Cumhurbaşkanı kararı ile 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklıların 1 Eylül'den itibaren Türkiye'ye vizesiz girerek 90 gün ikamet edebilmesi kararına tepki gösteren Gelecek Partisi Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Irak vatandaşlarına tanınan son vize muafiyetinin bazı gerçekleri unutturmak amacıyla çıkarıldığını söyledi. Özdağ iktidara bazı sorular yöneltti.
VATANDAŞLARIMIZ TEMEL İHTİYAÇLARLA İMTİHAN EDİLİYOR
“Irak vatandaşlarına tanınan son vize muafiyeti, unutturulmaya çalışılan bazı gerçekler ve iktidara sorularımız” diyen Selçuk Özdağ, “Ülkemiz insanı 21. yüz yılda maalesef, insanlık aleminin bin yıllar önce çözüme kavuşturduğu barınma, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarla imtihan edilmektedir. Kronik hale getirilmiş bu sorunlar yetmezmiş gibi sığınmacı ve kaçak istilası ile ülkemiz bir yabancı deposuna dönüştürüldü. Bu politikanın bilinçli bir çabanın ürünü olduğu artık inkar edilemez bir gerçekliktir. Söz konusu politikanın esasen aşama aşama tatbik edilen yıllara sâri bir planın parçası olduğu Türk milletinin ortak kanaatidir” dedi.
TAŞLAR İTİNA İLE DÖŞENİYOR
Aslında tüm bu sürecin uluslararası güç odakları ve yerli yöneticilerin bilgisi ve dahli ile belli bir plan içinde şekillendirildiğini söyleyen Özdağ şöyle konuştu: “Taşlar itina ile döşenirken gerçek planın açık edilmemesi ve tepki çekmemesi için illiyet bağı bilinçli bir şekilde koparılıyor. Bir süre önce başta Bursa, Balıkesir, Manisa ve Aydın olmak üzere bazı illerimizde Suriyeli sığınmacılara hazine arazilerinin tahsis edileceği söylendi. AB ve BM fonları ile projeler yapıldığı, söz konusu projelerin Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde yürütülmesi hakkındaki iddialar cevapsız bırakılmıştı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası’ndan 3 yıl içinde toplam 35 milyar dolar kredi geleceğini açıklamıştı.”
DÜNYA BANKASI İLE SÖZLEŞME YAPILDI
Dünya Bankası ile yapılan sözleşmede neler olduğuna da değinen Muğlalı vekil, “Geçici koruma altındaki Suriyelilerin ekonomik durumlarının güçlendirileceği, 11 bin Suriyeli mülteciye kadro verilerek tarımsal alanlarda istihdam edileceği şarta bağlandığı ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan 2023 yılında gittiği ABD’de görüştüğü İtalya başbakanı Meloni, ‘İtalya’nın mülteci kampına dönüşmesine izin vermeyeceğim’ demişti. Ardından İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB/Avrupa, ülkelerinde artan kaçak sığınmacı nedeniyle Almanya İçişleri Bakanı Faeser göç konusunda Türkiye ile daha yakın iş birliği hedeflediğini, Türkiye ile mevcut sığınmacı anlaşmasının güncelleneceğini belirtmiş ve diğer ülkeler de aynı şekilde açıklamalar yapmaya başlamıştı” diye konuştu.
ERDOĞAN AMERİKA’DA NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM toplantısı için gittiği ABD’de sığınmacıları kast ederek, ‘Ülkemizde muhalefet, seçimi kazanırsak mültecileri göndereceğiz. Ama biz mültecilere olan ev sahipliğine aynen devam edeceğiz’ dediğini de belirten Özdağ, “Erdoğan, G-20 zirvesi için gittiği Roma’da Biden ile görüştükten sonra yüz binlerce Afgan elini kolunu sallayarak akın akın Türkiye’ye giriş yapmaya başlamıştı. Bir süre önce Tarım Bakanı, 2050 yılında ülkemiz nüfusunun 105 milyon olacağını, bir yüz küsur milyon da ‘misafir’ geleceğini söylemişti. Doğal olarak herkes bu 100 milyondan fazla insanın sığınmacı, göçmen ya da kaçak olduğunu düşünmüştü. Bu açıklamaya tepkiler yükselince Tarım Bakanlığı, ‘Turizmden gelecek bir o kadar misafiri de’ diye değiştirmişti. Ama daha şimdiden dünyanın en pahalı gıda fiyatları ile boğuşan Türk halkı ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşamazken bir yüz milyon misafiri daha bekleneceğini düşünmek ülke gerçekleri ile çelişmektedir” dedi.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
