bir kadının korkudan sessizleşmesi, bir diğerinin yardım çığlığını duymazdan gelmemiz, kadını hapsetme iradesini cesaretlendiriyor, sıradaki şiddete alan açıyor. Adaletin ertelenmesi ya da yarım bırakılması, haklardaki daraltmalar bilinçli şiddet tercihinin kullanışlı araçları. Oynanmakta olan oyunun farkındayız. Önemli olan sadece bir suçun işlenmesinden sonra verilen cezalar değil, o suçun hiç yaşanmamasını sağlayacak toplumsal bir dönüşüm kararlılığıdır. Her kadın cinayetinde, her şiddet olayında; susmanın, görmezden gelmenin, "bu benim meselem değil" demenin adı ise suç ortaklığıdır. Kadına yönelik şiddet, toplumsal eşitsizliğin, ayrımcılığın ve erkek egemen sistemin bileşkesidir.”
HAYATIMIZIN HER ANINDA TEHDİT ALTINDA YAŞIYORUZ
Açıklamada ayrıca, “Biz kadınlar, cinsiyetimiz nedeniyle hayatımızın her anında tehdit altında yaşıyoruz. Bu tehdit, sadece fiziksel şiddetle değil, ekonomik, psikolojik ve sosyal baskılarla da şekilleniyor. Medyada, evde, sokakta, iş yerinde, siyasette şiddetin normalleştirilmesine isyan ediyoruz. Kadınlar özgür oluncaya, suskunluklar birleşip çığlık oluncaya kadar vazgeçmeyeceğiz. Benim bedenim, benim kararım sözünü her yerde duymaya devam edeceksiniz. Biliyoruz kolay olmayacak, bedeller ödeyeceğiz. Ancak, bu bedel bir insanın bile hayatını kurtarabilecekse, buna değer.
Kadın haklarını İstanbul Sözleşmesi, soyadı düzenlemeleri, 6284 sayılı kanun üzerinden tartışamazsınız, tartıştırmayız! Kadınların mücadelesi, insan haklarını savunan herkesin mücadelesidir. Bu, yalnızca kadınların sorunu değil; özgürlüğü arzulayan herkesin ortak çabası” ifadeleri yer aldı.
ŞİDDETE KARŞI "ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ!"
Açıklamada, kadınların sadece haber kupürleri ya da istatistik tabloları olmadığının altı çizilerek, "Bir kişiyi daha kaybetmemeye yeminliyiz" ifadelerine yer verildi. Kadınlar, şiddetin yalnızca sessizlikle değil, cesaretle engelleneceği bir toplum hayali kurduklarını belirtti. "Hayal ettiğimiz dünyada özgürce saçlarımızı savuracağız" diyerek, kız kardeşlik ve dayanışma vurgusu yaptı. Mücadelelerinin, tüm kadınların özgür ve korkusuz yaşadığı bir dünya için süreceği ifade edildi.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)