Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, diş hastaneleri çalışanlarının iş bırakma eylemiyle ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında, sağlık hizmetlerinde yaşadıkları zorluklara dikkat çekti. Diş hekimlerinin ve sağlık çalışanlarının, hasta yoğunluğunun arttığı, MHRS randevu sistemiyle her 10 dakikada bir yeni hasta kabul etme zorunluluğuyla sıkışıp kaldıklarını belirten Doğruyol, "Canımızı dişimize taktık çalışmaya çalışıyoruz ama bu şartlarda ne hastalarımıza yeterli hizmet verebiliyoruz ne de işimizi doğru yapabiliyoruz" dedi.
DİŞ MERKEZLERİ SAĞLIK SİSTEMİNİN GERİ PLANINDA
Diş hastanelerinin ve ağız diş sağlığı merkezlerinin genellikle sağlık sisteminin geri planda kalan bir parçası olduğunu ifade eden Doğruyol, bu kurumların hasta yoğunluğunun ve iş yükünün arttığını vurguladı. MHRS randevu sisteminin her 10 dakikada bir yeni randevu vermesiyle, diş hekimlerinin hastalarına kaliteli hizmet sunmakta zorlandığını dile getirdi.
Doğruyol, “Bir diş hekiminin bazen 10-15 dakikada yaptığı bir işlem, hastanın dişinin durumuna, psikolojisine göre 45 dakikaya kadar uzayabiliyor. Ama bu sistem bize yeterli zamanı bırakmıyor. Hekimler sıkışıp kalıyor ve hastalar da yeterli ilgi ve tedaviyi alamıyor” diye konuştu.
DİŞ HEKİMLERİ ÇIKMAZDA
Sağlık Bakanlığı’nın ve hastaların arasında sıkışan diş hekimlerinin, sağlıklı hizmet verme noktasında büyük bir çıkmaz içinde olduğunu belirten Ahmet Doğruyol, bu sorunun çözülmesi için yetkililerden derhal adım atılmasını isteyerek şunları söyledi: “Kamu kurumlarımızda uygulanan performans sistemiyle, ne kadar iş o kadar para anlayışıyla sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmiş olması da hekimlerimizi zor durumda bırakmaktadır.
Kamuda bulunan pek çok diş hastanesinin fiziki yetersizliği, çalışma koşullarının zor olması, personel sıkıntısı, bazı kurumlarımızda çalışanlara uygulanan psikolojik baskı çalışanlarımızın ve siyasilerin kamu kurumlarına müdahalesi çalışanlarımızın çalışma huzurunu da bozmaktadır.”
DİŞ LABORATUARLARININ FİZİKİ KOŞULLARI YETERSİZ
“Kamuda hizmet veren diş teknisyenlerimizin hizmet verdiği diş laboratuarlarının fiziki koşullarının yetersiz olması sıkıntı yaratıyor” diyen Doğruyol, “Kullanılan kimyasalların kanserojen etkisinin olması, meslek hastalıklarına maruz kalmalarına rağmen laboratuarların riskli birim olarak değerlendirilmemesi de diş teknikerlerine yapılan bir haksızlıktır.
Yıllardır kamuya diş teknisyeni atamasının yapılmaması, kamudaki protezlerin özel diş laboratuarlarında yapılması da, kamudaki diş hastanelerindeki iş kalitesini de oldukça düşürmüş, iş kalitesinin düşmesi hekime ve hastaya adeta eziyet olmaktadır.
Diş hastanelerimizde görev yapan Ağız Diş Sağlığı Teknikerlerimizin (ADST) aldıkları eğitimin her bir diş hekimine bir ADST olarak ‘dört elli diş hekimi’ mantığından uzaklaşılmış ve bazen 4 diş hekimine bir ADST bakmaktadır. Ayrıca ADST’lerimizin görev tanımlarının net olmaması da, çalışma ortamlarında karmaşaya sebep olmaktadır” ifadelerini kullandı.
BİR KALP, İKİ GÖZ VE KULAĞA KARŞI 32 DİŞ
Doğruyol’un açıklamasının devamı şöyle: “Her insanın bir kalbi, iki gözü, iki kulağı varken, bir insanın 32 dişinin olduğunu ve 32 dişe göre de yoğunluğun olabileceğini unutmamak gerekir.
İzmir Eğitim Diş Hastanesinin depreme dayanıksız raporları olmasına ve acilen boşaltılması gerekliliğini herkesin bilmesine rağmen, halen boşaltılmamış olması çalışanlarımızın psikolojisini bozmuştur.
Sağlık Bakanlığına bağlı bir kamu kurumu olan Alsancak Ağız Diş Sağlığı Merkezinin yangın merdivenin bile olmadığını biliyor musunuz?”
YAPILACAK ÇOK İŞ VAR
Doğruyol ayrıca, “Özetle söylemek gerekirse, yapılacak çok iş var. Yapılacak düzenlemeler için komisyonlar kurulmalı o komisyonlarda mutlaka meslekle ilgili odalar, dernekler ve sarı olmayan sendikalar yer almalıdır. Yoksa ben yaptım oldu mantığıyla yapılan düzenlemeler yeni sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bu gün yapılan bir günlük iş bırakma eylemi, Diş Hekimlerimiz başta olmak üzere, teknisyenlerimizden teknikerlerimize, güvenliklerimizden işçi kadrosunda olan çalışanlarımıza kadar her birinin özlük ve mali haklarını hatırlatmak için yapılmış olan bir uyarı eylemidir” dedi.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
