Muğla’nın Menteşe ilçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan ilçesi Deştin Mahallesi ortak sınırı Tekağaçsırtı Mevkiine kurulmak istenen Çimento Fabrikasına karşı mücadele veren yaşam savunucuları ile avukatlar hakkında çimentocu firmanın karalama kampanyasına karşı çok sayıda dernek ve STK ile platform üyeleri ses yükseltti. Mandalya Çevre Platformu, Milas Yurttaş İnisiyatifi, Muğla Yeşil Yaşam Derneği, Dalyan Turizm Kültür ve Çevre Koruma Derneği ile Türkiye Ormancılar Derneği ayrı ayrı açıklama yaptı. Milas Yurttaş İnisiyatifi açıklamasında, “Ağır olun bakalım ey patronlar” dedi.
BİZ BU DURUMA GÜLÜYORUZ
Mandalya Çevre Platformu açıklamasında, “Son dönemde bir çimento fabrikasının patronu tarafından tezgahlanan pespaye bir piyesin saçmalıklarına tahammül ediyoruz. Başta Haluk Özsoy olmak üzere, Ferah Gümüş, İsmail Şener, Mustafa Tuncaelli, Nuray Şahbudak ve Kadriye Tuncaelli dostlarımıza son günlere yürütülen amacı belli sözde karalama kampanyaları ile hiçbir bilgi ve belgeye dayanmaksızın yersiz iftiralar atılıyor. Onların hedefindeki tüm yaşam ve çevre savunucuları ile gönül birliği içinde olduğumuzu, her daim destek olacağımızı kamuoyuna duyururuz! Özellikle yakın tarihte sıkça gördüğümüz alçakça yöntemlerle saldırılıyor. Biz ise bu duruma gülüyoruz” denildi.
BİZ DOSTLARIMIZI ÇOK İYİ BİLİRİZ
“Ağır Olun Bakalım Ey Patronlar!” başlığıyla açıklama yapan Milas Yurttaş İnisiyatifi şu ifadeleri kullandı:
* Patronu tarafından tezgahlanan pespaye bir piyesin saçmalıklarına tahammül ediyoruz. Çünkü biz dostlarımızı çok iyi biliriz! Biz yoldaşlarımızın dostluğunu Taksim’deki Gezi Parkı direnişinde uykusuz sabahlarken, işçi grevlerinde bir halayın ortasındayken, bir memur eyleminde onlarla beraber cop yerken, Dodurga’da madenci direnişinden, Akbelen’de köylülerle beraber gözaltına alınırken, bir mahkeme salonunda düzenin yarattığı yıkım politikalarını yargılarken, yoğun göz yaşartıcı gazdan sonra bir ağaca sırtını verip elindeki ekmeği köylülerle paylaşırken sınadık! Biz sizin gibi sahibinin sesi çevre katliamcılarını da iyi biliriz! Sizi çok detaylı anlatmaya gerek yok sermayesi bizden çalınmışlar olan patronlar. İnsanlık tarihi sizin gibi çok fazla sahibinin sesi gördü. Ve biz hepsini tarihin kirli çöp sepetinin içine gömdük ve unuttuk!
TÜM MUĞLA HALKI VE TÜRKİYE BİLMELİDİR
* Biz Muğla’nın her bir ilçesinde, her bir mahallesinde yaşamı savunan ve bunun için bedel ödemekten çekinmeyen dostlarımızın yanındayız! Beş para etmez ve kalitesiz tezgahlara feda edecek ne tek bir yoldaşımız ne de inancımız vardır! Muğla, gözü para hırsıyla dolu patronlara da onların kiralık gazetecilerine de yaratılmak istenen karanlığa da asla teslim olmayacaktır!
TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ’NDEN SERT AÇIKLAMA
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) 1924’te kurulmuş, adının başında “Türkiye” ibaresini taşıyan, kamu yararına bir dernek olduğunun hatırlatıldığı açıklamanın devamı şöyle: “Son günlerde Muğla'da bir takım haber kanalları ve sosyal medya üzerinden, Bayır Tekağaç mevkiindeki entegre çimento fabrikasına karşı mücadele eden yaşam savunucuları için asılsız haber ve iftiralar dikkatimizi çekmektedir. Kendi çektikleri videoda; mülk edindikleri 154 dönüm alanı nasıl çırılçıplak hale getirip, betona boğduklarını göstermişler. Termik santralin külünü kullanacaklarını iddia etmişler. Bunun olamayacağı bilimsel raporlarla kanıtlanmışken. ÇED raporlarında bile yokken mermer artıklarını kullanacakları da iddia edilmiş. Bin kişi istihdam edeceklerini söylemişler videolarında. Halbuki yine sadece 250 kişi çalıştıracakları ÇED raporlarında yazılıyken. Bunların yanı sıra; yakıt olarak Kütahya'dan her gün 900 ton kömür getireceklerini, her türlü çevre ve insana zarar verecek atıkları yakacaklarını söylememişler. Bunlar gibi halkımızı aldatmaya yönelik, mücadele edenleri karalayıcı iftira ve asılsız bilgileri paylaşmaktan da çekinilmemiş.”
EĞER ÜRETİME GEÇİLSEYDİ ÇEVRE MAHVOLACAKTI
Eğer üretime geçilseydi neler olurdu sorusunun yanıtı ise şöyle: “7 bin 751 dönüm alanda 13 adet kireç ve kalker ocağı açarak verimli ormanlarımızı, bal ormanlarını, zeytinlikleri, sulak alanlarımızı, su kaynaklarını (Deştin Çayı, Bayır Barajı, Kazan Göleti, Yumaklı'daki suyu tutan Muğla'ya su veren Kafaca'daki kuyuları besleyen süngerimsi kayalıkları), verimli ziraat topraklarını yok edeceklerdi. Havaya salacakları kirlilikten, trafikte yol açacakları yoğunluk ve olası trafik cinayetlerinden hiç söz etmemişler. Gene ülkemizde üretilen çimentonun, ülke ihtiyacının çok üzerinde olduğundan, gelişmiş ülkelerin kendilerindeki bu kirletici fabrikaları tek tek kapattığından da söz etmemişler! Fedakârca ve özveriyle mücadele eden, doğamıza-çevremize sahip çıkan her bir yurttaşımızı saygıyla selamlıyoruz. Muğla halkının bu asılsız haberleri yapan habercileri tanıdığını ve gereken yanıtı vereceğini, Deştinli, Alaşarlılar ve yaşam savunucularının yanında yer alacağını biliyoruz.”
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
