
Yargı eliyle gerçekleştirilen sivil darbenin yirmi birinci gününde olduklarını hatırlatarak konuşmasına başlayan Özcan, Hizbullahçıları bayramda serbest bırakan iktidarın, çoğunluğu öğrenci olan 300 yurttaşı hukuksuzca tutukladığını vurguladı.
“Bir kere olsun gençlerin taleplerini bastırmak yerine anlamaya çalışın”
Tutuklanan gençlerin iktidar tarafından yaratılan düzenin sorumlusu olmadıklarını söyleyen Özcan, “Ekonomi onlar yüzünden mi bu hâlde? Adalet sicilimizi onlar mı bozdu? Bu gençler sizin iktidarınızın içine doğdu, şimdi en doğal haklarını kullanıp bu düzene itiraz ediyorlar, yurttaşlık görevlerini yerine getiriyorlar. Bir kere olsun onların tepkilerini bastırmak yerine anlamaya çalışsaydınız meydanlarda, kampüslerde erken seçim çağrısı bu kadar güçlü yankılanmazdı. Yurttaşlık hakkına sahip çıkarken tutuklanan herkes derhâl serbest bırakılmalıdır, tüm soruşturmalar düşürülmelidir. Sınav dönemi geldi, gençlerin geleceğiyle oynamaktan vazgeçin. Öğrencilerin eğitim hakkına ve geleceğine yapılan bu saldırı son bulmalıdır. Sağlık sorunları yaşayan yol arkadaşımız Mahir Polat derhâl serbest bırakılmalıdır” dedi.
"Demokrasi varsa bana kadar, özgürlükler varsa bana kadar" ikiyüzlülüğü”
Siyasi barutu kalmayan iktidarın kendine hak gördüğünü başkasına çok gördüğünü söyleyen Özcan, “ İktidar ‘Boykot hak değil, suç.’ diyor ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa Mahkemesi kararları öyle demiyor. Hatırlayın, Erdoğan boykot için "millî duruş" Mustafa Varank "Herkesin hakkı." Ömer Çelik ise "Boykota uymayan disipline gider." diyordu. Boykot için şimdi meydanları görmediği için yerin dibini görecek yandaşlara çevrildiğinde mi "Millî iradeye saldırı." "Vatana ihanet." "Yapanlar yargılanmalı." deniliyor. "Demokrasi varsa bana kadar, özgürlükler varsa bana kadar." ikiyüzlülüğünün geldiği nokta işte budur.
“Boykot haktır, direniş meşrudur, gençlik susmaz, demokrasi teslim alınamaz”
Bu çifte standardı ibretlik şekilde uygulayanlar boykot çağrısı yapanlara adli kontrol cezası verdi. Saraya çalışanlar yapınca meşru, halka çalışanlar yapınca suç ama bu millet bu çifte standardı kabul etmez. "Biz bu ekonomik düzenden, bu adaletsizlikten bıktık." diyen herkes boykot çağrısına kulak verdi. Umarız, iktidar bu halk uyarısını almıştır, almamışsa dalga dalga büyüyen demokratik dalganın da altında kalacaktır. Boykot haktır, direniş meşrudur, gençlik susmaz, demokrasi teslim alınamaz. Ekrem Başkanı, bütün belediye başkanlarımızı, yol arkadaşlarımızı, öğrenci kardeşlerimizi almadan Ekrem Başkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı yapmadan bu mücadeleyi bırakmayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Editor : Arzu BARIŞKANER