Kültür Sanat

Zamanla yarışan miras: Tarihi köprülerimiz

Ülkemiz farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihi köprüleriyle zengin bir kültürel mirasa sahip. Bu köprüler, hem mimari estetikleriyle hem de tarihleriyle dikkat çekiyor. İşte zamana meydan okuyan bazı önemli köprüler!

Zamanla yarışan miras: Tarihi köprülerimiz
25-10-2024 15:10
25-10-2024 15:15

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Türkiye, kültürel zenginliğini tarihi köprüleriyle de gözler önüne seriyor. Akarsuları birbirine bağlayan ve insanları bir araya getiren bu köprüler, sadece mimari yapılarıyla değil, aynı zamanda taşıdıkları hikayelerle de özel bir yere sahip.

Kırkgöz Kemeri, Türkiye’nin ve dünyanın en eski çok kemerli köprülerinden biri olarak öne çıkıyor. Tarihi, mimari özellikleri ve görkemi ile dikkat çeken bu köprü, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Diğer yandan, Karamağara Köprüsü, muhtemelen dünyanın en eski sivri kemer köprüsü unvanını taşıyor. Bu köprü, döneminin mühendislik harikası olarak kabul ediliyor. Ayrıca, Türkiye'nin en uzun taş kemerli köprüsü olan Uzun Köprü de ziyaretçilerini tarih yolculuğuna çıkarıyor.

 

YÜZÜ AŞKIN KÖPRÜ ZAMANA MEYDAN OKUYOR

Tarihi köprüler, sadece geçiş noktaları değil, aynı zamanda kültürel bellekler. Onları tanımak, geçmişle bağ kurmak ve bu mirası gelecek nesillere taşımak adına önemli bir adım. Türkiye’nin dört bir yanında yer alan bu tarihi köprüler, zengin kültürel mirasımızın önemli bir parçası. Zamanla aşınan taşlar ve yaşanan olaylarla birlikte, her biri farklı hikayeler anlatıyor. Tarihi köprülerimizi keşfederek, geçmişle bugünü birleştirmek ve bu mirası gelecek nesillere aktarmak mümkün.

 

ÇİFTEKÖPRÜ: DOĞU KARADENİZ'İN TARİHİ İHTİŞAMI

Artvin’in Arhavi ilçesi Ortacalar bucağında bulunan Çifte Köprü, yörenin en güzel tarihi yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. İnişli çıkışlı dağlık arazinin zorlu koşullarına uyum sağlayan bu köprüler, iki ayrı dere üzerinde inşa edilmiştir. Kamilet Deresi ve Soğucak Deresi üzerine kurulan köprülerin 1850’li yıllara tarihlendiği tahmin ediliyor. Her iki köprünün de uzunluğu 35,5 metre, genişliği ise 2,8 metre olup, dar olmaları nedeniyle sadece yaya geçişine açıktır. Arılı ile Küçükköy yol ayrımında bulunan Çifte Köprü, geleneksel Karadeniz mimarisini yansıtan sivri kemerli, tek gözlü yapısıyla dikkat çekiyor. Kesme taş malzemeyle inşa edilen bu köprüler, tarihi süreçte Kafkasya’ya asker sevkiyatı amacıyla da kullanılmış.

 

TAŞKÖPRÜ: ADANA’NIN TARİHİ İHTİŞAMI

Adana'nın kalbindeki tarihi köprü, Seyhan Nehri üzerinde yer alan önemli bir Roma dönemi yapısı. Mimar Auxentus tarafından Roma İmparatoru Hadrianus zamanında inşa edilen bu köprü, 310 metre uzunluğunda ve 11,5 metre genişliğinde. Tarihi köprü, zaman içinde seller ve depremler gibi doğal felaketler nedeniyle birçok kez hasar görmüş. Orijinalinde 21 gözlü olarak inşa edilen köprüde, günümüzde yalnızca 14 kemer gözü kalmış. Taşköprü, halk arasında Seyhan Köprüsü olarak da biliniyor. Tarih boyunca Akdeniz’de dolaşan küçük ticaret gemileri Seyhan Nehri yatağından köprüye kadar ulaşabiliyordu.

 

KIZ KÖPRÜSÜ: GEDİZ VADİSİ’NİN ZARİF TAŞ YAPISI

Manisa Salihli’deki Adala’da bulunan Kız Köprüsü, Demirköprü Barajı yakınlarında yer alırken, mimari zarafeti ve sağlam yapısıyla dikkat çekiyor. 97.5 metre uzunluğundaki bu köprü, tarihi ve doğal güzellikleri bir araya getiriyor. Gediz Vadisi'nin daraldığı bir noktada inşa edilen bu köprü, vadi boyunca iki yanındaki taraça düzlüklerini birleştirerek önemli bir geçiş noktası oluşturuyor.

