
Manşet gazetesi yazarı Güven Karabenli, kızının acı kaybıyla ilgili şu sözleri paylaştı:
"KIZIM BAHAR'IN BUGÜN SAAT 13.45 TE İZMIR'DEN ÖLÜM HABERİ GELDİ.
Şoktayım, kafam durdu. Bir cümleye başlıyorum sonunu getiremiyorum. Beynim seyahate çıkmış gibi hissediyorum. Oturduğum yerden kalkmak istemiyorum. Zaten kalksam da neden kalktığımı, nereye gideceğimi bilmiyorum. Lokmalar boğazımdan geçmiyor. Sanki yemiyor içmiyor yüzümü dolduruyorum.
Kızımın ölümü ve benim hala hayatta olmam ihanet etmek gibime geliyor. Yaşamamı bir yaşam arsızlığı gibi görmeye başladım.
"Allah geride kalanlara ömür versin" cümlesi bir intizar, bir beddua gibi geliyor sanki..
Ananızı kaybettiğinizde ananızın, babanızı kaybettiğinizde babanızın, kardeşinizi kaybettiğinizde kardeşinizin, evladınızı kaybettiğinizde evladınızın, eşinizi kaybettiğinizde eşinizin, arkadaşlarınızı kaybettiğinizde arkadaşlarınızın değerini anlamanın tek yolu bu mu acaba?
Bütün bunlar imtihan mı, ceza mı, gözdağı mı, intikam mı, dalga geçmek mi, ders mi, anlayamadım ki..
Sevmenin, bağlanmanın karşılığı neden bu kadar acı çekmek olsun ki?
Bir de "Allah birini kendisinden fazla sevdiğinizi anlarsa onu çeker alır" demiyorlar mı tam deliriyor, kahroluyorum. Böyle bir saçma inanış olur mu?
Böyle gelmiş, böyle gidermiş. Yok yav...
Günahın büyüğünü işleyen kim acaba?...
Çaresizliği bu acıları yaratıp, tadını çıkaran mı?
Ne?...
Ne günah işledim bütün bu acıları hak edecek bilmiyorum ki.
Darmadağım canlarım, içim yanıyor.
(Yoğun bakımdayken kızımın " babam uyanınca kitap ister" diye yolladığı kitabın içinde bulduğum not.)”
Editor : Arzu BARIŞKANER