20 YILDIR ÖNCESİNDEN DE MUTSUZUM

SEVİM TUTAR ARICAK
SEVİM TUTAR ARICAK
20 YILDIR ÖNCESİNDEN DE MUTSUZUM
11-04-2025

Bir gün kendimi güvende hissetmedim. Haberleri her izlediğimde istisnasız her gün mutlaka bir cana kastdedilip öldürüldü. Ya bir şehit vardı teröristler tarafından öldürülen ya da alacak verecek kavgasında bir birini öldüren. Tecavüz edilip öldürülen küçücük çocuklar vardı mesela. Faili meçul cinayetler.

Terörist başıyla pazarlığa oturanlar, ölümler üzerinden siyaset yapıp da ölenler için hiç kılı kıpırdamayanlar vardı mesela bu 20 yılın içinde.

 Düşen helikopterler içinde bir birinden değerli mevki ve rübbeli pırıl pırıl canlarımız vardı mesela ölen.

Dün gibi hatırlıyorum. Rahmetli Bülent Ecevit'in Türkiye Büyükmillet Meclisine gelip, konuşma yapacağı sırada saygısızca başörtüsüyle ayağa kalkmayıp balkabağı gibi oturan saygısız kadını. Ve o günden sonra bilinçli bir şekilde başörtüsü kavgası hiç dinmedi. Abdest almayı bile bilmeyenler, 30 ramazan orucu yiyenler, namaz dahi kılmayanların sadece başı örtülü diye ayrıcalıklı ve torpilli müslüman olarak önlerinin açılıp her çaldıkları kapılarda giriş önceliği olup kabul edilirken, açık kadınlar orta malı gibi görülüp yüzlerine ayaklarına kezzap dökülürken, mini etek giydiği için tahrik oldum diyen tecavüzcülere iyi hal indirimi verilirken bütün bunları gözlemlerken benim kadınlık onurum yara alıyordu. Kılık kıyafet kanununun çiğnenip yüksek mevkilere gelenlerin islediği suçlar hoş görülürken, aydınlar eleştirip fikirlerini söylerken namuslu kadınlar O.... yaftası iftirası atılırken linç girişiminde duygusal teröre ve şiddete dur diyen olmadığı gibi çapulcu diye adlandırılıp oncu buncu bilmem kim ci diye çatır çatır bu güzel ülkenin güzel insanlarını bölüp kardeş kavgasına, din tüccarlığı yapanların zenginleşmesini sessizce üzüle üzüle bir kenarda sümüklü bir böcek gibi izledim. Fikrimi hiç bir zaman söyleyemedim çünkü bütün bunlar yaşanırken yüzlerce gazetecinin, düşünce özgürlüğü var diyenlerin emirleriyle birer birer cezaevlerine gönderilişlerini izledim.

 

O kadar çok sahte diploma vardı ki liseyi kanaat notuyla bile zorla geçip, bu gün yıllarını eğitime bilime vermiş profların diplomalarına karşı saygısızca cahilce en üste konan bir torpil kağıdı gibi konup da bütün bilginin, hürriyetin, emeğin yok sayılıp, en altlara itilip hasıraltı edilen değerlerimizin hakkının nasıl yenip bilginin önüne cehaletin nasıl kalkan olduğunu görerek her gün yok hükmünde bir vatandaş olarak üzüldüm ben.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?