Her yıl 4 Ekim'de kutlanarak hayvanların haklarının korunması ve refahlarının artırılması için kutlanan Dünya Hayvanları Koruma Günü, çıkarılan yasalarla yaşamları kısıtlanması nedeniyle ülkemizde ve kutlama yerine eleştiriler yükseliyor. 1931 yılında Floransa’da düzenlenen bir konferansta, hayvan haklarına dikkat çekmek amacıyla ilan edilen bu günde bile ülkemizin çeşitli bölgelerinden üzücü hayvan haberleri geliyor.
Bu güne dikkat çekmek amacıyla Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Komisyonu açıklama yaptı.
4 EKİM ÜLKEMİZDE ARTIK BİR KUTLAMA GÜNÜ OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR
Böyle bir günün kabul edilmesinin amacının aynı dünyayı paylaştığımız dostlarımızın yaşam ve çevre haklarına saygı duymak, insanlara aynı dünya ve çevreyi başka canlılarla da paylaştığımızı hatırlatmak ve bu ekolojik dengede onların da var olduğunun farkına varılmasını sağladığı belirtilerek şu açıklama yapıldı: “Üzülerek ifade etmek gerekir ki, özellikle son yasal düzenlemelerin ardından 4 Ekim ülkemizde artık bir kutlama günü olmaktan çıkmıştır. 02.08.2024 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7527 sayılı Yasa ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda temel ilke olan ‘Topla-Aşıla-Kısırlaştır -Yerine bırak’ metodu terk edilmiş, sahipsiz hayvanların sokaklardan toplanarak ömür boyu barınaklara hapsedildiği, ‘ötanazi’ adı altında sudan bahanelerle öldürülmelerinin önünün açıldığı karanlık bir dönem başlamıştır. Yasada ayrıca yerel yönetimlere barınak inşa etmeleri için 31.12.2028 tarihine kadar süre verilmiş, bu süre içinde hayvan hapishanesi inşa etmeyen yerel yönetimlere yaptırım uygulanması öngörülmüştür. Adı “Hayvanları Koruma Kanunu” olan Kanun hayvanları korumaktan tamamen uzaklaşmış, hayvanların yok edilmesini amaçlayan bir yasa haline gelmiştir.”
MERDİVEN ALTI ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Yasa gerekçesinde sokaklardaki hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması ve hayvanların korunması için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş ancak gerekçeye uygun bilimsel ve insani bir çözüm getirilmemiş, tam aksine hayvanların katline olanak tanıyan değişiklikler yapılmıştır. Çünkü;
* Evcil hayvanların merdiven altı kontrolsüz üretimi, satışı, ithalatı,
* Mezbahalarda denetimsiz ve insanlık dışı yöntemlerle kesim yapılması,
* Kürkü ve derisi için hayvanların işkence edilerek öldürülmesi,
* Laboratuvarlarda deney için eziyet edilerek öldürülmesi,
* Eğlence için hayvanat bahçeleri ve yunus parklarında hapsedilmesi,
* Avcılık sporu adı altında acımasızca öldürülmesi,
* Sirk hayvanlarının akıl almaz işkence yöntemleriyle sözde terbiye edilerek gösteri malzemesi olarak kullanılması,
* Tavukların yumurta ve et üretimi için havasız, daracık endüstriyel kafeslerde işkenceye maruz bırakılması halen devam etmekte olup, yasaklanmamıştır!”
BİRKAÇ MÜNFERİT OLAYLAR BAHANE EDİLEREK YASA KONDU
Yasa koyucunun, birkaç münferit hayvan saldırısını gerekçe göstererek kendini ifade etme yeteneğinden yoksun hayvanların korunmasını değil, tecrit edilmesini amaçlayan yasa değişikliğini apar topar yürürlüğe koyduğunun da belirtildiği açıklamada, “Bu yasa, Anayasa'ya ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olup vicdanları da kanatmıştır. Halbuki birlikte yaşayarak; zarar vermeden ve zarar görmeden çözüm mümkündür. Unutulmamalıdır ki, bu dünya sadece insanlara ait değildir. Duyguları olan, acı çeken bir canlı türü olan hayvanlar, ekolojik sistemin vazgeçilmez unsurlarındandır.
ÖNCELİKLE VE ÖZELLİKLE;
* Evcil hayvan üretim, satış ve ithalatı durdurulmalıdır.
* Tüm ilgililerin ve gönüllülerin katılacağı bir kısırlaştırma seferberliği başlatılmalıdır.
* Sahiplendirme özendirilmeli ve bir yönteme bağlanmalı; terklere yaptırım getirilmelidir.
* Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına anaokulu düzeyinden itibaren başlanmalı; sosyal medya ve televizyonlarda hayvan sevgisini anlatan kamu spotları ve filmler yayınlanmalıdır.
Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle, hayvanların yaşam hakkını yasal güvenceye kavuşturana kadar 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününü kutlamıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)