USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
ÇEVRE

Muğla Su İnisiyatifi: Danıştay ve AİHM kararları uygulansın

Muğla Su İnisiyatifi, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri için verilen Danıştay ve AİHM kararlarının bir an önce uygulanmasını talep etti. İnisiyatif, santrallerin yıllardır hukuka aykırı bir şekilde faaliyet gösterdiğini belirterek, çalışanların mağduriyetine dikkat çekerek TES-İŞ sendikasının yanıltıcı bilgiler verdiğini açıkladı.

Muğla Su İnisiyatifi: Danıştay ve AİHM kararları uygulansın
20-02-2025 12:02
20-02-2025 12:04

Muğla Su İnisiyatifi, yaptığı yazılı bir basın açıklamasıyla, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Elektrik Santrallerinin kapatılması için verilen Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını istedi. İnisiyatif, son dönemde TES-İş Sendikası Muğla Şubesi’nin, Yatağan Termik Santralinin kömür çıkaramama nedeniyle zor durumda olduğunu belirtmesi ve siyasi partilerin bu konuda raporlar sunarak konuya müdahil olmalarını eleştirdi.

Açıklamada, Yatağan Termik Santrali ve diğer iki santral için 1996 yılında Aydın İdare Mahkemesi tarafından verilen kapatma kararının Danıştay tarafından onandığı, ardından 2005 yılında AİHM tarafından da bu karara uyulması gerektiği vurgulandı. Ancak, her iki mahkemenin verdiği kararların Türkiye hükümeti tarafından göz ardı edilerek santrallerin 30 yıldır faaliyette olduğu belirtildi.

 

SANTRALLER GELECEK İÇİN ENDİŞE YARATIYOR

Muğla Su İnisiyatifi, Mahkemelerin verdiği kararların bir an önce uygulanması gerektiğini belirterek, santrallerin çevreye verdiği zararların yanı sıra, çalışanların geleceği için de endişe duyduklarını ifade etti. İnisiyatif, santrallerin kapatılmasından doğacak işsizlik sorununa siyasi partilerin ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin duyarsız kalamayacağını ancak bu sorunun çözümü için sendikanın daha sorumlu bir tutum sergilemesi gerektiğini de belirtti.

Açıklamada, “Yatağan TES’in 2020 Ocak ayında sembolik olarak kapatılması üzerine, Sendika Muğla Şubesi Mali Sekreteri’nin yerel basında yayınlanan yazısında, biz ekolojistleri mealen ‘kıçıkırık çevreciler’ olarak tanımlayan, CHP milletvekillerini de “Siz oy istemeye gelirsiniz…” diye tehdit etmesini unutmadan. Sendika’nın 187 işçinin işten atılmasına karşılık (gerçekte, 420 işçinin işten çıkarılacağı iddia ediliyor) işverenin tarafını tutup, işçilerin, işten atılmasını tevekkülle karşılamasını tavsiye etmekten başka yapacakları olduğunu hatırlatırız” denildi.

 

İŞTEN ATILMALARDA BİRİNCİ DERECEDE İŞVEREN SORUMLUDUR

“İşçilerin işten atılması birinci dereceden işverenin ve sendikanın sorumluluğundadır” ifadelerinin yer aldığı açıklamanın devamı şöyle: “İşveren bunu öngörmek zorundadır; ama işveren kâr peşinde, güneş enerjisi santralini, ihale şartlarına aykırı olarak Yatağan’ın maden çukurlarına kurmakla meşgul. İşçilerin ne olacağı umurunda değil! Muğla Su İnisiyatifi Turgut yeraltı kömür ocağının ÇED olumlu kararının iptalini sevinçle karşıladı. Gerekçede önemli bir yer tutan yer altı sularının olumsuz etkileneceği, tarım alanlarında önemli çökmeler olacağı uyarısına aldırmayan işveren ise mahkeme kararını temyiz etmekle meşgul oldu. Turgut’ta köy meydanındaki çeşme bin yıldan sonra kurudu. Halkın suyunu, bu arada Dipsiz Kaynağını enerji üretim şirketlerine veren Devlet Su İşleri. DSİ tarımsal sulama amaçlı Hayırlı Barajı’nın yapımından vazgeçen devlet kurumudur; idarenin kararlarında, uygulamalarında kamunun yararı olmadığı ortada. İşverenin ekolojik varlıklara ve insanlara verdiği zararlar saymakla bitmez.”

