Gelecek Partisi Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Türkiye’nin yurt dışına ihraç edilen gıda ve tarım ürünlerinde tespit edilen Toksik maddeler nedeniyle geri gönderilen ürünlerin iç piyasaya sürülmesinin ciddi tehlikelere yol açtığını TBMM’deki konuşmasında dile getirdi. Özdağ, ülkenin ciddi bir ekonomik ve siyasi krizle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2017 yılında yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye’nin birçok alanda beka sorunu yaşadığını belirtti.
Tarım sektöründeki sorunlara da değinen Özdağ, girdi maliyetlerinin fahiş şekilde arttığını, vergilerin yüksek olduğunu ve anayasal zorunluluk olan tarım desteklerinin yıllar içinde azaltıldığını söyledi.
UYGULANAN YANLIŞ TARIM POLİTİKALARI
Özdağ ayrıca, uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle Türkiye'nin, dünya genelinde ürün fiyatlarının en çok arttığı ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Özdağ, bu durumun sadece tarım sektörünü değil, tüm ekonomiyi olumsuz etkileyerek halkın yaşam standartlarını zorlaştırdığını ifade ederek, “Bütün bunların yanında gıda güvenliğinin toplum sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşması karşısında ise vatandaşlarımız kendisini korunmasız hissetmektedir. İhraç edilen ve görece olarak en kaliteli ve sağlıklı olduğu bilinen tarım ve gıda ürünlerinin bile zehirli maddeler içerdiği gerekçesiyle Türkiye’ye geri gönderildiği basına ve raporlara yansımaktadır.
Ülkemiz tarımının geldiği bu kötü durum ile gıda güvenliğinin acil bir şekilde masaya yatırılması ve ulusal bir farkındalık oluşturulması her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir” dedi.
GÜVENLİ GIDAYA ERİŞİM ANAYASAL VE EVRENSEL HAKTIR
Özdağ’ın açıklamasının devamı şöyle: “Unutulmamalıdır ki, sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim anayasal olduğu kadar evrensel de bir haktır. Sağlıklı gıdaya erişim başta olmak üzere, son yıllarda artan zehirli ve sahte gıda ürünleri ile ortaya çıkan bu sorunların sebeplerinin belirlenmesi ile alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla, dün TBMM’nde bir komisyon kurulması amacıyla bir araştırma önergesi de vermiştik. Elbette ülkemiz ve halkımızın gerçek sorunlarını asla umursamayan, ‘Mış- miş ve ecek-acak iktidarı’ bunu da reddetti.
Tüm dünyada gıda fiyatları özellikle pandemi sonrası ciddi oranda gerileme eğilimi gösterirken maalesef Türkiye’de devasa artışlarla rekorlar kırmaktadır.”
TÜRKİYE, DÜNYADA EN YÜKSEK GIDA ENFLASYONUNU YAŞIYOR
Özdağ, “OECD verilerine göre, Türkiye, dünya genelinde gıda enflasyonunda yüzde 70’lere varan oranla açık ara birinci sırada yer alıyor. Meksika ise sadece yüzde 6.5 enflasyon oranı ile Türkiye’nin çok gerisinde kalıyor. OECD ortalaması yaklaşık yüzde 4.5, Avrupa Birliği bölgesi ise yüzde 1.8 civarında. İsviçre, Finlandiya, Litvanya, Macaristan, Yeni Zelanda, Kosta Rika ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu oranlar ekside. Türkiye'nin gıda enflasyonu oranının TÜİK rakamları baz alınarak hesaplandığı belirtiliyor, ancak gerçekte bu oran çok daha yüksek olabilir.
