Dünya Bankası, Türkiye'nin 2025 yılı büyüme tahminini yüzde 3,6'dan yüzde 2,6'ya düşürdü. 2026 için ise büyüme beklentisi yüzde 4,3'ten yüzde 3,8'e indirildi. Benzer şekilde, Uluslararası Para Fonu (IMF) de geçtiğimiz Cuma günü yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye'nin 2025 büyüme tahminini yüzde 2,7'den yüzde 2,6'ya revize etti. 2026 yılı için ise Türkiye'nin büyüme oranının yüzde 3,2 olması bekleniyor. 2024 yılının sadece Aralık ayında 829 milyar lira açık verildiği, yıl genelinde ise toplam açığın 2,1 trilyon lira olduğu duyuruldu.
Bu büyüme beklentilerindeki düşüş, ekonomistleri ve siyasetçileri endişelendirdi. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Metin Ergun, bu rakamların Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından "çok kötü" olduğunu belirtti.
HER YIL BİR MİLYONA GENÇ İŞ GÜCÜNE KATILIYOR
Ergun, “Bütçe açığı, kısaca kamu maliyesi harcamalarının gelirlerden fazla olması demek. ‘Sözde enflasyonla mücadele ediyoruz’ deniyor ama ortaya çıkan rakamlar bırakın enflasyonla mücadele etmeyi, enflasyonu artıracak şekilde müsrifliğe devam edildiğini gösteriyor” dedi. Ergun, özellikle her yıl 950 bin ile 1 milyon gencin iş gücüne katıldığını hatırlatarak, "Yeni nesillere istihdam yaratabilmek için Türkiye'nin yıllık büyümesinin en az yüzde 5 ile yüzde 6 arasında olması şarttır" ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası ve IMF'nin Türkiye için aşağı yönlü revize ettiği büyüme tahminleri, ekonomik büyüme ile iş gücü piyasasına istihdam sağlama arasındaki zorlu denklemi bir kez daha gündeme taşıdı. Ekonomik büyümenin hız kesmesiyle birlikte, özellikle genç nüfusun işsizlikle karşılaşma riski artarken, iş gücü piyasasına yeni giriş yapan bireylerin karşılaştığı zorluklar da derinleşebilir.
MİNİMUM YÜZDE 5-6 BÜYÜME YOKSA İŞSİZLİK BİRİKİMLİ OLARAK ARTAR
Uzmanlar, Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomik büyüme için yapısal reformlara ve verimlilik artışına odaklanması gerektiğini vurguluyor. 2025 ve 2026 yıllarındaki daha düşük büyüme oranları, ekonomik istikrarın sağlanmasında daha fazla çaba gerektirdiğinin altını çizdi.
Metin Ergun şunları söyledi: “Minimum yüzde 5-6 büyüme olmadan geçirdiğimiz her yıl işsizliğin birikimli olarak artmaya devam etmesi anlamına gelmektedir.
Geniş tanımlı işsizliğin pandemi dönemindeki seviyeleri yakaladığını ve ücretlerin giderek baskılandığını dikkate aldığımızda, yakın gelecekte de büyük sosyo-ekonomik sıkıntıların devam edeceği açıktır.”
VATANDAŞ HAKETTİĞİ YAŞAM STANDARTINDA DEĞİL
Ergun ayrıca, “Kaliteli ve kapsayıcı bir büyüme olmadan vatandaşlarımıza hak ettikleri yaşam standardını sunabilmemiz mümkün değildir. Türkiye enflasyon problemini çözmek zorundadır. İstikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomiye sahip olmak için ilk olarak enflasyon belasının def edilmesi gerekmektedir. Unutulmasın ki, ekonomik istikrar olmadan ne istikrarlı bir demokrasiye kavuşabiliriz, ne de istikrarlı bir toplum olabiliriz.
Milletimizi hak ettiği refah seviyesine ulaştırmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Yanlışları söylemeye ve doğru adımların atılması konusunda önerilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)