USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KANATSIZ KUŞLAR

26-03-2025

Bu kitabı bana gecen yıl DR. Gökhan Korkmazgil arkadaşım tavsiye etmişti. Geçen yıl Alıp 150 sayfa kadar okuduğumda kitabın başını beğenmemiş saçma bulmuş atmıştım masanın üzerine. 1 yıl sonra inat ettim evimdeki hiç bir kitap sevmemiş bile olsam okunmadan rafıma kaldırılamazdı çünkü bende bir takıntıydı bu. İyi ki de böyle bir hastalığım var yeniden hiç bir satırını atlamadan inatla okumaya başladım. İlk 2 gün 300 sayfayı okudum 655 sayfaydı. Şaşırarak hayretler içinde ard arda çevirdim sayfaları. Müthiş bir ustalıkla yazılmış tarihin derinlerinde Çanakkale’ de size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile savaşmışım gibi hissettim.

    Çömlekçi İskenderi sanki tanıdığımdan şüphelendim. Seferberlik nedeniyle askere çağrılan Çömlekçi İskender'in 17 yaşındaki kahraman Fedakar oğlunun babasının yerine askerliğe giderek Anzak askerleriyle savaşmış olmasından çok etkilendim mesela.

   Abdül Hamit hocanın karısı Tamara'yı kadın kılığına girerek her gün görmeye gelen sevgilisi kuzeni öldürüşünü ve karısı Tamarayı meydana  halkın önüne atarak taşlatırken şans eseri vicdanlı birisi tarafından kurtarılarak iyileştikten sonra geneleve gidişini. Yıllar sonra kendisini aldatan karısından geneleve görmeye giderek af dileyen kocasının karısını hiç boşamamasından ve genel evde öldüğü zaman onu onurlu bir şekilde defnettirip onurlu bir mezar yaptıran adamın vicdanları nasıl alt üst ettiğini ve bu vicdanın göbeğine düştüğümü hissettim.

       Gelibolu'da çarpışan mermilerin kıyameti kopardığı yetmezmiş gibi bir de bir kol ötesini göremeyen askerleri yağan yağmur sularında nasıl boğulduklarını, 8 askerin ıslak üstlerine yapışmış kıyafetleriyle delirtici soğuktan korunabilmek için 8 askerin bir birine sokulup hayatta kala mücadeleleri bir kaçının ölüp, ikisinin parmaklarının kesildiğini. İmami dizleri, ayak parmakları ve alnı namaz vaziyetinde yere yapışarak ölü bulan insanları psikolojisini canlı yaşamış gibi hissettim.

     Bir asker diyor ki iyi olan tek şey donarak ölmüş katırları ve eşekleri yememizdi diyor.

    Anzaklar ile Suvla'daki askerlerin bir gece hayaletler gibi yok oldular.

      Malzeme stoklarını havaya uçurmuşlardı, toplaması geride kalan bizlerin 2 yılını alacaktı temizlemesi.

      Zaman zaman frenk askerlerinin sapanla bizimkilere yemekten bıktıkları sığır eti konservelerini bizimkilere sapanla fırlatmaları, bizimkiler yedikten sonra konserve kutularına taş doldurarak, cephede çatışırken, gittiğinizde sizi özleyeceğiz Süveş'te  görüşürüz demeleri.

    Beyaz bir kefen içinde gelmezsen cennete gidemeyeceğine inanan çok kişi vardı.

    Çatısmada vurulan paramparça olmuş sağ kolunu ağlayarak kesen arkadaşı ve 3 sigarayı içerken can veren arkadaşının yarım sigarasını ağlayarak içen askerin hiç uyuyamadığını sanki ben yasamış gibi ürperdim.

     İmparator bir kadındır ve kadın koca bir dünyayı doğurdu, rakı bize ölümü sevdirdi sözlerinden çok etkilendiğimi ve Mustafa Kemal'in böbrek enfeksiyonu geçirdiği halde yerinde yatamadığını o cephe den bu cepheye ülkeler arası eziyetli uykusuz yılların içinde az yasamış dediğiz 57 yaşı görmesin ne büyük mucize olduğuna şahit olmuş gibi hissettim kendimi.

    Rumların ve Türklerin kardeşçe yaşadığı bir kasabada ayni mahallede büyüyen biri rum diğeri Türk çoban çocuğuna okuma yazmayı toprağa değnekle çizerek öğreten ve Çömlekçi İskender'in yaptığı kuş sesi çıkaran iki düdüğün birini oğluna diğerini arkadaşına verişini Kanatsız kuşlar adının verilmesine vesile olan bu romanın kahramanlarının bütün yasadıklarını hissederek yasadım sanki.

    Son olarak son sayfalarda Fethiye'nin ne kadar güzel anlatıldığını okuyarak şaşkınlığımın içinde sonlanan 655 sayfalık  LOUIS de BERNIERES'in

    KANATSIZ KUŞLAR Kitabını bana öneren

Arkadaşım DR. Gökhan Korkmazgil beyefendiye çok Teşekkür ediyorum.

     Bugün 18 mart Çanakkale zaferimizin 110. Yıldönümü kutlu olsun.  Mustafa Kemal Atatürk ve Aziz şehitlerimizi saygıyla anıyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?