USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DÜĞÜN GARA MANTO VE TELLİ ŞEMSİYE

16-07-2023

Çoğunlukla görücü usulü. Çöpçatanların ev gezmelerinde evlenme çağına gelmiş kızlar, askerden dönmüş elinde mesleği olan biraz para kazanan erkeklerle uygun olursa evlendirilirdi.

Düğün, her şey tamamlanmadan önce söz kesilmesi, sonra nişan, ve günler yaklaşınca telaşında başlaması demekti.

Pazartesi ev düzmesi, karşılıklı yengeler, gelinler evin büyükleri fazla yataklar, yastıklar, yüklüklere koyarlar. ‘’ Aman şu şöyle olsun, bu böyle olsun, hadi hadi geç kaldık’’ söylemleriyle akşamı bulurlardı.

Salı, Çarşamba, erkek tarafı kız tarafına yemek için et gönderir. O akşam veya ertesi gün keşkek, nohutlu et ve pilav iki aile tarafından yenirdi.

 Perşembe işte büyük sürpriz burada resmi nikah yapılacak. Bu resmi nikaha gelinlik üstü manto giyilirdi. Buna ‘Dana Yaladı’ kumaşı cinsi Gara Manto derlerdi. Bu olmazsa olmazıydı. Nikahın ‘Zenginlik Ölçüsü’ birde yaz olsun, kış olsun üstünden pullar sarkıtılmış şemsiye. Fıta atıldı, şemsiye açıldı. Bu özgürlük, gelinin sağına, soluna en yakınlar sıralanır, Atatürk heykelinin oradan hürmeten ve sevgiyle etrafında döndükten sonra, kordonda şöyle bir yürülür. Konu komşu görürdü.

Cuma, kına gecesi gelin evi, oğlan evi ayrı ayrı arkadaşları ile eğlenirler kınalar yakılırdı.

Cumartesi veya Pazar; Meydanlıkta şimdi ki tarihi Hamam’ın önünde düğün yapılırdı. Yenir, içilir, oynanır damat yorulur, fazlaca içirilir. Oynatılır da oynatılırdı. Gelin alma zamanı gelince davul zurna meydanlıktan kalkar, çala oynaya gelini alır ve kız evinin arkadaşları ile oğlan evine gelinir. Ev eşiğinde bekleyen damat tam kızı eşikten eve geçirirken arkadaşları damadın omuzuna sırtına vurarak düğünü bitirirlerdi.

Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine…

 

İBRAHİM KARABENLİ

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?