Türkiye’nin karşılaştığı bu yüksek gıda enflasyonu, halkı ciddi şekilde etkilerken, ülke ayrıca sahte ve kimyasal madde tespit edilen gıda ürünleriyle de karşı karşıya kalmaktadır. Hem uluslararası hem de yerli raporlar ve medyada yer alan haberler, Türk halkının gıda güvenliği konusunda büyük bir tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
TÜRKİYE TARIMI, DEVASA RİSKLERLE KARŞI KARŞIYA
“Türkiye tarımı, son yıllarda ciddi bir krizle karşı karşıya” diyen Selçuk Özdağ, “20 yıl önce kendi kendine yeten bir ülke konumundayken, bugün hayvan ve gıda ürünü ithalatı yapan bir ülke durumuna gelindi. Tarım ve hayvancılık sektöründeki düşüş, girdi maliyetlerinin aşırı artması, vergilerin yüksekliği ve uygulanan yanlış tarım politikaları ile daha da derinleşti.
Tarım sektörü ayrıca, kimyasal ve sahte ürünlerin yaygınlaşmasıyla büyük bir tehdit altında. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre, Türkiye'deki tarım sektörü, içinden çıkılmaz bir halde. Bu durumu daha da zorlaştıran faktörlerden biri de, anayasal zorunluluk olmasına rağmen yıllar içinde azaltılan tarım destekleri. Tarımda yaşanan bu sorunlar, gıda güvenliğini de ciddi şekilde tehlikeye atıyor” ifadelerini kullandı.
2024’DE 132’Sİ SINIRDAN GERİ GÖNDERİLDİ
Özdağ, “Uluslararası raporlara göre, Türkiye'den ihraç edilen gıda ürünlerinde yasal sınırların kat kat üstünde kimyasal madde bulunduğu için geri gönderildiği ifade ediliyor. 2024 yılının ilk yarısında 205 çeşit gıda ürünümüz bu kimyasal kalıntılar nedeniyle uluslararası gümrüklerde sorun yaşamış ve 132’si sınırda yapılan kontrollerin ardından Türkiye’ye geri gönderildi. Mesela:
* İtalya’ya ihraç edilen Antep fıstıkları kabul edilebilir limitlerin 9 katı aflatoksin tespityle geri gönderildi.
* İtalya, Fransa İsveç, Hollanda ile Bulgaristan’a ihraç edilen kuru incirlerde yasal sınırların 10 katı okratoksin tespit edildiği için sınırlarından geri gönderildi.
* Savaştaki Rusya ve Ukrayna’ya ihraç edilen mandalina geri gönderildi.
* Hırvatistan’a ihraç edilen armutlar yasal sınırların 5 misli pestisit tespit edilince geri geldi.
* Hırvatistan domateslerde de pestisit maddesine rastlayınca geri gönderdi.
* Letonya’ya ihraç edilen narlarda da yasal sınırlarım 10 misli böcek öldürmede kullanılan pestisit bulundu.
İHRAÇ ÜRÜNLERİ VE İÇ PAZAR DENETİM SORUNLARI GÖZLER ÖNÜNDE
Özdağ’ın açıklamasının devamı şöyle: “Sonuç olarak bu ürünlerin akıbeti konusunda herhangi bir açıklama yapılmaması ise şüpheleri artırmaktadır. Bu ürünlerin piyasaya sürülerek satıldığı ve vatandaşların tüketimine sunulduğuna inanılmaktadır. Bunun böyle olmadığına ilişkingerçekçi bir kanıt ve görüntü bugüne kadar ortaya konulmamıştır. Vatandaşlarımız; Avrupalının yemediğini biz yiyoruz diyerek tepki göstermektedir. Kaldı ki ihraç ürünü olduğu için görece kaliteli ve sağlıklı gıda ürünlerinin geri gönderilmesinden bahsediyoruz. Aslında en büyük sorun aynı tarladan çıkan ve aynı kimyasallar kullanılarak üretilip iç piyasaya sürülen tarımsal ürünlerdir. Bunların denetimi, kontrollerinin sağlıklı bir şekilde yapılmadığı açıktır. Yurt dışına ihraç edilen gıda ve tarım ürünleri bile denetlenmiyor ki bunlar denetlensin.”
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
