Gelecek Partisi Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, TBMM’de yaptığı konuşmada Kartalkaya’daki facianın ardından hayatını kaybeden 79 kişi için büyük bir üzüntü duyduğunu ifade etti. Faciada, kaybolan hayatlara ve son anlarda yaşanan acıya dikkat çeken Özdağ, facianın sorumlularına dair sert eleştirilerde bulundu.
Kartalkaya faciasının korkunç detaylarını anlatan Özdağ, faciada bir çocuğun babasına “Baba, ölüyoruz, atlayayım mı yanayım mı?” diye seslendiğini, bir kadının ise “Ölüyoruz, hayat güzeldi.” diyerek çocuklarını attığını aktardı.
BU TRAJİK OLAY SADECE BİR ÖRNEK
Bu trajik olayın sadece bir örnek olduğunu belirten Özdağ, Türkiye'de yaşanan diğer büyük facialara da dikkat çekti. Özdağ, “Soma'da yaşadık, diğer maden ocaklarında yaşadık. O çocukların, o kadınların, o erkeklerin gelecekle ilgili hayalleri vardı.” diyerek devletin görevini yerine getirmediğini vurguladı.
Özdağ, devletin yönetenlerinin halkın hayatını korumakla yükümlü olduğunu belirterek, “Devleti yönetenler insanların ölmelerine müsaade etmez, insanların yaşamasına müsaade eder.” ifadelerini kullandı. Ancak, facianın sorumlularının sorumluluk almadığını ve bunun, ülkenin liyakatsiz yönetiminin bir sonucu olduğunu savundu.
TÜRKİYE’DE İSTİFA MÜESSESESİ NEDEN İŞLEMİYOR?
Özdağ, “Danimarka'da bir bakan 5 Euroluk çikolatayı yanlışlıkla devletin banka kartıyla aldı diye özür diliyor ve istifa ediyor. Burada ise, Soma'da facialar olacak, ormanlar yanacak; ama kimse sonuçlarla ilgilenmeyecek” diyerek, Türkiye’de istifa müessesesinin işlememesi konusunda ciddi bir eleştiri yaptı.
Özdağ, “Liyakatsiz, ehliyetsiz ve yeterli olmayan insanların görevlere gelmesi yetmiyormuş gibi, bu insanlar yargı önüne çıkarılmıyor ve kamu vicdanını kanatan olaylar cezalandırılmıyor” diyerek, hükümetin sorumsuz ve etkisiz yaklaşımını sert bir şekilde eleştirdi. Bu trajedilerin, sadece hükümetin sorumluluğunda olduğunu ve halkın hayatını güvence altına alması gereken devletin gereğini yapmadığını dile getirdi.
SORUMLULAR YARGILANMALI, KOKUŞMUŞLUK BİTMELİ
Selçuk Özdağ, araştırma komisyonlarının yetersizliğini eleştirerek, bu komisyonların çoğu zaman sonuç getirmediğini ve sorumluların cezalandırılmadığını belirterek, “Bir cezalandırma, birisi suç işlediği zaman o kişiyi cezalandırmak değildir; başkaları da o suçu işlemesin diyerek o cezanın verilmesi demektir. Komisyonlar kurulduktan sonra üç ay, dört ay boyunca çalışılıyor, ardından da komisyon raporları buraya gelmiyor. Yapılan tüm çalışmalar askıda kalıyor, sonuçsuz kalıyor.” dedi.
Sistemdeki kokuşmuşluğa değinen Özdağ, “O yüzden bu Meclis araştırma komisyonları çok önemli ama öncelikle sorumlular hakkında gereği yapılmalı.” diyerek, sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğini vurguladı.
DARBE DIŞINDA İLK KEZ BİR GENEL BAŞKAN TUTUKLANDI
Özdağ, Türkiye'nin tarihindeki ilk defa, darbe dönemleri dışında, bir genel başkanın tutuklandığını da hatırlatarak, siyasetteki ağır eleştirilere tahammül edilmesi gerektiğini belirtti. “Fikirlerine katılabilirsiniz ya da katılmayabilirsiniz, eleştiride bulunabilirsiniz. Siyaset, zaten ağır eleştirilerde bulunma sanatıdır” diyerek, demokrasinin temel değerlerine sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Son olarak, Özdağ, kamu vicdanının rahatlaması için sorumluların hesap vermesi gerektiğini, ancak bunun ancak doğru bir yönetim ve adaletle mümkün olabileceğini söyledi. “Sorumlular bir gün istifa etsinler, özür dilesinler ve yargılanmayı talep etsinler.” diyerek, Türkiye'nin adalet arayışının önemine vurgu yaptı.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
