Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Bedir Abdulati ile gerçekleştirdiği basın toplantısında, "Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 ay süren savaşın ardından İsrail’in de barışa ve huzura ihtiyacı var" dedi.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Mısırlı mevkidaşı Abdulati ile Dışişleri Bakanlığı’nda ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. "Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor"
Bölgedeki sorunların yansımalarının bölgeyle sınırlı kalmadığını vurgulayan Bakan Fidan, "Bizler bölgemizdeki sorunlarla ilgilenmezsek üçüncü ülkeler gelip bölgesel meselelerde belirleyici politikalar izliyorlar. Şu hususun artık kabul edilmesi gerekiyor. Yerel sorunlara ithal çözüm arayışları bölgemize huzur getirmedi. Tam aksine yabancı güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda attığı adımlar bize savaş, istikrarsızlık ve yoksulluk olarak geri döndü. Bu gözlemden hareketle çevremizdeki sorunlarla daha yakından ilgilenmemiz ve kendi çözümlerimizi ortaya koymamız gerekiyor. Türkiye ve Mısır Cumhurbaşkanlarımızın liderliğinde bu doğrultuda önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Her konuda daha fazla istişare ve iş birliği içerisinde. Bu meselelerin başında Filistin’deki durum geliyor. Her şeyden önce Gazze’deki ateşkesin sağlanması için gösterdikleri çabalardan ötürü Mısırlı kardeşlerimize teşekkür borçluyuz. Gerçekten kendileri olağanüstü bir gayret ortaya koydular. Mısırlı yetkililer Katar ve diğer ülkelerle beraber büyük bir çaba sergilediler. Şimdi bu ateşkesin kalıcı olması için Türk uluslararası toplumun seferber olması gerekiyor. Pazar günü Doha’da Hamas siyasi büro üyeleriyle bir görüşme yaptım. Hamas tarafı ateşkes anlaşmasının gereklerini yerine getirme konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyor. Ancak İsrailli esirler serbest bırakıldıktan sonra Netanyahu hükümetinin nasıl bir tavır takılacağı hususunda tüm dünyada bazı soru işaretleri var. Netanyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 ay süren savaşın ardından İsrail’in de barışa ve huzura ihtiyacı var. Uluslararası toplum ortak bir duruş sergilemeli ve Netanyahu’nun siyasi çıkarlar uğruna soykırımı yeniden başlatmasına engel olmalıdır" ifadelerini kullandı.
İkili görüşmelerinde birçok bölgesel ve uluslararası konuyu ele aldıklarını belirten Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Abdulati ise, "Gazze’deki gelişmeler ve Batı Şeria’daki, işgal altındaki Doğu Kudüs’teki gelişmeler de bunların başında geliyor. Gazze’deki durumu detaylıca ele aldık. Ateşkes anlaşması sonrasında üç aşamalı olarak imzalanan bu ateşkes anlaşması ve buradaki üzerine anlaşılan esir takası, uzun bir çaba ile gerçekleşti. Mısır, Katar ve ABD’nin 15 aylık bir çabası sonucu gerçekleşti. Bakan Fidan’a son gelişmeler hakkında bilgi verdim. Sahadaki son gelişmeler hakkında ve buradaki handikaplardan da bahsettim. Kendisiyle şu konuda anlaştık ortak çalışmaya ve bu anlaşmanın bütün bentleriyle gerçekleştirilmesi konusunda onunla ortak çalışacağımız konusunda da anlaştık. Türkiye ve Mısır’ın bu konudaki görüş birliğini vurguladık. Özellikle de iki devletli çözümü ve Filistin devletinin 1967 sınırları esasında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasının önemini de vurguladık. Ayrıca ben ve Fidan Filistin halkının haklarına kasteden bütün müdahalelere karşı olduğumuzu ifade ettik ve Filistin topraklarındaki tüm tek taraflı girişmelerin ve yerleşim girişimlerinin ve askeri saldırıların da sonlandırılması gerektiğini söyledik" dedi. "15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Türkiye’ye geldiler"
Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, bir gazetecinin, "15 Filistinli esirin Türkiye’ye getirilmesine ilişkin detayları paylaşabilir misiniz" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Belli miktarda Filistinlinin, Filistin topraklarında kalmaması şartı var, taraflar tarafından mutabık kalındı. Bu kardeşlerimizin serbest bırakıldıktan sonra belli ülkelerde ağırlanması söz konusu. Türkiye’de gelen talep üzerine bu konuda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle olumlu bir tavır gösterdik. Sözünü ettiğiniz gibi birkaç gün önce 15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire’deki büyükelçilerimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye’ye geldiler. Biz diğer bölge ülkelerinin de ve bazı ülkelerin de bu konuda rol almasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Mısır bu konuda rol oynayacak, Katar oynayacak, Türkiye oynuyor. Şu anda bazı ülkeler de bunu gözden geçiriyorlar. Yalnız ben bir vesileyle şunu da ifade etmek istiyorum uluslararası topluma. Türkiye’nin insanlık dramını sona erdirme amacıyla taşıdığı bu iyi niyetin daha sonra belli çevrelerce Türkiye aleyhine bir propaganda materyaline dönmesini kabul etmiyoruz. Bunun için de şimdiden bir uyarı getirmek istiyorum. Ateşkesi destek vermek için hapisten salınan Hamas üyelerinin Türkiye’ye gelmesi başka ülkelerle beraber. Daha sonra Türkiye’nin aleyhine bir propaganda malzemesi olarak bazı siyonist çevrelerce kullanılmasını kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz. Uluslararası bazı kamu aktörlerinde bu propagandalara şimdiden kanmamasını istiyoruz. Kayda geçirmek istiyorum. Bizim yaptığımız barışa hizmettir, tarafların işini kolaylaştırmaktır ve insani bir destektir. Ne fazlası ne azı." "Kötü niyetle kötü adımlar atarsanız konjonktürel olarak zafer kazanıyor gözükseniz de zarar gelir, sizi bulur"
Bir gazetecinin, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Filistinlilerin Gazze’den çıkarılarak Mısır ve diğer ülkelere gönderilmesi yönündeki açıklamalarına yönelik Türkiye’nin tutumunun ne olacağı sorusuna Bakan Fidan, şu cevabı verdi:
"Tarihte bu yöntem denendi ve 60-70 yıldır da devam eden bir savaş var. Bu yöntemi tekrar bastırırlarsa, ileri götürürlerse hem bölgesel barışı hem küresel barışı tehlikeye atacak bir durum ortaya çıkar. Biz Türkiye olarak, bir taraf üzerinden değil evrensel bir maslahat ve fayda üzerinden dünyaya mesajımızı veriyoruz. Diyoruz ki ‘Bu türden gelecek nesillere savaş bırakacak, intikam bırakacak, yıkım bırakacak projelerden vazgeçmek lazım.’ Konjonktürel olarak gücünüz olabilir. İyi ittifaklarınız olabilir. Birtakım şeyleri yapmaya muktedir olabilirsiniz. Fakat biz uluslararası ilişkilerin hem bugününde hem geçmişinde şunu çok gördük. Bir meseleyi çözmek için attığınız adım başka bir meselede sizin inanılmaz derecede aleyhinize sonuç üretebiliyor. Şu anda yakın 10 yıl içerisinden üç dört tane çok büyük örnek verebilirim. Ama detayına girmek istemiyorum. Burada da aynı sorunu, aynı problemi tekrar yaşamamak gerekiyor. Netanyahu’nun zihnine bütün bir bölgeyi, bir Amerikan politikasını hapsedip oradan politika geliştirmek büyük bir yanlış. Yani bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. Bölgeyi yakından takip eden herkesin yakından şahit olacağı bir husus. Dolayısıyla bu hatanın tekrar edilmemesi akıllı insan olmanın bir gereği. Ama aklı değil başka niyetleri esas alıp ortaya politika koyarsak bunu hayata geçirirsek tekrar ediyorum bunun sonu yine bitmeyen savaşlar ve dramlar olacak. Bu savaşlar kime, ne zaman, nerede sonuç üretecek o da belli değil. Bir noktada bir savaş çıkartıyorsunuz, bir eyleme girişiyorsunuz ama beklemediğiniz başka bir yerde ağır bir darbe yiyorsunuz. Artık dünyadaki ilişkiler, olaylar belli bir öngörülememezlik düzleminde ilerlemekte. Emin olduğumuz tek şey şu, iyi niyetle iyi adımlar atarsanız iyilik sizi her yerde bulur. Kötü niyetle kötü adımlar atarsanız konjonktürel olarak zafer kazanıyor gözükseniz de zarar gelir, sizi bulur. Onun için yol yakınken bu fikirlerden vazgeçelim."
HABER KAYNAÄžI : Ä°HA
Editor : Haber Merkezi