Aralıksız 40 yıl boyunca birçok tiyatro topluluğu ile sahneye çıkan, birçok televizyon dizisinde ve 60 filmde rol alan Selma Sonat ile 44 film çeken, çektiği film ile kanun değiştiren ünlü yönetmen Ümit Efekan YENİSAYFA’nın konuğu oldu. Efekan, ünlü sinema oyuncusu rahmetli Efkan Efekan’ın kardeşi olarak sektördeki serüvenini ve nasıl yönetmen olduğunu anlattı. Selma Sonat ile arkadaşlıkları, yönetmen ve yönetmen asistanı ilişkileri gündeme geldi. Kahkahalar birbirini kovaladı.
EFEKAN SİNEMA KARİYERİNİN DÖNÜM NOKTA VE ANILARINI PAYLAŞTI
Ünlü sinema oyuncusu ağabeyi Efkan Efekan hakkında konuşmaya başlayan ünlü yönetmen, “Ağabeyimle onur duyuyorum. Cankurtaran’da büyüdük. Erol Taş’ın kahvesinin bulunduğu yeri artık geçmişteki insanlar bilirler, orada abim şöhret oldu. Belgin Doruk’la ‘Ölmeyen Aşk’ filmiyle meşhurluğa ulaştı. 2 sene sonra abimin şöhretinden ötürü Metin Erksan, ‘Mahalle Arkadaşları’ diye bir film için mahallemize geldi. Mahallelinin birlikte ağlayıp güldüğünü görünce ‘Burası plato gibi, tren geçiyor, kahve var, evler var, işte burası bizim’ dedi. 8 gün orada çalışırken artık ben de onun yanında dolanıyorum. ‘Efkan’ın küçük kardeşi nerede, tut şu senaryoyu’ diyor sürekli. 11 yaşındayım, devamlı sarılıyor bana, diyor ki ‘Abin çok yakışıklı, sen de artist olacak mısın?’ Olmayacağım dedim. Ama sürekli senaryo okuyorum. Çok sayıda abimin setine gittim. 14 yaşındayım. Türk sinemasının Acar Film Stüdyosu’na gittik. Orası bir üniversite, herkes orada, dublaj yapılıyor, montaj yapılıyor, negatif yıkanıyor, seslendirme var. Oraya ham bir madde giriyor, çıktığı zaman artık direkt sinemalara” dedi.
YILMAZ GÜNEY İLE ÇALIŞTIM
Artık filmleri montaj yapmaya başladığını da sözlerine ekleyen Efekan, “Biz mutfakta montaj yapıyoruz, seyrediyoruz, bir daha yapıyoruz. Yılmaz abi (Güney) geliyor, Yılmaz Güney, Atıf Yılmaz, Osman Seden birlikteyiz. Biz de orada tanındık artık. Yılmaz Güney’e asistanlık yaptım. Bir iki sene çalışınca, artık montajı yap, laboratuvarda gece kal, sese bak gibi işler yapıyorum. Buradaki 4 senelik tecrüben askerliğimi Foto Film’e yapmamı sağladı. Oradan döndüm, İstanbul Reklam çağırınca montaj için orada işe başladım. Osman Seden’e filmi hazır getiriyorum, o sadece şurayı kes, burayı yapıştır diyordu. Yani artık asistandım” diye konuştu.
8 SENE ASİSTANLIK YAPTIM
“Ertem abi (Eğilmez), ‘tamamdır, artık bu asistanlık işine bir nokta koyalım, 8 sene oldu. Sen şu Müjde’nin (Ar)filmini bir çek’ deyince Sarmaş Dolaş filmi ile işe başladık” diyen Efekan şunları söyledi: “Çok güzel bir film oldu. Ertem abi çok beğendi, ikinci film yine Müjde Ar’la Tokat isimli film. Peşinden yine Müjde Ar filmi, yine beni çağırdı, ‘Töre’yi çektik. Derken şu anda 44 film falan çektim. Müjde Ar, Tarık Akan, Kadir İnanır’la filmler çektim.”
“MADDE 438” İLE KANUN DEĞİŞTİRİP ÖDÜLLER ALDIM
Yönetmenliği döneminde çok okuyup çok araştırdığını da sözlerine ekleyen Efekan,
“Yeni yeni geliyorum ya, farklı şeyler bulmaya çalışan bir yönetmen olmaya çalışıyorum. Gazetelerde toplumu fazla ilgilendiren güncel olayların yer aldığı 3. sayfayı çok okurdum. Bir baktım, Antalyalı bir kadınının hayatını okudum. Türker abiye (İnanoğlu) konuyu götürdüm ama ‘Siyasi’ diyerek istemedi. Ben eşi Gülşen Bubikoğlu’nu, eşi de Türker abiyi ikna etti. Çektik 438’i ve ödüller geldi” dedi.
KANUN 438’İN HİKAYESİ
Antalya’da yaşanan olayla ilgili kadını bularak konuştuğunu belirten Ümit Efekan konuyu şöyle özetledi: “Müzikli ortamlarda çalışan kadınlara o tarihlerde kötü kadın olarak bakılıyor ve hemen hakkında araştırma yapmadan vesika düzenleniyor. Bir pavyon-meyhane karışı yerden kadını çağırıyorlar. Kadın gitmeyince evine gelip kapısını kırarak çocuklarının yanında kadını darp ediyorlar. Kadın her şeyi göze alıp konuyu mahkemeye taşıyor. Hakim saldırganlara ceza verecek ama yasada vesikalı kadınlara karşı işlenen suçlarda büyük ceza indirimi uygulanıyor. Film Türkiye’de kadın haklarını ilgilendiren bir davayı anlatıyor Berhan Şimşek de filmde oynuyor. Film çıktıktan 9 gün sonra Madde 438 değişti. O dönemin en büyük ödüllerini aldık.”
SELMA SONAT ÜMİT EFEKAN’IN ASİSTANLIĞINI YAPTI
1965’te Yılmaz Güney’le ilk filmi 16-17 yaşlarındayım yapan Selma Sonat, “Ben sinemayı pek fazla sevmedim. Tiyatrom var zaten, oyuncuyum, tekrar ben tiyatroya döndüm. Fakat kafamda da yönetmen olma arzusu var. 1970 senesi Vural Peker var bizim şehir tiyatrosundan, sahne amirimizdi. Sonra filmci olunca ‘Vural abi ben yönetmen olmak istiyorum’ deyince, ‘Tamam, gel seni asistan olarak alalım’” dedi. Birinci asistan Ümit Efekan, ben de onun yanında çömez, ikinci asistan. Biz o filmin çekiminde bir abla kardeş olduk. Benden küçüktü çünkü kendisi. 40 sene ben onun 3-4 filminde çok sağlam roller oynadım. Ama ben her filminde kameranın önünde sırtım dönük bir yürür giderim, bir tane kapıyı açar, bir şey söylerim falan. En parlak olduğum dönemlerde bile bunu yapardım çünkü onun uğuru gibidir hissederdim. 40 sene devam eden dostluğumuz bizim böyle başladı” diye konuştu.
KADIN OLARAK ZOR YÖNETMEN OLURSUN
Ümit Efekan’ın yönetmen olduktan sonra asistanlığını üstlendiğini belirten Sonat bir gün Ümit Efekan’a yönetmenlik istediğini açımlayınca yaşadığı hayal kırıklığını şöyle dile getirdi: “Şu halinle sen yönetmenlik yapabilirsin ama ülkemizde bu çok zor. Çünkü kadın yönetmenler genelde güven vermiyor’ deyince dünyam yıkıldı. Ama o zaman öyleydi. Şimdi bir sürü kadın yönetmen var, bu dönemde olsa ben de bir kadın yönetmen olabilirdim ama o zaman bir Bilge Olgaç var, senede bir tek film çekiyor, sefalet içinde, kadın ölüyor, aç ve tırmalıyor, böyle o filmi çekebilmek için ne tavizler veriyor bir bilseniz. Benim onları yapacak halimde yoktu.”
DAHA NELER KONUŞULDU NELER
Sohbet giderek koyulaşınca anlatılacak anı sayısı da fazlalaşıyor doğal olarak. Muhabir olarak çalıştığım 1980’li yılların başında Ümit Efekan’ın Müjde Ar ile ilk çektiği film setinde bulunmam nedeniyle aynı ortamda çok sayıda konuya ortak olarak konu birbirini açtı. Marmaris’e yerleştiğim 1994 yılında da Selma Sonat ile dostluğumuz pekişince artık burada yazmamaya söz verdiğim anıları kendimize saklıyorum.
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)