Kuzeybatı-Güneydoğu istikametinde uzanan köprünün en yüksek noktası 11,5 metre, tabliye genişliği ise korkuluklar dahil 3,4 metredir. Yuvarlak kemerli altı ayak üzerinde yükselen köprü, merkezdeki büyük kemeri ile dikkat çekerken, yan kemerler arazi yapısına bağlı olarak farklı boyutlarda inşa edilmiştir. Bu durum, köprünün mimari özellikleri arasında ilginç bir denge oluşturuyor.

 

TOKAT HIDIRLIK KÖPRÜSÜ: 770 YILDIR BARIŞIN SİMGESİ

Tokat'ta bulunan Hıdırlık Köprüsü, 1250 yıllarında Selçuklular döneminde inşa edildi. Köprünün 2. Gıyaseddin Keyhüsrev’in üç oğlu tarafından yaptırıldığı biliniyor. Selçuklu tarihinde önemli bir noktada bulunan köprü, kervan yollarının kesiştiği yerde olmasıyla dikkat çekiyor. Köprü, ihtişamı ve üzerindeki görkemli kitabesiyle diğer köprülerden ayrılıyor. Kitabede, 2. Gıyaseddin Keyhüsrev'in çatışan üç oğlu İzzeddin, Rukneddin ve Alaaddin’in isimleri yer alıyor. Bu köprünün, kardeşleri bir araya getirmek için inşa edildiği rivayet ediliyor.

2013 yılında araç trafiğine kapatılan köprü, yaya trafiğine açık olup, çevresindeki Kanal Tokat projesi ile birlikte turistlerin ilgisini çekiyor. Kanal Tokat, 2019 yılında UNESCO'nun ideal kent ödülüne layık görüldü. Tokat’ın tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeken Hıdırlık Köprüsü, günümüzde önemli bir ziyaret noktası olarak öne çıkıyor.

 

CENDERE KÖPRÜSÜ: ROMA İMPARATORLUĞU’NDAN GÜNÜMÜZE

Adıyaman'da bulunan Cendere Köprüsü, dünyanın en eski ve halen kullanılan köprülerinden birisi. Roma döneminde, İmparator Septimius Severus tarafından 193-211 yılları arasında yaptırılan köprü, 120 metre uzunluğu, 30 metre yüksekliği ve 7 metre genişliğinde. Harç kullanmadan inşa edilen bu muhteşem yapının iki ana kemeri, doğal afetlere karşı dayanıklılık amacıyla rampalı bir şekilde tasarlanmış.

Köprü, Adıyaman’ın Eskikale antik yerleşiminde, Kahta ve Sincik’i birbirine bağlayan Cendere Çayı üzerinde yer alıyor. Üzerinde yer alan Latince kitabe, köprünün imparator tarafından ailesi adına yaptırıldığını gösteriyor. Orijinalde dört korint sütunu bulunurken, günümüzde sadece üçü ayakta kalmış.

 

HİKAYESİ İLE DE ÜNLÜ

İmparator Severus’un, oğulları Caracalla ve Geta’yı birlikte yönetmeleri için uyardığı, ancak Caracalla’nın bu tavsiyeyi dikkate almadığı ve kardeşini öldürdüğü hikayesi köprünün efsanesini oluşturuyor. Cendere Köprüsü, bu trajik olayların sembolü olarak da anılıyor.

 

IRGANDİ KÖPRÜSÜ: BURSA'NIN TARİHİ VE KÜLTÜREL İNCİSİ

Bursa'nın en gözde yapılarından biri olan Irgandi Köprüsü, kemerli yapısı üzerinde sıralanan dükkânlarıyla dikkat çekiyor. 1442 yılında Hacı Muslihiddin tarafından inşa edilen köprü, özgün mimarisi sayesinde dünyanın dört çarşılı köprüsünden biri olarak öne çıkıyor.

Gökdere üzerinde konumlanan köprü, Bursa’nın Yeşil, Yıldırım ve Emirsultan semtlerini birleştiriyor. Tarihi boyunca büyük depremler ve savaşlar nedeniyle hasar gören Irgandi, 2004 yılında restore edilerek yeniden hayat buldu.

Otuza yakın dükkânı, bir mescit ve iki ahırıyla dönemin el sanatları merkezi olan köprü, günümüzde geleneksel el sanatları ürünlerinin sergilendiği bir kültür merkezi haline geldi.

Köprü, sarı badanalı dükkânları ve gri kemerli yapısıyla yıllara meydan okuyor. “Kımıldamak” anlamına gelen “ırgamak” kelimesinden adını alan köprü, hem tarihî hem de sosyal bir simge olarak Bursa’nın kalbinde yer alıyor.


Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER