
Karadeniz Bölgesi’nde, tiroid bezi hastalıklarının daha sık görüldüğü ifade edilirken, bu yüksek oranın aşırı karalahana tüketimiyle ilişkilendirildiği belirtildi. İmperial Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Doğukan Atabay, bölgedeki aşırı karalahana tüketiminin iyot emilimini azalttığını ve bunun sonucunda guatr hastalığının ortaya çıktığını vurguladı. Ayrıca, şalgam, turp ve kabak gibi besinlerin fazla tüketilmesinin ve iyotsuz tuz kullanımının da tiroid rahatsızlıklarına yol açabileceğini söyledi.
Kadınlarda tiroid bezinde nodül görülme oranının yüzde 40-50, erkeklerde ise yüzde 20-30 civarında olduğunu belirten Dr. Atabay, nodüllerin genellikle iyi huylu olduğunu ancak takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Nodüllerin büyüyerek nefes darlığı, yutma güçlüğü ve ses kısıklığına yol açabileceğini belirten uzman, nadiren bu nodüllerin kanserleşebileceği uyarısında bulundu.
Tiroid nodüllerinin tedavisinde eskiden yalnızca açık ameliyat yönteminin kullanıldığını söyleyen Dr. Atabay, günümüzde mikrodalga ablasyon tedavisinin başarılı bir alternatif olduğunu ve bu tedaviyle tiroid bezini koruyarak hastaların ömür boyu ilaç kullanma gerekliliğinden kurtulabildiğini belirtti. Mikrodalga ablasyon tedavisinin, açık ameliyatın aksine daha az riskli ve hızlı bir iyileşme süreci sunduğunu vurgulayan Atabay, bu yöntemin tiroid kanseri tedavisinde de etkili olduğunu ifade etti.
Öte yandan, Trabzon ve Karadeniz Bölgesi'nin vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan karalahanaya bu dönemlerde yoğun bir talep olduğu belirtiliyor. Manav çalışanı Ali Kemal Özkan, kar yağmasının ardından karalahananın daha tatlandığını ve bölgenin mutfağında önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Karalahana, mısır ekmeği ve hamsi, bölgenin geleneksel yemeklerinin başlıca malzemelerinden olmayı sürdürüyor.
Editor : Haber Merkezi