Ekonomi

Avrupa’daki turizm kısıtlamaları Türkiye için fırsat olabilir

Prof. Dr. Orhan içöz, avrupa ülkelerinde fiyatlar yükselirken, türkiye’nin benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabileceğini söyledi.

Avrupa’daki turizm kısıtlamaları Türkiye için fırsat olabilir
09-04-2025 10:19

Prof. Dr. Orhan İçöz, Avrupa ülkelerinde fiyatlar yükselirken, Türkiye’nin benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabileceğini söyledi.


Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan İçöz Avrupa’nın turistten yorulduğunu, getirilen ek vergi ve ziyaretçi kotalarının bunun göstergesi olduğunu belirterek, Türkiye’nin benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabileceğini belirtti.


Prof. Dr. İçöz Türkiye’nin, fiyat-performans açısından avantajlı bir konumda olduğunu belirterek şunları söyledi: "Avrupa’da aşırı turist yoğunluğu nedeniyle yerel halkın tepkileri artarken, Venedik, Barselona, Amsterdam ve Dubrovnik gibi şehirlerde günlük ziyaretçi kotaları, ek vergiler ve konaklama sınırlamaları uygulanmaya başlandı. Bu durum, turistlerin farklı destinasyonlara yönelmesine neden olabilir ve Türkiye bu değişimi fırsata çevirerek turist akışını kendine çekebilir. Özellikle Avrupa’da turist vergileri ve konaklama fiyatlarının artması, gezginleri daha uygun fiyatlı destinasyonlar arayışına itebilir. Türkiye, fiyat-performans açısından avantajlı bir konumda bulunuyor. İspanya ve İtalya gibi ülkelerde fiyatlar yükselirken Türkiye benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabilir."


Ülkemizde bu tür uygulamaların sıkı günlük kotalar yerine daha çok ücretlendirme ve dönemsel kısıtlamalar şeklinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orhan İçöz, "Örneğin, Kapadokya’da balon turlarına uçuş izinleri ve kapasite düzenlemeleri getirilerek aşırı kalabalık kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Antalya’daki antik kentlerde (Olympos, Aspendos vb.) yoğun dönemlerde girişlerde bazı düzenlemeler uygulanıyor, Bunun yanında, Türkiye’de 2023 yılında yürürlüğe giren konaklama vergisi, otel ve pansiyon konaklamalarında yüzde 2 oranında uygulanarak turistik altyapıya katkı sağlanması amaçlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerinin giriş ücretleri sürekli güncellenirken, özel koruma alanlarında da bazı ücretlendirme uygulamalarına geçildi. Örneğin, Salda Gölü’nün belirli bölgeleri giriş ücretli hale getirilerek yapılaşma sınırlandırıldı.


Ayrıca, İztuzu, Patara ve Belek gibi Caretta-Caretta kaplumbağa yuvalama alanlarında turist yoğunluğu yuvalama döneminde belirli saatlerde sınırlandırılıyor. İstanbul’da, Airbnb gibi platformların yaygınlaşmasıyla birlikte kısa dönem kiralamalarla ilgili düzenlemeler gündeme geldi" diye konuştu. Sürdürülebilir turizm


Avrupa’da yaşanan bu doygunluk karşısında Türkiye bu turist potansiyelini lehine değerlendirebileceğini anlatan Prof. Dr. Orhan İçöz, "Avrupa’daki yoğunluğa ve kalabalıklara alternatif olarak Türkiye, daha sakin, butik ve lüks tatil seçenekleri sunabilir. Mavi yolculuk, özel villa konaklamaları, şarap bağları turları ve gastronomi deneyimleri gibi lüks ve kişiselleştirilmiş turizm hizmetleri ön plana çıkarılabilir. Avrupa’daki turizm politikalarının sıkılaşmasıyla birlikte Türkiye, daha erişilebilir, ekonomik ve kaliteli bir destinasyon olarak kendini konumlandırabilir. Ancak bu turist akışını kontrolsüz bir büyümeye değil, sürdürülebilir turizme yönlendirmek de büyük önem taşıyor" dedi. Yeniz destinasyonlar


Prof. Dr. Orhan İçöz, farklı destinasyonların ön plana çıkarılabileceğini ifade ederek şöyle devam etti: "Turizmin en fazla yoğunlaştığı Türkiye’nin sadece İstanbul, Antalya ve Kapadokya gibi popüler destinasyonlardan ibaret olmadığı vurgulanmalı ve alternatif turizm bölgeleri ön plana çıkarılmalıdır. Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da eko-turizm, doğa turizmi ve gastronomi turizmi gibi seçenekler daha fazla tanıtılmalıdır. Ayrıca, Datça, Akyaka, Assos ve Bozcaada gibi az bilinen sahil kasabaları ile Pamukkale ve Afyon gibi termal turizm bölgeleri de Avrupalı turistler için iyi birer alternatif oluşturabilir. Avrupa’daki turistlerin büyük bir kısmı tarihi ve kültürel mirasa ilgi duyan gezginlerden oluştuğu için, Türkiye bu alanda da kendini daha fazla tanıtabilir. Roma, Bizans, Osmanlı ve Selçuklu mirası, Avrupalı turistler için ilgi çekici olabilir. Efes, Bergama, Göbeklitepe ve Nemrut Dağı gibi UNESCO miras alanları, Avrupa’daki turist yoğunluğuna karşılık daha sakin ve etkileyici alternatifler sunabilir."



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER