WWF (World Wide Fund for Nature - Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ülkemizin denizlerine yılda 24 bin ton plastik karıştığını açıkladı. Bu rakam, yaklaşık 2.4 milyar PET şişenin ağırlığına eşdeğer ve plastik kirliliği, hem doğayı hem de insan sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. Diğer ürkütücü nokta ise bir insanın yiyeceklerden her hafta kredi kartı ağırlığında plastik yutması.
Vakfın yaptığı açıklamada, “Denizlerdeki plastik kirliliği ile mücadele etmek için sen de aramıza katıl, sembolik olarak bir #SahilSahiplen” ifadesiyle yeni bir kampanya başlatıldığı belirtildi.
DENİZ KİRLİLİĞİNE KARŞI DUYARLILIK
Bu kampanya, bireylerin deniz kirliliğine karşı duyarlılığını artırmayı ve toplumsal farkındalığı teşvik etmeyi amaçlıyor. WWF, herkesin bu önemli konuda sorumluluk alarak, denizleri koruma mücadelesine katkıda bulunabileceğini vurguladı.
NEDEN BİR SAHİL SAHİPLENMELİYİM?
"Sahil Sahiplen" programı, halkın gücünden yararlanarak plastik kirliliğiyle mücadele etmeyi amaçlayan öncü bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Sahil sahiplenerek, sağlanan katkılar ve tutulacak kayıtlar, kıyılarımızı kirleten atıklar hakkında değerli verilerin toplanmasına yol açacak. Bu veriler, plastik kirliliği ile mücadelede ve denizlerimizin korunmasında kritik bir rolün oynayacağı da belirtildi.
NASIL SAHİL SAHİPLENEBİLİRİM?
* Bir Ekip Kurun: Arkadaşlarınızla veya ailenizle bir grup oluşturun.
* Programa Kaydolun: "Sahil Sahiplen" programına katılmak için kayıt olun.
* Bir Sahil Sahiplenin: İlginizi çeken bir sahil seçin.
* Sahilde bulduğunuz Atıkları Sayın ve Kaydedin.
* Tekrar Edin: Bu süreci yılda 2 ila 4 kez tekrarlayarak düzenli katkıda bulunun.
Siz de bu programın bir parçası olarak denizlerimizin korunmasına destek olabilirsiniz!
2050 YILINDA OKYANUSLARDA BALIKTAN DAHA FAZLA PLASTİK OLACAK
sahilsahiplen.org’da yapılan açıklamada, “Gezegenimiz, günlük onlarca alışkanlığımızın yanı sıra neredeyse tüm endüstriyel sektörlerde kullanılan plastiklerle dolup taşıyor. Başımızı nereye çevirirsek, her yerde plastik ürünler görüyoruz. Dünya genelinde her yıl 300 milyon tondan fazla plastik üretiliyor ve üretilen plastiğin yaklaşık 8 milyon tonu denizlerde son buluyor. Bu hızla plastik üretmeye ve tüketmeye devam edersek, 2050 yılına gelindiğinde okyanuslarda balıktan daha fazla plastik olacağı tahmin ediliyor. Plastik doğal ortamda son derece zor ve yavaş parçalanma özelliğine sahiptir. Diş fırçası gibi bazı plastik ürünlerin tamamen parçalanması 400 yıldan fazla sürebilir. Parçalanan plastik ürünler, deniz hayvanları ve kuşlar tarafından çok kolay bir şekilde yutulabilecek daha küçük parçalara ayrılıyor” denildi.
BİR İNSAN HER HAFTA YİYECEKLERDEN KREDİ KARTI AĞIRLIĞINDA PLASTİK YUTUYOR
Deniz kaplumbağaları, foklar, çeşitli balık türleri ve kuşlar plastiklere dolanarak ya da onları yutarak öldükleri de belirtilerek, “Ya da balıkların yüzde 35'inin midesinde plastik parçaları bulundu; bu da denizlerdeki plastik kirliliğinin ne kadar yaygın bir durum olduğunu gösteriyor. Mikroplastikler (5 mm'den daha küçük plastik parçaları) sadece denizleri kirletmekle ve içinde yaşayan canlıları tehlikeye atmakla kalmıyor. Ortalama bir insan her hafta yediği yiyecekler vasıtasıyla beş grama kadar plastik yutuyor ki bu da bir kredi kartının ağırlığına eşit” ifadeleri yer aldı.
AKDENİZ, ‘PLASTİK ÇORBASI’ OLARAK ANILIYOR
Sitede yer alan açıklamanın devamı şöyle: “Akdeniz, plastik kirliliği açısından o kadar ağır bir yük altında ki, artık ‘plastik çorbası’ olarak anılıyor. Sahillerden, deniz yüzeyine, hatta deniz tabanına kadar denizin her yerinde plastik atık bulmak mümkün. Yunanistan her yıl yaklaşık 700 bin ton plastik atık üretiyor. Her yıl yaklaşık 11 bin 500 ton plastik Yunan denizlerine karışıyor! Yunanistan'daki sahillerde yapılan araştırmalara göre, Yunan kıyılarında karşılaşılan en yaygın çöp türü plastikler. Plastikler deniz akıntılarıyla taşınarak Akdeniz'de ‘seyahat’ edebildikleri için nereden geldiklerini her zaman bilemiyoruz; öyle ki, Kahire'de tüketilen bir cips ambalajına Yunanistan sahillerinde rastlamak mümkün. Bunun tam tersi de.”
Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