45 BİN İNSAN ERKEN ÖLDÜ
45 bin insanın erken ölümüne neden olan santrallerin Kapubağ’daki radyoaktif elementleri de içeren, Yatağan TES’in atık sularıyla oluşan göletin zehir kustuğunun da belirtildiği açıklamada, “Kral Yolu’na kazı sponsoru olan Yatağan A.Ş.; yerinde korunması gereken Stratonikea Antik Kenti ile Lagina Kutsal alanı arasındaki tarihi yolun kömür ve pasa alanlarına rastlayan kesimlerinden çıkan tarihi eserleri Muğla müzesine ve Stratonikea’ya götürüyor. Sendika bunlarla uğraşacağına başka işler peşinde; işçilerin işten atılmasını normal karşılayan bir sendika düşünebiliyor musunuz? Ekolojik yıkımın devam etmesini istiyor, bununda ilgili siyasi partilere işçi sayısını abartan rapor hazırlamakla meşgul. Muğla’nın geleceği umurlarında mı? ‘Benden sonra tufan’ anlayışına son vermek gerekir. Yeniköy ve Kemerköy de aynı durumda. Yeniköy TES Muğla’nın/Bodrum’un su kaynaklarından Geyik Barajı’nda biriken suyun önemli miktarını tüketiyor; Geyik Barajı’ndan beslenen İkizköy’ü yaz ortasında 1 hafta susuz bırakacak kadar. Akbelen’de su açısından önemli olan ormandaki ağaçların kesilmesi için bütün hukuksuzluklar sergilendi; yetmedi, zeytinlikler de yok edilecek” düşünceleri yer aldı.

 

 ZEYTİN KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

Açıklamanın devamı şöyle: “Ancak unutmayalım ki, Zeytin Kanunu’nda değişiklik önerisi Akbelenlilerin/İkizköylülerin direnciyle TBMM Komisyonu’ndan geri çekildi. Şimdi Kemerköy TES için kömür depolama alanı ve liman yapılacak; bunun hazırlıkları yapılıyor. Bir yandan da Güllük Limanı’ndan konveyörlerle kömür taşınması için uğraşılıyor. ‘Sendika’nın raporu ne oluyor bu durumda, ‘yerli ve milli’ enerji ne oluyor?’ diye soruyoruz? Her şey sermaye için; sermayenin ulusu, coğrafyası yoktur; kâr nerede ise ona bakar; Muğla’nın geleceği umurlarında mı? Raporları ve sözleri ile ürettikleri gerçek dışı beyanları ciddiye almanın mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz.”

 Santral KAPATILIRSA ELEKTRİK KESİNTİLERİ OLACAK İDDİALARI ASILSIZ

“Santral kapatılırsa Muğla’da elektrik kesintileri olacak iddiasının asılsız olduğunu, Türkiye’nin enterkonnekte sisteme geçtiğini, Muğla’da üretilen elektriğin üçte birinin Muğla’da tüketildiğini, santrallerin çalışmasının kömür madenlerinde kömür çıkartılamayacak duruma eriştiğini hatırlatıyoruz. Santrallerin çalışmasına dair Bakanlar Kurulu kararının alındığı 1996’da da gerçekçi olmadığını, Muğla’da elektrik kesintisinin o tarihte de yaşanmadığını söylemek isteriz. Muğla Su İnisiyatifi olarak yaşam alanlarını korumanın, ormanların, suların, tarım alanlarının, kıyıların madenler ile tahrip edilemeyeceğini, Yatağan TES v.b. ile havzanın işgal edilmesine ivedilikle son verilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz. Yaşama, emeğe, doğal ve kültürel varlıklara karşı şirketler ve ilgili idareler tarafından yürütülen işlere, kararlara karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi duyuruyoruz.”


Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