Kuvâ-yi Milliye
Osmanlı İmparatorluğu'nun birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasıyla zor günler yaşadığını hepimiz biliyoruz. Düşman işgalleri, yokluk ve bitkinlik hali her yanı sarmıştı. İşte tam bu dönemde, adeta küllerinden doğan bir direniş hareketi ortaya çıktı: Kuvâ-yi Milliye.
Kuvâ-yi Milliye'nin Kuruluşu
Mondros Ateşkes Antlaşması ile adeta boynumuz bükülmüş, silahlarımız alınmıştı. Devlet otoritesi zayıflamış, işgalci güçler ise vatan topraklarında at oynatıyordu.
Peki, böyle bir ortamda kim ayağa kalkacaktı? İşte cevabı yüce Türk halkında buluyoruz. Esnafından çiftçisine, genç yaşlı demeden herkes eline ne geçerse onu silah bilerek bir araya geldi. Bu düzenli bir ordu değildi belki, ama yüreği vatan sevdasıyla dolu bir güçtü.
Kuvâ-yi Milliye'nin Önemi
Düşman kuvvetleri karşısında sayıca ve silah olarak yetersiz durumdaydılar. Fakat Kuvâ-yi Milliye'nin gücü sadece sayısal üstünlükten ibaret değildi.
Onlar, kendi topraklarını savunan, canı pahasına mücadele eden bir halkın azim ve kararlılığıydı. Bu mücadele, adeta bir ateşleyici rol oynadı. Düşman işgaline karşı birlik ve beraberliğin sembolü oldu.
Kuvâ-yi Milliye'nin Etki Alanları
Kuvâ-yi Milliye bir gerilla savaşı yürütüyordu. Düzenli bir ordu gibi cephelerde savaşmıyorlardı. Yurt sathına yayılmış bir şekilde pusu kuruyorlar, haberleşme ve lojistik hatlarını kesintiye uğratıyorlardı. Bu sayede işgalci güçlerin işini zorlaştırıyor, moral seviyelerini düşürüyorlardı.
Kuvâ-yi Milliye Neden Kaldırıldı?
Peki, böylesine önemli bir direniş hareketi neden sonra kaldırıldı? Kuvâ-yi Milliye'nin verdiği mücadele Kurtuluş Savaşı'nın temellerini attı.
Fakat düzenli bir ordu kurulmasıyla birlikte daha organize bir şekilde savaşma ihtiyacı doğdu. Kuvâ-yi Milliye'nin yerine, Milli Ordu kuruldu. Fakat Kuvâ-yi Milliye'nin ruhu, bağımsızlık aşkı Milli Ordu'ya aktarıldı.
Kuvâ-yi Milliye, düzensiz bir güç olsa da verdiği mücadeleyle Kurtuluş Savaşı'nın kaderini etkiledi. Halkın birlik ve beraberliğinin sembolü haline geldi. Kuvâ-yi Milliye'nin bıraktığı en önemli miras ise bağımsızlık uğruna her türlü zorluğa karşı koyma azmidir. Bu mücadele ruhu, bugün bile bizlere güç vermeye devam etmektedir.